Van’daki STK’lar: Öcalan serbest bırakılmadan barış olmaz

Van’daki STK’lar: Öcalan serbest bırakılmadan barış olmaz

Akil İnsanlar Komisyonu ‘Doğu Anadolu’ Heyeti Van’da sivil toplum kuruluşları (STK) ve öğrencilerle bir araya geldi. STK’lar ile yapılan toplantıda Öcalan serbest bırakılmadan barış olmaz" denildi. 

Akil İnsanlar Komisyonu ‘Doğu Anadolu’ Heyeti Van’da sivil toplum kuruluşları (STK) ve öğrencilerle bir araya geldi. Heyet dün akşam World Otel’de sivil toplum örgütleri, sendika, dernek, siyasi parti, gazeteciler, iş çevreleri, din alimleri ve kanaat önderlerinden oluşan yaklaşık 200 kişi ile bir araya geldi.

Toplantının açılışında konuşan Heyet Başkanı Can Paker herhangi bir siyasi partinin temsilcisi olmadıklarını belirterek, temasları çerçevesinde dinledikleri kişilerin düşüncelerini not alıp kendi düşüncelerini de katarak Ankara'ya ileteceklerini söyledi.

‘KÜRTLERE ANAYASAL STATÜ TANINMALIDIR’

Paker’in açılış konuşması ardından söz alan 78'liler Derneği Van Temsilcisi Abdullah Damarseçkin, süreçte barış dilinin kullanılmadığını söyledi. Damarseçkin, "Artık herkes 'terör örgütü', 'terörist' sözcüklerini kullanmamaya özen göstermelidir" dedi. Ardından süreçten beklentileri noktasında taleplerini sıralayan Damarseçkin, "Kürtlere anadil hakkı ve anayasal statü tanınmalıdır" diyerek ayrıca Kürtler nezdinde acı bir hatırası olan Diyarbakır Cezaevi'nin "İnsan Hakları Müzesi" yapılmasını istedi.

‘ÖCALAN İMRALIDAN ÇIKARILMALI’

Daha sonra söz alan Van Mimarlar Odası Yönetim Kurulu Sekreteri Şemsettin Bakır, siyasetin yolları kapandığı için PKK’nin ortaya çıktığını belirterek, “Şimdi barışmak zamanıdır” dedi. Barışın ortak şartlarda gerçekleştirilmesini isteyen Bakır, sözü Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın içinde tutulduğu koşullara getirerek, ”Bir tarafta Başbakan her gün onlarca danışmanı ile süreci tartışırken Sayın Öcalan tek başına bir hücrede tutuluyor. Onun oradan dışarı çıkarılması gerekir" dedi.

KESK Dönem Sözcüsü Nizamettin Bağlan ise, tarafların eşit şekilde sürece dahil olabilmesi için Öcalan'ın şartlarının düzeltilmesi gerektiğini söyledi.

Azadi İnisiyatifi Van Temsilcisi Avukat Abdulbasit Bildirici, eyalet sistemine geçilerek, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ve genel af ilan edilerek ‘KCK’ tutuklularının serbest bırakılmasını isterken, MAZLUMDER Van Şube Başkanı Şehvan Karakoyun, devletin Kürtlerden ve Kürdistan'dan özür dilemesi gerektiğini söyleyerek, Kürtlerin yaşadığı yerlere herkesin rahatlıkla "Kürdistan" demesi gerektiğini söyledi.

‘BAŞBAKANIN KULLANDIĞI DİL AYRIŞTIRICI’

İHD Van Şube Başkanı Ömer Işık ise Başbakan Erdoğan’ın kullandığı dile dikkat çekti. Başbakanın kullandığı dili ayrıştırıcı bulduğunu söyleyen Işık, barış dilinin kullanılması gerektiğini belirtti. Işık ayrıca, Öcalan'ın şartlarının düzeltilmesi, gerilla güçlerinin sınır dışına çekilebilmesi için de yasal düzenlemelerin yapılmasını istedi. Işık, taleplerinin yer aldığı bir dosyayı da konuşmasının sonunda heyet üyelerine sundu. 

