Son Dakika: DEM Parti Heyeti İmralı’dan döndü

Van’da KCK Deklarasyonuna destek

KCK’nin yayınladığı çözüm deklarasyonunu değerlendiren STK temsilcileri, barış için atılan en küçük adımın bile çok değerli olduğunu belirterek, hükümeti deklarasyona yanıt vermeye çağırdı.

KCK’nin  Cumartesi günü  yayınladığı çözüm deklarasyonuna destekler artıyor. Konuyu değerlendiren Van’daki STK’lar ve hukukçular, hükümetten bir an önce  harekete geçmesini ve müzakereleri yeniden başlatmasını istedi.

Van’daki STK temsilcileri konuya ilişkin görüşlerini ANF’ye açıkladı.

‘BU DEKLARASYON BÜYÜK BİR ŞANSTIR’

Van Çevre Derneği (Çev-Der) Başkanı Ali Kalçık, ”Savaş her kesimin sofrasından alınan ekmek demektir. AKP savaşı farklı işleri için kullanmış olabilir ama acıyı 80 milyon insan yaşıyor. Bunu durdurmanın tek yolu Öcalan ile görüşmek ve KCK’nin deklarasyonunu değerlendirmektir. Deklarasyon bir barış sinyalidir ve barış karşıtları Antep’te buna cevap verdiler. Birileri hep provoke edecekler. Bu yüzden iki tarafında kararlı olması lazım. Herkes bu deklarasyona sahip çıkmalıdır.” diye konuştu.

HUKUKÇU DEMİR:  HÜKÜMET BU ADIMA KARŞILIK VERMELİDİR

Hukukçu Cemal Demir ise deklarasyon hakkında şunları söyledi : “Silahlı çatışma ve şiddet sarmalında olan ülkede tek çıkış yolunun barış ve müzakerelere dönmek olduğunu her geçen gün savaşın bedelini ağır bir şekilde ödeyerek tanık olmaktayız. Kürt meselesi ülkenin en temel sorundur. Bunun çözümü de işin muhataplarıyla diyalog ve müzakereden geçmektedir. Kararlı ve hesapsız bir siyasal iktidar bunu yapabilir. AKP hükümeti defalarca bu fırsatı ucuz hesaplarla heba etti. Dolmabahçe mutabakatı ile çok önemli bir aşamaya gelen diyalog ve barış süreci bir iktidar uğruna heba edildi. Sayın Abdullah Öcalan ile yapılacak yeni görüşmeler ile tekrar bir barış kapısı aralanabilir. Öncelikle ağırlaştırılmış tecride son verilerek bir HDP heyetinin adaya gitmesi gerekmektedir. Daha sonra bunu ortamı hazırlanabilir. Çok zor değildir. Aksi takdirde savaş gittikçe derinleşecektir. Ki her geçen gün başta Kürt halkı olmak üzere halklar kan kaybetmektedir. Darbeci klik her zaman devrede olmaktadır. Bu günlerde bazı demokratik çevreler ısrarı ve çağrıları üzerine KCK'nin yayınladığı deklarasyondan sonra Antep'te katliam kliğinin tekrar harekete geçtiğini gördük. Bu defa çok daha vahşice ve acımasızca katliam yapıldı. Bu şekilde uyarıları Sayın Abdullah Öcalan defalarca yaptı. Ancak hükümet maalesef klasik devletçi tutumunu sürdürmektedir. Bu tutum ise 100 yıldır hiçbir sorunumuzu çözmemiştir. Hükümete çağrımız barış için atılan en küçük adıma bile karşılık vermesidir. Bu 80 milyon insanımızın faydasınadır.” dedi.

İHD: HÜKÜMETTEN DE AYNI TUTUMU BEKLİYORUZ

İHD Van Şube Başkanı Murat Melet ise, ‘‘Biz insan hakları savunucuları olarak bu deklarasyonu çok anlamlı bulduğumuzu, bizde heyecan yarattığını belirtmek istiyoruz. Biz tüm sorunların çözümünün diyalog ve müzakere olduğunu biliyoruz. Bu deklarasyon barışa hizmet edecektir. Bu tür deklarasyon ve barışa açık davetler, tek taraflı bir sonuç oluşturmayacağı gibi iki tarafın hassasiyeti ile görüşmeler başlar. Biz aynı hassasiyeti devlet ve hükümetten bekliyoruz. Ancak günler geçmesine rağmen mevcut iktidar henüz bir karşılık vermemiştir. Aynı samimiyeti duyarlılığı onlardan da beklediğimizi dile getirmek istiyoruz. Günlerdir KCK deklarasyonundan sonra Kürdistan’da bulunan STK’ların, demokrasiye inanan çevrelerin çağrıları mevcuttur. Ancak Türkiye’nin diğer bölgelerinde  bulunan STK’lar ve demokratik kamuoyu da aynı duyarlılığı göstermelidir. Bugüne kadar onlarca kez ateşkes yapıldı, bu tür çağrılar yapıldı, görüşmeler oldu. Bunların olduğu her dönemde Antep benzeri katliamlar yaşandı. Bu tür görüşmelerin önüne engel çıkarılmaya çalışılıyor. Katliamı bu yönlü değerlendirmekle birlikte, Türkiye halkları arasında bir çatışma çıkarma niyeti de söz konusu.’’ Dedi.

MAZLUM-DER ŞÜBE BAŞKANI: BARIŞ HEM İSLAM’IN HEM VİCDANIN TALEBİDİR

Mazlum Der Van Şube Başkanı Yakup Aslan: “Anlaşıldığı kadarıyla Ortadoğu’da sıcak günler bizi bekliyor.  İran’ın Rusya’ya üs vermesi 2. Dünya savaşından beri bir ilktir. Buna karşı caydırma hamleleri ile ABD’nin İran ve Ortadoğu politikaları var. Suriye’nin  şimdiye kadar müttefik gördüğü Kürtlere yönelik saldırıları, Türkiye’nin Şam temasları ile değerlendirdiğimizde bunların tamamı bizi zor günleri beklediğini görüyoruz. IŞİD’in birden bire ortaya çıkması sıradan, tesadüf değil. Bunlar önceden hazırlanmış olaylardır. Türkiye’nin barışa yönelik bir planının olduğunu düşünmüyorum. Darbe süresince Türkiye düşman bloklara ayrıldı. Şu da net bir şekilde görüldü ki birbirine muhalif gözüken kanatlar ülkenin menfaatleri söz konusu olduğunda hepsi tek noktada birleşiyor. İşin doğrusu geleceği pek parlak görmüyorum. Çok ciddi tartışmalar var ve bölgenin tamamını kapsayacak bir savaş söz konusu. Türkiye’nin yapması gereken barış masasına dönmeli ve Kürtlerle barışıp Ortadoğu’da güçlü bir konuma gelmesidir. Bunun aksi Ortadoğu’nun felaketi olur. Bunu aklı selim düşünen herkes görüyor. Türkiye’nin Suriye’de bir savaşa girmesi Ortadoğu’daki halkların tamamen imha olması anlamına gelir. Buna benzer bir sıkıntıyı İran’da yaşıyor ve İran’da ayağına sıkıyor. Barış herkes için gereklidir. Barış hem İslam’ın, hem vicdanın talebidir. Umut ederiz ki herkes bunun farkına  varacaktır.”