Yeryüzünde bir cennet: Dersim

Coğrafyası ile insanı kendine hayran bırakan, her mevsim ayrı güzelliği olan Dersim, adeta yeryüzünde bir cennet. Dağların eteklerinden çıkan sularla Munzur'un etrafında bulunan bitki örtüleri görsel bir şölen sunuyor.

Yüksek dağları bilinen Dersim tarihi ve kadim geçmişi ile Kürtler için önemli ve kutsal bir şehir. Dersim coğrafyası yüz yıllardır o bölgede yaşayanlar için güvenlik bir sığınak ve yuva oldu. Bu topraklarda ne egemenlerin saldırısı bitti ne de burada yaşayan halkın direnişi. Burası dağların ülkesi, Seyit Rızaların, Alişerlerin, Zarifelerin mekanları. Bu mekanlar binlerce Kürdistan şehidinin yurdu ve toprağıdır. Saraların, Beritanların, Polatların, Munzurların ve Özgürlük Hareketi'nin binlerce militanının toprağıdır. Bu kutsal topraklarda efsanevi komutan Zilan 1996 yılında Türk devletine karşı fedai bir eylem gerçekleştirdi. Bu eylem düşmanın kalbine bir balyoz gibi indi.

3 bin 600 metre yüksekli olan Dersim'in kuzeyini ve Erzincan’ın güneyini kapsayan Munzur ve Mercan Dağları, Bingöl il sınırında son bulan dağ silsilesinin tamamını kapsar. Dağların suları kuzeyinden Fırat'a, güneyinden ise, Murat deresine ve Avareş'e akar. Yeryüzünün saklı cennetlerinden olan Munzur Gözeleri, Zeranîg köyünün kuzeyinde ve Ziyaret köyünün eteklerinde yer alıyor.

Nuri Dersimi 'Kürdistan Tarihi' adlı eserinde Dersim'e ilişkin şunları belirtiyor: "Efsane olmuş öncülerimizin inancına göre Munzur gözeleri tanrıçamız Anahit'in gögüslerinden akan süttür. Bölgede aşiretler aralarında kavga ettikleri zaman Munzur gözelerini ziyaret ederek süt (su) içerler ve aralarında barış sağlanır."

DERSİM'E DOĞRU YOLCULUK

Fırsatını bulduğumda her yıl bu kutsal toprağı ve direnişçilerin yurdunu ziyaret ediyorum. Amed çok sıcak geçiyor, Dersim'e gitmeden önce termometre 43 dereceyi gösteriyor. Amed'de yıllık izinde arkadaş ve dostlarla Dersim'e doğru yol alıyoruz. Amed'den yavaş yavaş uzaklaşarak Elazığ'a varıyoruz. Elazığ da sıcaklık konusunda Amed'den eksik kalmıyor. Elazığ'da durmadan Pertek yoluna düşüyoruz. Pertek tarafına geçmek için de feribotla barajı geçiyoruz. Martı sesleri eşliğinde yolculuk yapıyoruz. Tam da bu sırada 'İnsan denizin olmadığı yerde umut adına martı olmalı" sözü insanın aklına geliyor.

Barajı geçtikten sonra bizi tüm heybeti ile Dersim dağları karşılıyor. Amed ve Elazığ'ın sıcağından sonra insan burada bir serinlik hissediyor. Dersim merkeze oradan da Pülümür'e gitmek için yolumuza devam ediyoruz. Dersim'e yolu düşenlerin Munzur'a, Pülümür veya Peri çayına rastlamaması mümkün değil. Pülümür yolunda durarak yönümüzü Pülümür çayına veriyoruz. Pülümür çayının suyu dağlardan akıyor ve farklı bitki örtüleri ile etrafında görsel bir şölen oluşturuyor. Şüphesiz dağlardan ve kayaların arasından akan sular baharın tüm güzellikleri ile Dersim'i donatıyor.

Kısa bir aranın ardından yönümüzü Munzur dağlarına ve bölgedeki yaylalara veriyoruz. Buyer Ana ve Meydan dağında kar benekleri gözümüze çarpıyor. Yaylada olanların yatırdıklarına göre, kıştan diğer kışa kadar bile erimiyor. Mart ve Nisan ayında Dersim eteklerinde yetişen laleler ve doğaya ayrı bir güzellik katan laleler Haziran ayında soluyor. Bölgede kadın emeği her alanda kendini belli ediyor. Neredeyse esnafların hepsi kadın.

BÖLGE ASKER VE POLİS ABLUKASINDA

Pülümür'ün ardından Ovacık'a gitmek için Dersim merkeze geçiyoruz tekrar. Merkeze varmadan önce Barış heykeli ile karşılaşıyoruz. Coğrafyası ile insanı kendine hayran bırakan Dersim, her mevsim ayrı güzel. Dağların eteklerinden çıkan sularla Munzur'un etrafında bulunan bitki örtüleri görsel bir şölen sunuyor. Araştırmacılara göre Türkiye'de 13 binden fazla bitki var ve bu bitkilerin 3 binden fazlası ise endemik bitki. Dersim'de de bin 600 bitki var ve bu bitkilerden 293'ü endemik bitki.

Dersim merkezden sonra yönümüzü Ovacık'a veriyoruz. Doğası, dağları, bitkiler ve suları ile Dersim adeta yeryüzünde bir cennet. Türkiye ve Kürdistan genelinde arıların fazla olduğu ve iyi balın bulunduğu yerlerden biri de Dersim. Bu da Dersim doğasında yetişen farklı çiçeklerden kaynaklanıyor. Yaylalarda sadece Dersim halkı yok, Kürdistan'ın diğer şehirlerinden de bu bölgeye gelenler var. Koçerlerin ve köylülerin aktardıklarına göre siyasi atmosfer ve yayla yasakları koçerleri olumsuz bir şekilde etkiliyor.

İşgalci Türk devleti her dönem Dersim'i hedef alıyor ve bütün olanakları ile doğasına ve inancına saldırıyor. İktidarın Munzur gözelerini hedef alan peyzaj projesine de tepkili. Munzur gözeleri Alevi halkı için kutsal mekanlardır. Rant projesinden dolayı halkın ziyaret yerlerine gidiş gelişler sınırlandırılıyor. Alan asker ve polislerin ablukası altında. Bütün saldırı ve ablukalara rağmen Dersim cenneti andıran güzelliğini korumaya devam ediyor.