İran rejimine karşı direnen bir annenin öyküsü

KJAR Avrupa’da yer alan Ronak Rojhilat, İran zindanlarından Avrupa’daki çalışmalara uzanan iki çocuk annesi bir Kürt kadını. Mücadelede kararlılık ve ısrar kadar sömürgeciliği tanımanın önemine işaret ediyor.

Doğu Kürdistan Kadın Hareketi'nin (KJAR) Avrupa çalışmalarında yer alan Ronak Rojhilat, mücadele dolu yaşamını ANF’ye anlattı.

Kürdistan’ın Sine kentinde dünyaya gelen Ronak, henüz 15 yaşındayken evlenir.

İran rejiminin Kürdistan halkına uyguladığı saldırılara karşı büyük mücadeleler veren Ronak ve eşi, ağır işkence ve saldırılar ile karşı karşıya kalır. Her ikisi 1979’daki halk ayaklanmasına katılır. Eşi sayesinde mücadeleyle tanışan ve devam eden Ronak, evli ve iki çocuk annesi olmanın zorluklarını da yaşar.

TANIŞMA ZAMANLARI

Ronak, rejime karşı ilk mücadelesine nasıl başladığını şöyle anlatıyor: “Benim önceden siyasetle hiç alakam yoktu. Eşim sayesinde tanıştım. Radikal solcuydu, Komala üyesiydi. Henüz Şah döneminde mücadeleye başlamış, 6 ay zindanda tutulmuş, büyük işkencelere maruz kalmıştı. Bana o dönemleri anlattı. Neden yakalandığını, özgürlüğün bedelinin ağır olduğunu vs. Beni kitap okumaya, araştırmaya teşvik etti. Onun sayesinde ülkemin sömürge olduğunu öğrendim. Sonra arayışlarım süreklileşti. Eşimle beraber çalışmalara katılıyorduk. 1979’da aktif yer aldık. Benim için çok heyecanlı anlardı. Tüm yaşamım özgürlük, mücadele, toprak, ülke aşkı içindi.”

ÇOCUĞUMDAN DAHA ÖNEMLİYDİ

Ronak, anne olmasını ve bunu zorluklarıyla da mücadelesini şöyle ifade ediyor: “Evlendiğimin ilk yılı hamile kaldım. Bir oğlum oldu. Devrim olduğunda oğlum bir yaşındaydı. Humeyni iktidara geldi. Ardından Kürdistan’a büyük saldırılar oldu. Saldırılar ağır olduğu için şehir dışına çıkmak zorunda kaldık. Halk devrimi, karşı devrime döndü ve halkın çıkarları ayaklar altına alındı. Kürdistan’da bundan büyük pay aldı. 24 gün aralıksız savaşın içindeydik. Oğlum benim için çok önemliydi fakat ülkem daha önemliydi. Onu annemin yanına bırakıp eylemlere, çalışmalara gidiyordum. Halkımızın üzerindeki saldırıları görünce durmak mümkün değildi. Eşimi 20 gün boyunca hiç görmedim ve haber almadım. Kendimizi, çocuğumuzu, eşimizi düşünemezdik.”

OĞLUYLA BERABER ZİNDANDA

Aktif çalışmalarda, eylemlerde yer alınca evleri de basılır ve oğluyla birlikte Ronak’ı da götürürler. Ronak, anlatmaya devam ediyor: “Oğlumla beraber 6 ay zindanda kaldık. Zindan dönemi bizim için çok zordu. Üç gün hiç uyumadım. Uyuyacak yer yoktu. Oğlum beton zemine düşmesin diye gözüm sürekli onun üzerindeydi. Bir an uyuyakalmışım. Oğlum yere düştü. Bağırdım. Geldiler, oğlumu Sine’deki hastaneye götürdük. Orada Mahabadlı bir doktor oğlumu tedavi etti. Doktor, odasından pastası çıkararak, bana pencereyi gösterip kaçmamı işaret etti. Doktora zarar gelmesin diye kaçmadım. Tekrar zindana döndük. Daha sonra beni sorguya götürüp oğlumu da eve gönderdiler. İştence yaparak itirafçı olmamı sağlamaya çalışıyorlardı. Hiç konuşmadım. 9 ay zindanda kaldıktan sonra serbest bırakıldım.”

ZİNDAN SONRASI DAHA BÜYÜK AŞKLA

Zindandan çıktıktan sonra düşmana olan kininin katlandığını kaydeden Ronak, çalışmalara daha büyük bir aşkla katıldığını belirterek, o dönemde şu yaşananları paylaşıyor: “Pastarlar, Merivan’a saldırdı ve halkı şehir dışına çıkarttı. Bunun üzerine biz Sine halkı olarak Merivan’a kadar yürüyüş düzenledik. O dönemde Komala üyesi olan şehit Fuat Mistefa Sileymani, gerçekten çok ahlaklı bir insandı. Her yönüyle anlamlı yaşayan bir devrimciydi. Bizi çok güzel karşıladı. Merivan halkı da bizi çok güzel karşıladı. Pastarlar mecbur kalıp şehirden çekildi. Halk evlerine, biz de Sine’ye döndük.”

EŞİME YEMİN ETTİM

Eşinin, iran rejimi tarafından katledilmesinden sonra oldukça zor dönemler yaşayan Ronak, o dönemleri şöyle anlatıyor: “Henüz 31 yaşındaydı. Tutuklanıp katledildi. İki çocuğu olan bir anne olarak oldukça zorlandım. Eşim katledildikten sonra anısına bağlı kalacağıma and içtim ve şimdiye kadar çalışmalarımı sürdürdüm. Çocuklarıma özgür bir ülke verebilmek için bu yolu hiç bırakmadım.”

BAŞÛR’A, SONRA AVRUPA’YA

Bir kez daha İran rejimi tarafından tutuklanıp 18 ay sonra serbest bırakılan Ronak, Rojhilat’ta çalışma imkanı kalmayınca önce Güney Kürdistan’a, ardından da Avrupa’ya gider.

Avrupa’da PKK ile tanışan Ronak, şunları dile getiriyor: “Önderliğin kitaplarını okudum. Kadına, Kürt halkına verdiği değer beni çok etkiledi. Kürt Özgürlük Hareketi çalışmalarına katılmaya başladım. Bu durum devam ediyor. İki çocuğum olmasına, İran rejiminin tüm baskılarına rağmen Kürt halkının özgürlüğü için çalışmaktan geri durmadım. Rojhilat ve İran’daki halkımızın şunu bilmesini isterim; bizi kurtaracak tek şey sömürgeciliğe karşı direnmek, Kürt özgürlük mücadelesine katılmaktır.”