Yaşanan hukuksuzluklara bir tepki olarak 6 Kasım’da meclisteki yasama faaliyetlerini durduran HDP’nin konuya ilişkin nihai bir karara varmadan önce demokratik kesimlerin istemi doğrultusunda ara bir karar ile meclise dönebileceğine dair sinyaller veren HDP Van Milletvekili Nadir Yıldırım, “Parlamento zemini bütün kötülüklerin asma yaprağı durumuna gelmiş böyle bir durumda bizim mecliste olmamamız birçok durumu ört bas ediyor” dedi.

AKP/Saray hükümetinin 4 Kasım’da halkın iradesini yok sayarak eş başkanlar da dahil olmak üzere 10 HDP milletvekilini hukuksuz bir şekilde tutuklaması üzerine HDP, 6 Kasım’da yaptığı açıklama ile Meclis’teki yasama faaliyetlerini durdurduğunu duyurdu. HDP’li vekillerin tutuklanması ile Türkiye’de yaşanan demokrasi ve hukuk eksikliği bir kez daha gözler önüne serilirken, HDP’nin bundan sonra izleyeceği siyasi yol haritası Türkiye halkları ve uluslararası kamuoyu tarafından merakla bekleniyor.

HDP’nin Kürt sorununda durduğu yer ve AKP iktidarına karşı geliştirdiği muhalefet nedeni ile hedef haline geldiğini belirten HDP Van Milletvekili Nadir Yıldırım, “AKP iktidarı son bir buçuk yıldır muhalif kesimlere dönük tasfiye ve imha konsepti çerçevesinde basından tutun akademi dünyasına, akademi dünyasından tutun öğrenci dernekleri, STK’ler ve siyasi partilere varıncaya kadar kendine tehlike arz ettiği hemen herkesi susturma çabasına girdi. Hele 15 Temmuz’dan sonra parlamentodaki partilerin milli mutabakat adı altında CHP’yi de dahil ettiği faşist bir blok oluşturulduktan sonra, bu güç birliği karşısında demokratik zeminde ülke çıkarları doğrultusunda dik duruşlu bir muhalefet sergileyen tek güç HDP kaldığından partimiz açık hedef haline geldi” dedi.

DESTEKLER ÖNEMLİ; AMA YETERLİ DEĞİL!

Avrupa Birliği (AB) ve uluslararası kamuoyunun partilerine dönük saldırılara ilişkin HDP’ye sunduğu desteği önemli ama yetersiz olarak değerlendiren Yıldırım, “Şu an Türkiye’de yaşananlardan kaynaklı başta AB ülkeleri olmak üzere herkes ciddi kaygılar yaşarken, ülke gün geçtikçe evrensel insan halklarından koparak siyasal, toplumsal, ekonomik ve kültürel açıdan içe kapanarak despotlaşan bir noktaya doğru gidiyor. Bu açıdan yaşananlar sonucu ortaya çıkan destek ve sahiplenmenin sadece partimizle alakalı olmayıp daha genel durumlara dönük bir kaygının yansıması olduğu anlamını ortaya çıkıyor. Peki, bu destek yeterli mi diye sorarsanız; bizce kesinlikle yeterli değil! Bu çerçevede ele aldığımızda partimiz hem onlar hem de Türkiye açısından demokrasinin son şansıdır. Bu kale de kaybedilirse başta Avrupa devletleri olmak üzere tüm batılı devletler çok şey kaybedecek çünkü Türkiye’den bu devletlere dönük ciddi bir mülteci ve buna bağlı olarak gelişen terör tehdidi söz konusu. O bu kaygılar ve sahiplenmeyi önemli ama yetersiz olarak değerlendiriyoruz. Daha somut ve güçlü adımlar atılarak, açık bir sahiplenme gerçekleşmeli çünkü olayların bu noktaya ulaşmasında başta Avrupa devletleri olmak üzere Batı devletlerinin de payı küçümsenmeyecek düzeyde” şeklinde konuştu.

MECLİSTE OLMAMAMIZ BİRÇOK DURUMU ÖRTBAS EDİYOR

“Bundan sonra izleyeceğimiz siyasi yol haritası için nihai bir karara varmadan önce Salı günü bir ara karar açıklamasında bulunacağız” diyen Yıldırım şöyle devam etti: “Ülke gündemi çok ciddi ve dönüşü mümkün olmayan bir durumda. Parlamento zemini bütün kötülüklerin asma yaprağı durumuna gelmiş, böyle bir durumda bizim mecliste olmamamız birçok durumu ört bas ediyor. Toplumun haberi bile olmadan toplum aleyhine çok ciddi kararlar sözüm ona yasalaştırılıyor. Bu nedenle demokratik kesimler Meclis’te olmamıza ilişkin yoğun bir baskısı uygulamakta. Mesela önceki gece açık ve aleni bir tecavüz yasası kaşla göz arasında hile ve hurdayla parlamentodan geçti. Bu önergenin geçmemesi için ciddi bir muhalefet bile yapılmadı. 6 Kasım’da yasama faaliyetlerimizi durdururken nihai bir karar almak için yoğun diyalog içerisinde olduğumuz dernekler bu süreçte mutlaka Meclis’te olmamız gerektiğine dönük bir talepte bulunuyor. Yine batıdaki demokratik kesimlerden en azından nihai kararımızı verinceye kadar Meclis’te bulunmamıza dönük istemlerini dillendirmekte işte bizim Salı günü konuşacağımız durum tam olarak bu. Bu çerçevede Pazartesi günü basına kapalı olarak gerçekleştirdiğimiz grup toplantımızda bütün değerlendirmeleri yapıp ara kararımızı Salı günü kamuoyuna açıklayacağız.”

‘YAŞANANLARA KARŞI BİRLİKTE TUTUM GELİŞTİRMELİYİZ’

Demokrasiyi sahiplenme çağrısında bulunan Yıldırım, “Biz bundan sonraki süreçte mücadele yol ve yöntemlerimizle alanlarımızı halkımız ve demokratik kesimlerle istişare ederek belirlemeye çalışıyoruz. Bu mücadeleyi daha fazla nasıl ortaklaştırabiliriz arayışı içerisindeyiz. Bu anlamda demokratik kesimlere çağrımız HDP’yi destekleme ve sahiplenmeden ziyade daha fazla direnerek birlikte tutum geliştirmektir” cümlelerini kullandı.