‘YEREL PARLAMENTOLAR KURULARAK, EYALET SİSTEMİNE GEÇİLSİN’

Van Ticaret ve Sanayi Odası (VATSO) Başkanı Mirza Nadiroğlu, yerel parlamentoların kurulmasını isteyerek, "Başkanlık sistemi kabul edilmeli ve yerel parlamentolar kurulmalıdır. Ayrıca eyalet sistemine de geçilsin. Bir kursla, bir televizyon kanalı ile siz bu sorunu çözemezsiniz" dedi. Nadiroğlu, barış süreci ile beraber bölgede yol kontrollerinin hayli artığına da dikkat çekti.

Van Genç İş Adamları Derneği Başkanı Kadri Salaz ise "Dersim için devlet adına özür dileyen Başbakan'ın Roboski için özür dilememesi üzücüdür" diyerek başbakanın biran önce Roboski için özür dilemesini istedi.
Süreçte ilk önce karşılıklı güvenin tesis edilmesi gerektiğinin altını çizen Harita Mühendisi Ümit Keser de, "Bazen 'acaba bize ölümü gösterip, sıtmaya razı etmek mi istiyorlar' diye düşünüyorum. Bu kaygıların son bulması için mutlaka anayasal güvence sağlanmalıdır" diye konuştu. 

‘ÖCALAN ÖZGÜR OLMADAN BARIŞ OLMAZ’

Barış sürecinde Kürtlerin isminin telaffuz edilmediğine işaret eden HDP Van İl Örgütü Üyesi Diba Keskin, anayasal güvenceler verilmeden hiçbir şeyi kabul etmeyeceklerini belirtti.

Onurlu bir barış istediklerini ifade eden Barış Annesi İnisiyatifi Aktivisti Vesfiye Kiye, yaptığı Kürtçe konuşmada Kürtlere artık "terörist" denmesinden vazgeçilmesini istedi. Kiye, "Abdullah Öcalan önderimizdir. O özgür olmadan barış olmaz. Zindanlar boşalmalı. Biz çok büyük bedeller ödedik. Biz toprağımızın, vatanımızın davasının mücadelesini veriyoruz. Son nefesimize kadar da bu mücadeleyi vereceğiz" diye belirtti. 

Mücadele saflarında 3 çocuğunu yitiren Barış Annesi İnisiyatifi Aktivisti Rukiye Aslan da, Öcalan'ın başlatmış olduğu barış sürecini desteklediklerini belirterek şunları söyledi: "Ben 3 çocuğumu bu savaşta kaybettim. Bu komisyonun bize barış getirmesini bekliyorum. 1920'lerden beri hep Kürtlere söz verdiler. Ama sonunda onları kandırıp katlettiler. Ancak onlar öldürdükçe Kürtler bitmedi ve çoğaldı. İşte bugüne kadar geldik. Çocuklarımız hakları için silahlanıp dağa çıktılar. Yaklaşık 30 bin kişi bu savaşta şehit düşmüş. Hepsi bizim çocuklarımızdır. Her şeye rağmen biz barış istiyoruz. Ancak barış Abdullah Öcalan özgür olmadan da olmaz. Bunu herkesin bilmesi gerekir."

‘DEVLET ESKİ DEVLET DEĞİL’

Katılımcıların konuşmasından sonra söz alan Heyet Başkanı Can Paker, devletin eski devlet olmadığını belirterek, "Geçmiş devlet ile bugünkü iktidar aynı değil. Barış süreci ile Kürt sorunu çözülmeyecek. Çözüm yoluna girecektir. Silahların susması sorunun çözümü için imkan sağlayacaktır" dedi. 

