Zindanlar tecride karşı 50 gündür direniyor

Siyasi tutsakların Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a yönelik tecridin kaldırılması ve özgürlüğü için başlattıkları açlık grevi direnişi 50. gününde. Direniş boyunca tutsaklara saldırılar artarken, sahiplenme eylemleri de yayıldı.

Türkiye ve Kuzey Kürdistan'daki siyasi tutsakların, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a dönük tecride karşı açlık grevi direnişi 50. gününde.

Tutsaklar, 27 Kasım 2020'de, PKK'nin kuruluş yıl dönümünde İmralı tecridine karşı bir kez daha direnişe geçti. Binlerce PKK ve PAJK'lı tutsak, Öcalan üzerindeki tecrit ve uğradıkları hak ihlalleri son bulana kadar 5’er günlük süresiz-dönüşümlü açlık grevini sürdürüyor. Bu açlık grevi, cezaevlerinde bugüne dek yapılan geniş kapsamlı eylemlerin 10’uncusu.

AKP-MHP iktidarı da cezaevlerinin ülkedeki demokratik kazanımlardaki rolünü bildiği için eylem başlamadan saldırıya geçti. Açlık grevi eylemleri öncesinde Amed, Mardin, Siirt, Şırnak, Van, Ankara, İzmir, Malatya ve Batman kentlerinde Türk polisi operasyonlar düzenledi; Marmara Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Dayanışma Derneği (MATUHAYDER) Eşbaşkanı Hüsnü Taş ile derneğin bazı yöneticilerinin de aralarında olduğu 60’ın üzerinde kişi gözaltına alındı.

Tutsaklar, eylemlerini 27 Kasım'da aileleri aracılığıyla duyurdu. İlk olarak Mersin Tarsus T Tipi Kapalı Kadın Cezaevinde kalan Nurcan Aslan, Hatice Kaymak ve Fatma Bese; İzmir-Kırıklar F Tipi Kapalı Cezaevi’nde Sertaç Kılıçarslan, Ozan Alpkaya ve Abdullah Günay; Kocaeli Kandıra 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutuklu bulunan Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Amed Milletvekili Çağlar Demirel, aynı cezaevinde tutuklu bulunan Seher Orçu ile birlikte açlık grevlerine başladıklarını duyurdu.

İLK GRUPTAKİLER

İlk gruptakilerden bazı tutsakların isimleri şöyle açıklandı:

"Samsun-Vezirköprü M Tipi Cezaevi’nde Hüseyin Koç; Urfa T Tipi Cezaevi’nde Erkan Bayrak; Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde İhsan Bulut ve Muzaffer Acu; Bakırköy L Tipi Cezaevi’nde Lorin İnanç; Elazığ 1 Nolu Ceza İnfaz Kurumu’nda Mehmet Askeri Duman; Ankara-Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde Saadet Akın, Necla Yıldız ve Arjin Yüksekbağ; Kırıkkale F Tipi Kapalı Cezaevi’nde Mehmet Emin Ürper, Şükrü Çiçek, Sabah Dayan ve Serhat Çağlı; Mersin-Tarsus T Tipi Kapalı Kadın Cezaevi’nde Nurcan Aslan, Hatice Kaymak ve Fatma Bese; İzmir-Kırıklar F Tipi Kapalı Cezaevi’nde Sertaç Kılıçarslan, Ozan Alpkaya ve Abdullah Günay; Kocaeli-Kandıra 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde HDP eski Diyarbakır Milletvekili Çağlar Demirel ve Seher Orçu; Tarsus Kadın Kapalı Cezaevi'nde Hatice Kaymak, Fatma Befre ve Nurcan Aslan; Kayseri Bünyan Kadın Kapalı Cezaevi'nden Merve Aydoğan."

İlk eylemcilerden Nurcan Aslan, eylemin açıklandığı gün şu açıklamayı yaptı: "PKK Lideri Öcalan’ın özgürlüğü Kürt halkının özgürlüğüdür. Vakit özgürlük vaktidir. ‘Artık yeter’ diyoruz. Biz direnişimizi vereceğiz. Gerekirse bu anlamda ölümü de göze aldık. Sonuç alana kadar devam edeceğiz. 20 yıl oldu, bu tecrit devam ediyor. Halkımız artık ‘tamam’ demeli. Moralimiz yerinde, coşkuluyuz. Direnmek yaşamaktır.”

Farklı cezaevlerinde çok sayıda tutsağın katılımı ile başlayan eylemleri, 2 Aralık'tan itibaren ikinci grup devraldı.

İLK SAHİPLENENLER KADINLAR VE GENÇLER OLDU

Bu sırada kadın ve gençler zindan direnişini sahiplenmeye başlamıştı. İlk sahiplenme açıklama ve eylemleri kadınlar ile gençlerden geldi. Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad -TJA), "Kadın öncülüğünde başlayan açlık grevleri eylemlerini selamlıyoruz ve çözüm sürecinde sorumluluk alan tüm kadın, genç, kurum, örgüt ve kamuoyuna sessiz kalmama çağrısında bulunuyor, özgür tutsaklarla ortaklaşma içerisinde bulunması gerektiğini belirtiyoruz" derken, HDP Kayapınar Gençlik Meclisi de meşaleli yürüyüşle eylemi sahiplenmeye başladı.

