'Yasalaşırsa, sıkıyönetim rejimi olağan hale gelecek'
'Yasalaşırsa, sıkıyönetim rejimi olağan hale gelecek'
'Yasalaşırsa, sıkıyönetim rejimi olağan hale gelecek'
Çok sayıda yazar, siyasetçi, sanatçı ve kurum tarafından imzalanan, İç Güvenlik Paketi'nin geri çekilmesine ilişkin çağrı metninde, toplumun demokrasi ve hak mücadelelerinin ‘kamu düzeni ve güvenliği’ adı altında bastırılmaya, anti-demokratik yasa ve uygulamalarla engellenmeye çalışıldığına dikkat çekildi. Kamu güvenliğinin, otoriter yönetimlerin ‘yegâne ve meşru’ gerekçesi haline getirildiği; hukukun, hukuksuzluğu örtmek için kullanıldığı ve insan haklarının feda edildiğinin belirtildiği metinde, paketin henüz yasallaşmadan ölümlere yol açtığı vurgulandı.
İç Güvenlik Paketi'nin geri çekilmesine dönük talepler sürüyor. Akın Birdal, Kadir İnanır, Melda Onur, Meltem Cumbul, Menderes Samancılar, Meral Danış Beştaş, Murathan Mungan, Mücella Yapıcı, Sebahat Tuncel, Şebnem Korur Fincancı’nın çağrıcılığında hazırlanan ‘İç Güvenlik Paketi’ne ilişkin metinde, demokratik kamuoyu pakete karşı çıkmaya çağrıldı.
'EKİM'DEN BU YANA 700 KİŞİ TUTUKLANDI'
Çağrı metninde, "AKP Hükümeti’nin bir yöntem haline getirdiği ve demokrasilerdeki kanun yapma tekniğiyle de bağdaşmayan ‘torba yasalar-yargı paketleri’ pratiği, otoriter yönetim anlayışıyla özdeşleşmiş, muhalefeti susturmanın bir aracı haline gelmiştir. Aralık ayında çıkan torba yasa ile ‘makul şüphe’ kavramı, hükümetin kendisine yönelik operasyonları bertaraf etmesinden sonra tekrar hayatımıza girmiş, kolluğun hak ve özgürlük gaspı yasal kılınarak suç işleyen kamu görevlilerinin cezasızlık zırhıyla korunması geleneği güçlendirilmiştir. Muhalefetin uyarılarına rağmen, yasa henüz yürürlüğe girmeden gerçekleşmiş ‘makul şüphe’ye dayanarak sadece 6 Ekim’den bu yana 2495 kişi gözaltına alınmış ve 1/3’ü çocuk olmak üzere 700 kişi tutuklanmıştır" denildi.
Toplumun, Gezi Direnişi ve 6-8 Ekim Kobanê Direnişi gibi meşru eylemlerle AKP Hükümeti’nin baskıcı-otoriter yönetim anlayışına tepki gösterdiğini, hak ve özgürlük taleplerini yinelediğini ifade eden çağrıcılar, hükümetin bu eylemlerin sebebini anlamak ve demokratikleşme adımları atmak yerine, eylemleri nasıl engelleyeceğiyle ilgilenerek baskıyı artırma yolunu tercih ettiği; anti-demokratik yasalar ile özgürlükleri kısıtladığı, kolluğun yetkilerini arttırarak otoritesini pekiştirmeye çalıştığı vurgulandı.
'PAKET, DAHA YASALLAŞMADAN ÖLÜME YOL AÇTI'
‘İç Güvenlik Paketi’nin en temel insan haklarının gaspına ve özgürlüklerin askıya alınmasına sebep olacak düzenlemeleri içerdiğine değinilen açıklamada, şöyle devam edildi:
"Tasarıda kolluğun yetkileri iyice genişletilerek, yürütmenin temsilcilerine yargı erkinin görevleri verilmektedir. Öyle ki, sıkıyönetim rejimi tasarının yasalaşmasıyla adeta olağan hale gelecektir. Tasarıyla kişi hak ve özgürlükleri tamamen rafa kaldırılarak polisin yetkileri sınırsız biçimde arttırılmaktadır. Kaldı ki, hükümet 2007’de Polis Vazife ve Salahiyetler Kanunu’nda yaptığı değişikliklerle polisin yetkisini artırmış ve bu değişiklikler 180 kişinin polis tarafından öldürülmesine ve sorumluların cezalandırılmamasına sebebiyet vermiştir. Tasarı bu haliyle yasalaştığı takdirde, polisin attığı her kurşun baştan itibaren cezasız bırakılacak ve polis cinayetlerinin yasal altyapısı oluşturulacaktır. Haksız gözaltı ve tutuklamalar, yargısız infazlar ve çocuk cinayetleri bu paket ile beraber yasal hale gelecektir. Öyle ki, daha ‘İç Güvenlik Paketi’ yasallaşmadan Diyarbakır’da Abdulkadir Çakmak isimli 17 yaşındaki çocuk polisler tarafından öldürülmüştür."
'OTORİTER BİR YÖNETİM TESİS ETMEK İSTİYOR'
‘İç Güvenlik Paketi’nin, içerdiği birçok düzenleme ile başta Anayasa olmak üzere, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarına açıkça aykırılık teşkil ettiği kaydedilerek, bir önceki yargı paketinde yasalaşan ‘makul şüphe’ ve adil yargılamaya ilişkin düzenlemeler ile bu paket birlikte değerlendirildiğinde, hukuk devletinden uzaklaşan ve otoriter bir yönetim tesis etmek üzerine kurulu bir yaklaşımın iktidar tarafından ortaya konulduğu belirtildi.