Bu arada, Heyet Üyesi ve Star Gazetesi yazarı Sibel Eraslan’ın, "PKK, Diyarbakır'da bir öğretmeni kaçırıp kulaklarını kesmişti" iddiası tepkilere neden oldu. Eraslan’a tepki gösteren Barış Anneleri İnisiyatifi üyeleri ile bir grup sivil toplum örgütü temsilcileri salonu terk etti. Heyet üyesi TUHAD-FED Başkanı Zübeyde Teker'in araya girmesi ile salonu terk eden grup tekrar salondaki yerini aldı. Zübeyde Teker, Eraslan'ın konuşmasına atıfta bulunarak, "Biz yıllarca bu bölgede gözleri oyulmuş, kulakları kesilmiş ve bedeni paramparça edilmiş insanların cenazelerini kaldırdık. Arkadaşımız fikrini söyledi. Saygı duyuyoruz" diye konuştu.

HEYET ÖĞRENCİLERLE BİR ARAYA GELDİ

Heyet sabah saatlerinde ise Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) öğrencileriyle bir araya geldi. Cendiz Andiç Kültür Merkezi'nde düzenlenen toplantıya, Van Belediye Başkan Yardımcısı Abdurrahman Doğan yanısıra, Van Valisi Münir Karaloğlu, AKP Van Milletvekili Gülşen Orhan’da katıldı.

Van Valisi Münir Karaloğlu, yaptığı konuşmada, Türkiye'de tekçi zihniyet, herkesi aynı kabuğa sokmak için yıllarca uğraştığını, bundan kurtulmak için ciddi bir mücadelenin verildiğini belirterek, “Bugün yürütülen çözüm süreci ile birlikte artık tünelin ucunun göründüğünü söyleyebiliriz. Tünelin ucundaki bu ışık inşallah hepimizin yüzünü aydınlatacak yolunu açacaktır” dedi.

Yapılan açılış konuşmalarının ardından Av. Mehmet Uçum'un moderatörlüğünde 'Gençler Çözüm Sürecini Konuşuyor' konulu seminer düzenlendi. Seminerde konuşan heyeti üyesi Abdurrahman Kurt, Yıllarca halkları ezdiklerini ve toplumun kafasında 'nasıl egemen olur’ diye bir kurgunun oluştuğunu belirterek, "Bugün geldiğimiz noktada özgür olmalıyız. Özgür olmalıyım, ama benim dışımdaki de özgür olmalı. Alevi de, Sünni de kendini özgür hissetmeli, Kürt'te kendini özgür hissetmeli. Beraber yaşamanın ruhunu tekrar toplumumuza giydirmeye geldik” dedi.

Heyet üyesi Zübeyde Tekir ise, demokratik çözüm ile birlikte insan haklarının yaşamlaştığı, insanın değerli olduğu, mekanizmaların değerli olduğu yeni bir ülkeyi kucaklamayı istediklerini söyledi. Tekir, "Hepimiz doksan yıldır bize giydirilmeye çalışın gömleği yırtma aşamasındayız. Halkın cumhuriyeti olsun, halkların cumhuriyeti olsun, ötekileştirme olmasın. Birinin diğerinden üstünlüğü yansımasın, böyle bir ülke istiyoruz" dedi.

Heyet üyelerinden Mahmut Arslan ise, 82 anayasa’sına tepki göstrerek, "Bu sabıkalı anayasa hala yürürlükte. Ciddi bir değişim ve dönüşüm yaşanmaktadır. Yaptığımız araştırmalarda toplumun büyük bir kesimi yeni bir anayasa istiyor. Siyasi partiler yeni bir anayasa konusunda kaçamazlar, millete ihtiyaçları var. Şartlar ne olursa olsun bu sürece destek verelim. Umarım ülkemiz için yeni bir dönem başlamış olsun" diye konuştu.

Yapılan konuşmaların ardından Akil İnsanlar Heyeti, öğrencilerin süreç ile ilgili görüş ve taleplerini alarak, konu ile ilgili sorularını cevaplandırmalarıyla oturum son buldu.