Hemen ardından tutsak aileleri ve Barış Anneleri de zindan direnişini sahiplendi. Anneler "Öcalan'a özgürlük" sloganıyla yürürken, aileler de iktidarı uyardı, "Çocuklarımızın talebi talebimizdir" mesajını verdi.

Devamında partiler, kurumlar ve demokratik çevreler zindan direnişini sahiplenen eylem ve açıklamalarını sürdürdü.

İŞKENCE ARTTI, KARARLILIK DEVAM ETTİ

Direniş ilk haftasını geride bırakırken, açlık grevindeki tutsaklara saldırılar da arttı. Gebze Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Hatice Arat, İmralı tecridine karşı başlatılan açlık grevi eylemlerinin ardından baskıların arttığını belirterek, kamuoyuna duyarlılık çağrısı yaptı.

Yine aynı günlerde Eskişehir H Tipi Kapalı Cezaevi’nde açlık grevinde olan Davut Barin de koğuşlarına baskın yapıldığın, tuz ve limon dahil yaşamsal malzemelerine el konulduğunu açıkladı.

Saldırılar devam ederken, tutsaklardan da kararlılık mesajları gelmeye devam etti.

Kayseri Bünyan 2 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutuklu bulunan Mehmet Kurt (49), ailesiyle yaptığı telefon görüşmesinde cezaevlerinde artan hak ihlallerini aktardı. "Cezaevinde tutsakların sahip olduğu bütün insani haklar elimizden alındı. Baskılar geçmişe oranla çok daha fazla ve her geçen gün artmaktadır. Koğuşlarda bize ait olan radyo, televizyon vb. gibi iletişim araçlarına el konuldu ve gazeteler verilmiyor" diyen Kurt, tecrit kaldırılana kadar eylemlerini sürdüreceklerini söyledi.

Rize Kalkandere L Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Serhat Karsu da "Açlık grevlerine girmemizin temel nedeni Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılmasıdır. Taleplerimiz yerine getiriline kadar eylemlerimize devam etmekte kararlıyız" dedi.

Direniş 22. gününü geride bırakırken, Urfa’da bulunan cezaevlerinde 9 tutsağın da beşinci grup olarak açlık grevi eylemlerini devraldığı öğrenildi. Tutsaklardan 3’ünün Urfa 1 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde, 4’ünün Urfa 2 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde ve diğer iki tutsağın ise Siverek T Tipi Kapalı Cezaevi’nde eylemlere katıldığı belirtildi.

Urfa 1 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde açlık grevlerine girenlerin Mazlum Doğan Taniş, Emin Çeliktaş ve Celal Keleş olduğu öğrenildi.

Açlık grevleri henüz 1. ayını doldurmamışken, Alanya L Tipi Kapalı Cezaevi’nde süresiz-dönüşümlü açlık grevini sürdüren kadınlara disiplin cezaları verildi. İletişim haklarını kullanan tutsakların, hak ihlallerini anlattıkları anda telefonlarının kesildiği belirtildi.

Rize Kalkandere L Tipi Kapalı Cezaevi'nde kalan tutsak Umut Savaş Koçyiğit de telefon görüşmesine götürülürken bile çıplak aramaya maruz kaldıklarını aktardı.

Van’da 1994 yılında tutuklanan ve “örgüte yardım etmek" iddiasıyla müebbet hapis cezasına çarptırılan Fuat Bor da grevdeki tutsaklara yeterince şeker, tuz ve limon verilmediğini duyurdu.

İmralı tecridine karşı başlatılan açlık grevi eylemlerine Aralık ayı sonu itibarıyla yaklaşık 2 bin 500 tutsağın katıldığı öğrenildi.

MAXMUR YUNANİSTAN'DA DA AÇLIK GREVLERİ

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a dönük tecride karşı sadece tutsaklar değil, halk ve kurumlar da açlık grevi eylemleri başlattı.

Maxmur Kampı’nda İmralı tecridine karşı kadınlar öncülüğünde 18 Aralık’ta açlık grevi eylemi başlatıldı. Şehit Aileleri Derneği’nde sürdürülen eylem, 29. gününde.

Yine Yunanistan’ın Lavrio Kampı’nda kalanlar da Öcalan’a yönelik tecridin sonlandırılması ve cezaevlerindeki direnişi sahiplenmek amacıyla açlık grevi başlattı. Yunanistan'daki süresiz-dönüşümlü açlık grevi eylemi 12. gününde. Kamptaki açlık grevi, Devrimci Gençlik Hareketi (TCŞ-Tevgera Ciwanên Şoreşger), Avrupa'da Kürt Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Kurdistan a Ewropa) ve Navenda Çanda Kürdistan (Kürt Kültür Merkezi) öncülüğünde yapılıyor.