Urfa halkı: Öcalan’a yaklaşım savaş ve barış gerekçesidir
Urfa halkı, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yaklaşımın “Savaş ve barış gerekçesi” olduğunu belirterek, Öcalan'ın üzerinde uygulanan ağır tecride derhal son verilmesi ve özgürlüğünün sağlanmasını istedi.
HASAN YOLDAŞ
URFA / ANF
Perşembe, 4 Şubat 2016, 11:05
Urfa halkı, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yaklaşımın “Savaş ve barış gerekçesi” olduğunu belirterek, Öcalan'ın üzerinde uygulanan ağır tecride derhal son verilmesi ve özgürlüğünün sağlanmasını istedi.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik 15 Şubat 1999’da gerçekleştirilen uluslararası komplonun yıl dönümü yaklaşırken, Öcalan İmralı Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde ağır tecrit koşullarında tutulmaya devam ediliyor. Öcalan üzerinde hukuka aykırı ve insanlık dışı geliştirilen tecrit koşulları tüm dünyanın gözü önünde keyfi ve ciddiyetsiz şekilde sürdürülüyor. Bunun en bariz örneği ise Öcalan’ın 27 Temmuz 2011 tarihinden bu yana avukatlarıyla, 6 Ekim 2014 tarihinden bu yana ailesi ile ve 5 Nisan 2015 tarihinden bu yana ise İmralı Heyeti ile görüştürülmemesi olarak karşımıza çıkıyor. Öcalan’a karşı siyasal iktidar eliyle yürütülen tecrit, “Hava muhalefeti” ve “koster bozuk” gibi havadan nedenlerle her geçen gün daha da derinleştirilerek yürütülüyor. Gelinen aşamada Öcalan’a engelleme ve hak ihlalleriyle uygulanan ağır tecrit, kabul edilemez bir evreye ulaşmış durumda.
AKP iktidarı tarafından Kasım 2011’de Öcalan’ın avukatlarına yapılan hukuk dışı operasyon ile savunma hakkına yönelik sistematik bir saldırıya tüm kamuoyu şahit olurken, Nisan 2015’ten bu yana İmralı Heyeti ile de olan bağlantının sonlandırılması Öcalan’ın can güvenliği konusundaki endişeleri büyütüyor. Bu konuda görüşlerini ANF ile paylaşan Urfa halkı, Öcalan’a uygulanan tecrit hiçbir şekilde kabul edilemeyeceğini kaydetti.
‘TECRİT İLE SAYIN ÖCALAN ŞAHSINDA KÜRT HALKINA SALDIRILIYOR’
Kadir Evin: Türkiye’de tecrit, politik tutuklu ve hükümlüler için basit bir infaz politikasından çok bir işkence aracı olarak benimseniyor. İmralı’da uygulanan sistematik tecrit politikasının da salt Öcalan’ın şahsına yapılmıyor. Öcalan şahsında derinleştirilen insanlık dışı uygulamalar ile Kürt halkına yönelik bir saldırı yapılıyor. Dikkat ederseniz en son İmralı Heyeti ile olan bağlantısı da koparıldı. Çünkü Öcalan hepimizin şahitliğinde bugün ve yarın neyin nasıl olacağını herkesin önüne koyuyordu. Kendisi ileriyi gören, bunu analiz edebilen dünyadaki ender Önderlerdendir. Bu yüzden onun tüm ilişkilerini kestiler. Bu kabul edilemez. Görüşmeler engellendiğinden beri Kürdistan’a Kürt halkına karşı ne denli vahşi saldırılar yapıldığını tıpkı, İmralı’daki hukuksuz tecrit gibi tüm dünyanın gözü önünde yaşanıyor. Kürt Halk Önderiyle biran önce müzakere masasına oturulmalı ve ardından da Sayın Öcalan’ın özgürlüğü sağlanmalıdır.
