Yaşatmak için ölüm göze alınıyor

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin sonlandırılması için 2019’da açlık grevine giren Sevican Yaşar, "Açlık grevi, yaşatmak için ölümü göze almaktır” dedi.

Devam eden açlık grevine dışarıdan destek verilmesi gerektiğini belirten Sevican Yaşar, iktidar zorbalığına ve topyekun saldırısına karşı durulabileceğini, bunun için korkaklığı aşmak gerektiğini söyledi.

Türk cezaevlerindeki PKK ve PAJK’lı tutsakların, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin sonlandırılması talebiyle 27 Kasım’da başlattığı süresiz-dönüşümlü açlık grevi devam ediyor. Türk Adalet Bakanlığı, tutsakların eylemi ve talebiyle ilgili henüz adım atmadığı gibi herhangi bir açıklama da yapmadı. DTK Eşbaşkanı Leyla Güven öncülüğünde yapılan ve 200 gün süren bir önceki eyleme katılanlardan Sevican Yaşar, bu eylem tarzının neden tercih edildiğini ve devam eden açlık greviyle ilgili ANF’ye konuştu.

"Açlık grevi, hep ölümle anılıyor ama aslında yaşatmak için ölümü göze almaktır” diyen Yaşar, zorlu şartlar karşısında tutsakların kendilerini böyle ifade ettiğini söyledi. Asıl amacın yaşatmak olduğunu tekrarlayan Yaşar, şöyle devam etti: “Bunun için dışarıdan da güce ihtiyaç var. Bu gücü oluşturmanın yolu da korkmamaktan geçiyor. Talep, özünde barıştır ve bunu kimse terörize edememeli. Korku, insani bir duygudur ama korkaklığa dönüşürse insana kaybettirir. Dolayısıyla cezaevlerinin dışında kalan bizlerin alternatifleri çok. İktidar alabildiğine saldırıyor olabilir, ancak aynı zamanda çökmeye doğru gidişlerinin de belirtisidir. Zorbadır, topyekun saldırıyor ama biz haklı ve güçlüyüz.”

Tecridin, sadece Kürt Halk Önderi Öcalan'a veya Kürtlere uygulanmayı aştığını belirten Yaşar, “Herhangi bir şeyi savunamıyorsanız da tecrittir. Tecridin süregelen halidir. Yine tecridin yalnızlaştırma politikası olarak kullanıldığını da görüyoruz. Tecrit belki İmralı'dan başladı ama orasıyla sınırlı kalmadı. Her birey üzerinde uygulanmaya başlandı. Israrla buna karşı çıkmak lazım" şeklinde konuştu.

Şimdiki açlık grevi eyleminin salgın koşullarında devam ettiğine dikkat çeken Yaşar, "Normal şartlarda bile sağlık hizmeti alabilmek zorken tutsaklar için çok daha zor. Eylemin çok büyük tahribatları olabilir" dedi.