Vicdani ret yetmez pişmani ret gerek!
Vicdani ret yetmez pişmani ret gerek!
Vicdani ret yetmez pişmani ret gerek!
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Vicdani Red Komisyonu AKP hükümetinin askerliğe yönelik yaptığı yeni düzenlemeye karşı ‘vicdani reddini açıklıyoruz' oturumu düzenlendi. Tiyatro Sanatçısı Mehmet Atak ve Vicdani Ret Derneği Eş Başkanı Merve Arkun’ün hazır bulunduğu oturumda Gazeteci İsmail Yıldız, Vicdani Retçi İnan Süver, Ahmet Demirsoy, Müslüm Kılıç, Sadık Orgun, Süleyman Kırkpınar vicdani retlerini tekrar açıkladı. Oturum sırasında konuşan Kürt gazeteci ve tiyatrocu İsmail Yıldız, askere gidip vahşete hizmet eden askerler için de "Pişmani Retçi" olması gerektiğini vurguladı.
Oturumda ilk sözü İHD Şube Başkanı Ümit Efe aldı. İHD İstanbul Şubesinin insan hakları ihlalleri ile ilgili çalışmalarını sürdürdüğünü aktaran Efe, bu kapsamda zorunlu askerliğin militarizmin önemli dayatmalarından biri olduğunu hatırlattı. Efe, bugüne kadar savaş dışı koşullarda silah kullanmayı reddetmenin, sadece bir silahı kullanmanın reddi şeklinde algılanmadığını daha çok toplumun her alanında dayatılan militarizme karşı son derece vicdani, akli, insani ve idari bir karar olduğunu vurguladı.
Son dönemlerde AKP hükümeti tarafından çıkartılan yeni yasal düzenlemeyle bir çok insanın mağdur edilmekte olduğuna dikkat çeken Efe, bir çok insanın gözaltına alındığını, ağır para cezalarına çarptırılarak militarizmin şiddet biçimini yeni formlarda bireylere dayatmaya devam ettiğini söyledi. “Sıradan bir silah kullanmayı ret olarak algılanmayan bu durumda kadınlar da vicdani reddi açıklayarak toplumsal hayatın her alanında dayatılan bu şiddete karşı tutum almışlardır” diyen Efe, bunun ülke ve insan hakları açısından son derece onurlu ve saygın bir duruş olduğunu ifade etti. İnsan Hakları Mücadelesi veren insanlar olarak her zaman vicdani retçilerin yanında yer alacaklarını belirten Efe, vicdani reddin bir insan hakkı olarak kullanımı ve yasal düzenlemelerin yapılmasının zorunlu olduğunu ve zorunlu askerlik dayatmasının militarist baskının kaldırılması için de İHD olarak çalışmalarını sürdüreceklerini duyurdu.
Ümit Efe’den sonra Tiyatro Sanatçısı Mehmet Atak söz aldı. Vicdani ret için illa anti militarist olması gerekmediğini belirten Atak,”Vicdani Ret tanımları içersinde savaşa karşı olabilirsiniz.Emir altına girmek istemeyebilirsiniz. Sadece bir ordunun içinde var olmak istemeyebilirsiniz ama silahlı mücadeleye karşı değilsinizdir. Bu da vicdani reddir tanım olarak. Total ret ise tüm militarist yapılara karşı bir tutumdur” diye konuştu. T.C devletinin Birleşmiş Milletler ( BM) ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmelerini imzalamış olmasına rağmen vicdani ret hakkını tanımadığını hatırlatan Atak, vicdani ret hakkını tanımamanın Türkiye’nin Anayasasındaki “ Fikir ve ifade özgürlüğüne” aykırı olduğunu söyledi. Devlet aygıtları aracılığıyla "Her Türk asker doğar” sloganıyla zaten Türkiye’de zorunlu askerliğinin topluma 17. Yüzyıldan beri empoze edildiğini vurgulayan Atak, buna karşılık bu coğrafyada ilk olarak Ezidilerin Abdul Aziz’e 21 maddelik bir ferman göndererek topluca inançları gereği Vicdani retlerini açıkladıklarını aktardı. Zorunlu askerliğin T.C’nin mevcut Anayasasının 10.maddesinde “Vatandaşlık görevi” olarak yer almakta olduğuna dikkat çeken Atak, bu durumunda kadınları, heteroseksüel olmayan erkekleri, zihinsel engelli erkekleri vatandaş olarak görmemek anlamına geldiğini bunun da ayrımcılık suçuna girdiğini vurguladı. “Dünyanın hiç bir yerinde askeri mahkeme ve hukuk diye bir şey yok” diyen Atak, bu uygulamanın sadece Türkiye'de olduğuna dikkat çekti.
Atak’ın konuşması sonrası vicdani retler açıklandı.
KÖTÜ OLAN DEVLET İYİ OLAN VİCDANDIR!
Sadık Orgun (28): 8 yıldır asker kaçağıyım. Devlet hem para istiyor hem de askere gitmemi istiyor. Evli ve 3 çocuk babasıyım. Vicdani Reddimi açıklıyorum. Askerliğe gitmek istemiyorum.
Süleyman Kırkpınar (28): Zorunlu askerlik yapmak istemiyorum. Kimseyi öldürmek istemiyorum. Katil olmayı kabul etmiyorum, silah tutmak istemiyorum. Gidip kardeşlerime silah dayamak istemiyorum.
Müslüm Kılıç (40): Yıllarca inkar ve imhaya tabii tutulmuş etnik kimliğim ve inancımdan dolayı askerliği reddediyorum. Bu militarist yapının bir parçası olmak istemiyorum Kabul etmiyorum.
İsmail Yıldız: Özellikle son yapılan askerlikle ilgili son düzenlemeler sonrası vicdani ret meselesi kamuoyunda daha çok tartışılmaya başlandı. Bu sevindirici bir gelişme. Ortadoğu'da herşeyin silahlarla birlikte konuşulduğu, mezar taşlarının birer abide haline döndüğü bir ortamda vicdani reddin çok daha anlamlı olduğunu düşünüyorum. Cezaevindeyken vicdani reddimi açıklamıştım. Burada tekrardan dile getirme fırsatım oldu. Özellikle son günlerde televizyonlarda ve gazetelerde eski askerlerin Kürtlere yaptıkları vahşete ilişkin itirafları yer alıyor. Sadece buradan bile baksak bile askere karşı çıkmamız gerektiğini görürüz. Askerliğini yapanlar var. Onlar için de pişmani red kavramını tartıştırmak gerek.
Ahmet Demirsoy: Devlet binlerce köy yaktı, Ceylan'ı paramparça etti, Uğur'u 13 kurşunla katletti. Roboski'de barbarlık yaptı ama özür bile dilemedi. Azınlıkları kesinlikle kabul etmiyor. Asker olarak o mekanizmanın içerisinde olursak bu katliamların ortağı olmuş olacağız. Kötü olan devlet iyi olan vicdandır. Elinizi vicdanınıza koyun, kötü olanı reddetmenizi istiyoruz.
Açıklamalardan sonra Vicdani Retçi Hasan Bildirici'nin vicdani reddini açıkladığı mektup okundu.