‘ÖCALAN’IN ÜZERİNDEKİ TECRİT DERHAL KALDIRILSIN’
Sami Bozkurt: Bir halkın önderini izole ederek halktan koparmayı amaçlıyorlarsa bunda yanılıyorlar. Kürt halkı ve Öcalan arasında kimsenin kestiremeyeceği derinlikte bağlar var. Kürt halkının yüzyıllardan beri gelen esaretini bitiren ve küllerinden var eden Sayın Öcalan’a bağlılığı herkesçe bilinen bir gerçek. Bu yüzden Sayın Öcalan tecrit ediliyor. Öcalan şahsında Kürt halkına mesaj verilmek isteniyor. Ama Kürt halkı bunu asla kabul etmez edemez. Sayın Öcalan ile var olduk, Sayın Öcalan ile yaşayacağız. Biran önce AKP’nin bu savaş endeksli politikalarından vazgeçerek, Sayın Öcalan ile yeniden müzakere masasına oturması lazım. Sayın Öcalan’ın üzerindeki tecridin de derhal kaldırılmasını istiyoruz. Bu savaşın kimseye faydası olmaz. Eğer AKP çözümü istiyorsa bunu göstermeliler. Yoksa çok pişman olacaktır ama o zaman da iş işten çoktan geçmiş olacak.
‘SAYIN ÖCALAN’A YAKLAŞIM SAVAŞ VE BARIŞ GEREKÇESİDİR’
İlhan Yalçınkaya: Sayın Öcalan’ın bir sözüyle bu halk ölür bir kelimesiyle dirilir. Hala neden bunu anlamak istemiyor. Aylardır kendisinden haber alamıyoruz. Nasıldır, ne yer ne içer bilmiyoruz. Onlar sanıyor ki böyle yapınca bizi haklı mücadelemizden vazgeçirecekler. Ama bu halk onla var oldu yok olacaksa da onunla yok olmaya razı. Bakın Kürdistan’da şehirlerimize saldırıyorlar. Adı konulmamış bir iç savaş var. Suriye’den ne farkımız kaldı. Sur’a, Cizre’ye, Silopi’ye Nusaybin’e bakın. Halkın evlerini tank ve toplarla dövüyorlar. Bu halk bir adım geri atıyor mu. Sayın Öcalan’a yaklaşım savaş ve barış gerekçesidir. Bunu neden hala anlamak istemiyorlar. Önderlik, daha önce çözüm için gereken adımlar atılmazsa durumun böyle olacağını ve daha ilerisinde de kimsenin buna artık müdahale edemeyeceğini söyledi. Önderliği dinleselerdi çözüm olurdu. Ama AKP Kürt halkına çözüm yerine savaşı dayattı. Yine bilmeliler ki bu savaşı ancak Önderlik durdurabilir. Bu ateşe ancak o su tutabilir. Çözüm ona bağlı. Önderliğe yapılan tecridi hiçbir zaman kabul etmedik etmeyeceğiz.
‘TECERİDE DERHAL SON VERİP ÖCALAN'IN ÖZGÜRLÜĞÜ SAĞLANMALI’
Süleyman Sözeri: Şuan Kürt kentlerine saldırılar var ve sivil insanlar katlediliyor. Bunun bir tek nedeni var. Müzakerelerin, çözüm sürecinin bitirilmesi. Sürecin kim tarafından ne şekilde bitirildiğini de herkes çok iyi biliyor. Ne zaman ki Sayın Öcalan ile olan görüşmeleri kestiler, o zaman Kürt halkına karşı topyekûn bir savaş başlattılar. Sayın Öcalan’ın Kürt halkının üzerindeki etkisini bilmeyen yok. Kürt halkı Öcalan’ı lideri ve önderi olarak görüyor. Bunu kimse değiştiremez. Öcalan ile kesilen görüşmelerle birlikte Öcalan’a karşı ağır tecrit koşullarına başvurdular. Kürt halkıyla Sayın Öcalan’ın iletişimi keserek, Öcalan’ın etkisini kırmaya Kürt halkının da sesini kesmeyi planladılar. Ama bunda daha öncekilerde olduğu gibi hüsrana uğrayacaklar. Ne bu halk Öcalan’dan vazgeçer, ne de Öcalan bu halktan ve haklarından vazgeçer. Şartlar geri dönülmez bir vaziyete evrilmeden biran önce Öcalan’ın üzerindeki tecride son verip, özgürlüğünün yolunu açacak olan adımların atılmasını lazım.