‘Umut hakkı’ binlerce tutsağı ilgilendiriyor
Türk devleti, AİHM’in ihlal kararlarına ve Avrupa Konseyi’nin uyarılarına rağmen ‘umut hakkı’ konusunda adım atmıyor. ‘Umut hakkı’, Önder Apo ile birlikte binlerce tutsağı ilgilendiriyor.
Türk devleti, AİHM’in ihlal kararlarına ve Avrupa Konseyi’nin uyarılarına rağmen ‘umut hakkı’ konusunda adım atmıyor. ‘Umut hakkı’, Önder Apo ile birlikte binlerce tutsağı ilgilendiriyor.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 22 Ekim 2024’teki grup toplantısı konuşmasından dolayı yeniden Türkiye gündemine giren ‘umut hakkı’ konusunda, aradan 6 aydan fazla zaman geçmesine rağmen paylaşılan bir çalışma yok.
‘Umut hakkı’, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihatlarında yer bulan bir uygulama ve hak. Ömür boyu hapis cezası almış kişilerin insanlık onurlarını korumak adına serbest bırakılma ihtimallerinin olmasına dayanıyor. Bu hak ile ilgili dünyada dönüm noktası olarak tabir edilen olay ise AİHM’in baktığı 2013’teki Vinter Davası oldu. İngiltere’de iki ayrı cinayet işlemekten ömür boyu hapis cezası alan Robert Vinter ve John Mitchell’in başvuruları üzerine açılan davada AİHM, şartlı tahliye imkanının tamamen ortadan kaldırılmasını Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı bulduğuna karar verdi. AİHM, insanların bir gün topluma yeniden katılma hakkının kaybedilmeyeceğine hükmetti.
AİHM KARARLARINI UYGULAMIYOR
AİHM, ‘umut hakkı’nın kullanımına dair herhangi bir süre sınırı vermeyip hükümetlerin belirleyeceğine karar verdi, ancak sürenin ‘umut hakkı’nı yok edecek uzunlukta olmaması şerhini de düştü. Dolayısıyla uzun süreli infaz şeklinin kabul görmeyeceğini işaret etti. Vinter davasında AİHM, 25 yıl sonrası için ‘umut hakkı’nın uygulanabileceğini belirtmişti.
Türkiye’de ise ‘umut hakkı’ yasalarda yer almıyor. Özellikle 3713 sayılı ‘Terörle Mücadele Kanunu’nun 16/4 maddesi, 5327 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 47. Maddesi, 107/16. Maddesi cezaların ölünceye kadar çektirileceği yönünde düzenlenmiştir. Önder Apo ve diğer tutsakların haklarının ihlal eden bu maddelerdir. Türkiye’de Cumhurbaşkanlığının af yetkisi gibi bir istisna bulunuyor.
AİHM, Önder Apo’nun ‘umut hakkı’na dair görüşlerini, Mart 2014 tarihli kararıyla açıklamış oldu. AİHM, Kaytan, Gurban ve Boltan kararları ile birlikte de Türkiye’de ‘umut hakkı’nın güvence altına alınmaksızın ölünceye kadar cezaevinde tutulmanın, AİHS’nin 3. Maddesi’nin ihlali olduğuna hükmetti. AİHM, Önder Apo ile ilgili verdiği kararla ‘ölünceye kadar hapis cezasının işkence yasağı ve umut hakkının ihlali’ olduğuna karar verdi.
OYALAMA VE MANİPÜLASYON
AKP hükümeti, AİHM’in kararlarına karşın oyalayıcı ve manipülatif açıklamalarla süreci işletmemek için uğraştı. Önder Apo’nun avukatlarının başvurularına rağmen bugüne kadar hiçbir gelişmenin sağlanamadı. Hukuk örgütleri, 2021’den beri Türkiye’nin kararı uygulamadığına, yasasında değişiklik yapmak için hiçbir adım atmadığına, ‘Terörle Mücadele Kanunu’ ile infazda eşitlik ilkesini uygulamadığına ve nihayetinde İmralı’da ağır tecrit koşullarının sürdürüldüğüne defalarca bildirimde bulundu. DEM Parti, ‘umut hakkı’nın uygulanmasına dair Temmuz 2024’te Türkiye Meclisi’ne bir kanun teklifi verdi. Kanun teklifinde, ağırlaştırılmış müebbet cezası verilen bin 453 kişinin bulunduğu hatırlatılarak, düzenlemelerin yapılması istendi.