‘Vesayetin panzehiri sivil itaatsizlik’

‘Vesayetin panzehiri sivil itaatsizlik’

13 Mayıs Pazartesi günü TCK 318’de yer alan “halkı askerlikten soğutma” maddesinin yeniden düzenlenmesine karşı Çağlayan Adliyesinde sivil itaatsizlik eylemi yapan vicdani retçilerden biri de 4,5 ay cezaevinde yatan Taraf gazetesinin eski spor yazarı, gazeteci Ali Fikri Işık’tı. Yargılandığı askeri mahkemelerde anadilinde, Kürtçe savunma yapma hakkını savunan Işık ile militarizmin bugün Türkiye’de geldiği durumu, askeri vesayetten polis vesayetine geçişi ve vicdani retçilerin durumunu konuştuk. “Kötü muamele yapılıyor diye kimse cesaretini kırmasın” diyerek vicdani retçilere seslenen Işık, “Vesayetin tek panzehiri sivil itaatsizliktir” dedi.

‘VİCDANİ RETÇİYİM DİYORUM, FİRARİSİN DİYORLAR’

-Davanız ne durumda?

Şu anda Edirne Askeri Mahkeme bana birinci davadan 1 yıl 15 gün ceza verdiler. Bu  yetmedi askere gitmemekten  ikinci davayı da  açtılar. O cezadan 15 gün askeri cezaevinde yattım. Ama 15 günün tümünü açlık grevinde geçirdim ve jet hızıyla 10 günde bir iddianame hazırladılar, 15 gün içerisinde de beni mahkemeye çıkartılar ve tutuklanmayı gerektiren koşulların oluşmadığı gerekçesiyle beni salıverdiler. Ama 8 Nisan’da ben onları rahatsız etmek üzere Edirne 54. Tugaya gittim ve askerlik yapmayacağımı tekrarlayınca beni hemen savcılığa çıkardılar, savcılık yeniden dava açtı. Şu anda sürüyor. Ben onlara vicdani retçiyim diyorum, onlar ise firarisin diyorlar, bu nedenle hakkımda tam 3 dava açılmış durumda. İkinci duruşmanın ikinci davası ise 12 Haziran 2013 tarihinde Edirne Askeri Mahkemesinde görülecek.

-Bugün birçok şeyin değiştiğini söylüyorlar ancak hala okullarda çocukları askeri hizaya sokarak ant içiriyorlar. Türkiye’deki en büyük sorunlardan biri eğitim sistemi değil mi?

Militarizm zihniyeti eğitim müfredatından  tut, toplumsal  hayatımızın her tarafına 90 yıldır sinmiş. Ve hakikaten askeri vesayet dediğimiz de bunun toplumsal karşılığıdır, toplumun bütün gözeneklerinde görmek mümkün. Bu besliyor. Ancak ufak tefek değişiklikleri de görmek lazım. Gerçekten de geçen seneden bu yana gerek askeriyede gerek mahkemede gerekse cezaevinde sürdürdüğüm bu mücadelede gördüğüm şu ki askeri vesayet geriletilmiş. Dolayısıyla ben buradan bütün vicdani retçilere sesleniyorum: Vicdani retçilere kötü muamele yapılıyor diye kimse cesaretini kırmasın. Bu doğru değil. Hakkımızı bildiğimiz zaman, onların üstüne yürüdüğümüz zaman kağıttan kaplan gibi çat diye yırtılabiliyorlar.

MİLİTARİZMİN İÇİNDE POLİS DE VAR ORDU DA VAR

-Askeri vesayet geriledi ancak bu kez polis vesayeti onun yerini aldı. Bir vesayetten diğerine geçmekten bu ülke kurtulamayacak mı?

Zaten devlet dediğimiz şey üç koldan oluşuyor. Bir tanesi parlamentodur, biri bürokrasidir, diğeri ise militarizmdir. Bu militarizmin içinde polis de var, ordu da var. Elbette ki devlet iktidarının içinde kimi gruplar kimi zaman öne çıkabilirler. Bunlar zaten hayatımız boyunca mücadele etmemiz gereken şeyler. Polis de, asker de, bürokrasi de öyle. Bundan kaçamayız. Burada önemli olan şu: Hiçbir vesayeti kabul etmeyeceğiz. Elbette ki iktidarlar kendi egemenliklerini, bu kirli ve adaletsiz  egemenliği sürdürmek için bizim üzerimize vesayet kurmaya çalışacaktır. Bu sermayenin karakterinde var. Bunların karşısında yılmadan, bıkmadan, bir adım bile geri durmadan sürekli sivil itaatsizlik eylemler gerçekleştirmek lazım. Bu mücadeleyi mutlaka devam ettirmek lazım. Hiç ara vermemek lazım. Biz ara vermediğimiz zaman onlar geri adım atarlar. Ama esas itibariyle bu ülke demokratikleşme sürecinde biz bunların etkilerinin kırıldığını görüyoruz. Hele bu son barış süreciyle birlikte sanıyorum ki çok daha geri adım atar pozisyona gelmişler. Bu süreci sonuna kadar desteklemek lazım.

HADLERİNİ BİLDİRMEK LAZIM

-Sizce demokratikleşmenin en önemli ayaklarından biri sivil itaatsizlik olabilir mi?

Sivil itaatsizlik eylemleriyle hadlerini bildirmek lazım. Onlarla aynı düzeye düşmeye gerek yok. Mesela  bugün de ben özellikle polisle itiş kakış yapılmasına karşı çıktım. Polis kim ki? Benim muhatabım değil. Onlarla itişip kakışmak bu tür vesayetlere karşı mücadele etmek değil tam tersi bunları güçlendirmektir. Böyle görüntüler vermemeliyiz. Dolayısıyla meydanları terk etmeden, onlar kafamızı kırsa bile, elimizi kaldırmadan meydanlarda kalıp sözlerimizi söylemektir. Bunun panzehiri sivil itaatsizliktir.

-Halkta sivil itaatsizlik bilgisi var mı?

Elbette yok. İşte o nedenle örnekler sergileyeceğiz, sayıları çoğaltacağız, önümüzdeki hafta da vicdani ret derneği açılışını ilan ediyoruz . Biz sivil itaatsizliği temel hayat tarzı haline getirerek bu karşı çıktığımız vesayetleri geriletebiliriz.