Açıklamada, demokratik kamuoyu; haktan, özgürlükten ve hukuktan yana olan herkes ‘İç Güvenlik Paketi’ne karşı çıkmaya çağrıldı.
METNİ İMZALAYAN KURUMLAR
Çağrı metnini imzalayan kurum ve kişiler şöyle:
İmzacı Kurumlar:
Asrın Hukuk Bürosu
Barış İçin Kadın Girişimi
Demokratik Özgür Kadın Hareketi
Ezilenlerin Hukuk Bürosu
Halkın Nabzı Gazetesi
İstanbul LGBTT Dayanışma Derneği
Kaos GL
Lambdaİstanbul LGBTT Dayanışma Derneği
Mezopotamya Hukukçular Derneği
MorEl Eskişehir
Özgürlükçü Demokrat Avukatlar
Özgürlükçü Hukukçular Derneği
Pembe Hayat LGBTT
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği
Queer Adana
Sabro Gazetesi
Siyah Pembe Üçgen İzmir
SPOD LGBTT
Süryani Dernekleri Federasyonu
Süryani Kadın Merkezi
TOHAD-FED
TOHAV
Toplum ve Kuram
Türk Tabipler Birliği
Türkiye Yazarlar Sendikası
Zan Enstitü
İMZALAYAN KİŞİLER
İmzacılar:
Adnan Özyalçıner, Adnan Serdaroğlu, Ahmet Abakay, Ahmet İnsel, Ahmet Kardan, Ahmet Tulgar, Ahmet Uhri, Ahmet Yıldırım, Akif Kurtuluş, Ali Kenanoğlu, Ali Özcan, Ali Topuz, Alper Taş, Amberin Zaman, Arif Ali Cangı, Aslı Aydıntaşbaş, Ayfer Bartu Candan, Aynur Özgün, Ayşe Gözen, Ayşe Hür, Ayşegül Doğan, Ayşen Candaş, Azat Yıldırım (Mardin Baro Başkanı), Barış Pirhasan, Baskın Oran, Bayazıt İlhan, Behçet Çelik, Bülent Felekoğlu, Büşra Ersanlı, C. Hakkı Zariç, Can Atalay, Can Candan, Celal Beşiktepe, Celalettin Can, Cengiz Çandar, Deniz Dülgeroğlu, Deniz Türkali, Doğan Demir, Ece Temelkuran, Emine Ayna, Ender İmrek, Enis Gül (Bitlis Baro Başkanı), Ercan Kanar, Erdoğan Aydın, Eren Keskin, Esra Çiftçi, Esra Mungan, Eşber Yağmurdereli, Evgil Türker, Ezel Akay, Ezgi Başaran, Fatih Polat, Feray Salman, Ferhat Kentel, Feridun Taş (Muş Baro Başkanı), Figen Yüksekdağ, Fikret Yaşar, Filiz Ünal İncekara, Füsun Demirel, Gaye Boralıoğlu, Gencay Gürsoy, Gökçer Tahincioğlu, Gülsüm Cengiz, Gülşen Özbek, Gürkan Korkmaz, Güven Gürkan Öztan, Hakan Tahmaz, Hakkı Zariç, Haldun Açıksözlü, Hande Arpat, Hikmet Delebe (Urfa Baro Başkanı), Hüseyin Demirdizen, Hüsnü Öndül, Işıl Ünal, İshak Karakaş, İsmail Bulca, İzzettin Önder, Jülide Kural, Kamil Tekin Sürek, Kamuran Yüksek, Kani Beko, Karin Karakaşlı, Kazım Öz, Kemal Varol, Lal Laleş , Lami Özgen, Mehmet Güneş, Mehmet Said Aydın, Mehmet Türkay, Mehveş Evin, Melek Göregenli, Mesut Varlık, Mithat Sancar, Murat Birdal, Murat Çakmak , Murat Çelikkan, Murat Özyaşar, Murat Paker, Murat Timur (Van Baro Başkanı), Musa Servi, Mustafa Sarısülük, Muztafa Köz, Naci Sönmez, Nazan Üstündağ, Nazım Alpman, Necmiye Alpay, Nejla Kurul, Neşe Özgen, Nevzat Onaran, Nuray Mert, Nurcan Baysal, Nuşirevan Elçi (Şırnak Baro Başkanı), Oğuzhan Kayserilioğlu, Orhan Alkaya, Osman Kavala, Oya Ersoy, Özgür Müftüoğlu, Özgür Sevgi Göral, Öztürk Türkdoğan, Pınar Aydınlar, Raşit Tükel, Rıdvan Turan, Rıdvan Turan, Sami Elvan, Seda Altuğ, Selahattin Demirtaş, Selma Gürkan, Sennur Sezer, Seray Şahiner, Serhat Eren, Seyit Aslan, Suavi, Sultan Ulusoy, Şaziye Köse, Şemsa Özar, Şenol Karakaş, Tahir Elçi (Diyarbakır Baro Başkanı), Tarık Ziya Ekinci, Tolga Sağ, Tuma Çelik, Ufuk Uras, Uğur Yeşiltepe (Tunceli Baro Başkanı), Umay Umay, Ümit Kıvanç, Yavuz Demirkaya, Yetvart Danzikyan, Yusuf Çetin, Yücel Demirer, Zeynel Odabaş, Zeynep Tanbay.