Gerillaya doyamamak

Yaşadığımız hangi anları ve o anlardaki hangi duyguları hep taze tuttuk? Hiç düşündük mü?

Çok yorucu ve uzun bir görevden dönen eski bir gerillaya ikram edilen sudan sonra gecenin karanlığını aydınlatan ay ışığı altında manganın hemen kapısında oturuyoruz. Yüzünde devrimin çizgilerini taşıyan, 1.60 boylarında, saçları kıvırcık, zarif bir kadın gerilla. 24 yılını PKK mücadelesine vermiş, Kürdistan’ın Garê, Xakurke, Xinêrê, Dersim ve Botan dağlarında gerillacılık yapmış ama halen de ilk gerillacılık heyecanını hep taze tutan ve gerillaya doymayan bir kadın komutan: Rojbîn Dersim!

Bir görev sonrasında noktasına gelirken kendisini karşılayan, yanına yeni gelen Dijle yoldaşına heyecanla; ‘gel de sana tekmilimi vereyim' diyor gerilla Dijle’nin şaşkın bakışlarına aldırmadan. Ve ardından başlıyor iki günlük yolculuğunu anlatmaya. Yoldan geçerken dalından koparıp cebine attığı sêv tirşklerden (ekşi elmalar) ikram etmeyi unutmadan. Ve ısırıyorlar birlikte... Yüzlerine yerleşen ekşi ifadeye özgürlüğe tutsak bir ülkede yaşayan ve prangalarını parçalayıp dağ başlarına devrim sözüyle çıkan gerillanın gülüşleri ekleniyor.

Bir gülüş! Özgünlüğünü insanlık tarihi boyunca hep koruyacak olan bir gülüş. Ay ışığını sönük bırakan bir gülüş sarıyor geceyi. Kürdistan dağları iki kadın gerilla gülüşünün müziğini çalıyor o gece ay ışığında.

Rojbin tekmilini verip yokluğunda olan biten gelişmelerin tekmilini aldıktan sonra mangasına çekiliyor.

Sabahın erken saatlerinde "rojbaş" sesiyle açılıyor gözler. Sesin sahibi gerilla Rojbin. Yüzü yabancı değil. Türk medyasından tanışık olduğumuz bir yüz! Sundukları yalan haberlere göre defalarca vurulan ama yaşamı onlara inat özgürlükle ören bir kadın komutan karşımızda duran.

Dijle fısıltıyla, ''Heval Rojbin'in enerjisine hayranım. Ona yetişmek mümkün değildir. Uzun savaş yıllarının kendisine her dakika daha fazla enerji verdiğini söylersem abarttığımı düşünür müsünüz" diyor.

Yırtılan şalına iki dikiş attıktan sonra eli şaşalına (su şisesine) uzanıyor, Rojbin komutan... Derinden bir nefes çekiyor, yeni bir günde yaşam bağışlayan yaradana şükreder gibi. Bir süredir okuduğu kitabını alıyor eline. Okuduğu kitap Önder Öcalan'ın yaşamını anlatan AMARA. Günün ilk saatlerini Önderliğiyle geçiriyor. O an zihni, yüreği, bakışları ve soluğunda bir tek Önderliği var...

Yarım saat sonra tekrar dönüyor mangaya. Kahvaltıdan hemen sonra radyosuna uzanıyor. Tüm haber kanallarını gezdikten sonra Dengê Welat radyosunda duruyor. Radyoda Koma Berxwedan’ın bir parçası çalıyor. Köşedeki kumaşı alıyor ve önceden kesimini yaptığı bir gerilla şalı dikmeye başlıyor. Emekle henüz küçük yaşlarda tanışan elleri iğneyi bir makinanın ustalığıyla altan ve üsten dikiyor. Dikerken hoş sohbetinden mahrum etmiyor mangada bulunan yoldaşlarını. Bir yoldaşı; ‘’Heval Rojbin biraz ara versen, yanına geldiğimden beri boş bir anını görmedim. Günlerce arazi dolaştın. Gömmelerle uğraştın. Arkadaşlarla bireysel tartıştın. Yine notlar okudun ve birçok yaşamsal işle uğraştın. Çok yoruldun, biraz istirahat et" diyor. Rojbin ise "bu yaşamda bir dakika durursam sanki devrime, Önderliğe, şehitlere ve halkıma ihanet etmişim hissine kapılıyorum" diye yanıtlıyor.

Radyodan çalan gerilla parçalarına karışıyor bir gerilla mangasında gerillanın ağzından çıkan sözler.

Sessizliği Rojbin bozuyor, Dijle yoldaşına dönerek: "Biliyor musun heval Dijle, çok uzun yıllar geçti ama ben halen gerillaya doyamadım ve ilk gerilla heyecanımı halen taze tutuyorum."

Dijle, yoldaşı Rojbin'e, "Heval Rojbin senden çok uzun yıllar sonra katıldım ve yaşça da daha küçüğüm. Ama senin enerjine, yaşam heyecanına gerçekten hayran kalıyorum. Bunun bir sırrı olmalı" diye soruyor.

Rojbin ise şöyle diyor: "Bunun sırdan öte bir hakikati var. Ve o da Önderlik Gerçeği’nde yatmaktadır. Halen tam anlamıyla profesyonel bir gerillayım diyemem. Ama Önderlik Gerçeği ile iyi bir gerilla olabilirim. İşte ben bu yüzden gerillaya doyamıyorum ve halen ilk heyecanımı koruyorum. Çünkü aşığın maşuğa kavuşması gibidir bizlerin tam bir gerilla olabilmesi."