Newaya Jin: Dünya barışını arıyor

Aylık kadın gazetesi Newaya Jin’ın Eylül sayısı ‘Dünya barışını arıyor’ manşetiyle çıktı.

Türkiye, Ortadoğu ve dünya ölçeğinde devam eden savaş ve şiddet politikalarının hatırlatıldığı 174. Sayıda bu politikalara karşı kadınlar ve halklar nezdinde sürdürülen direnişe dikkat çekildi.

Gazete 1 Eylül Dünya Barış Günü vesilesiyle, Türk devletinin tarihsel-güncel bağlamdaki soykırımcı politikaları ile ‘Kürt sorunu’nun demokratik çözümüne ilişkin KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Besê Hozat ile yapılan röportaja yer verdi. AKP’nin iktidarı boyunca Türkiye’nin tüm değerlerini tükettiğini hatırlatan Hozat, Türkiye’de güçlü bir demokrasi ve barış mücadelesine ihtiyaç olduğunu yineledi. Savaşı erkek aklının bir icadı olarak tanımlayan KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Hozat, savaşları doğuran zihniyeti ortadan kaldıracak olanın kadınların güçlü örgütlülüğü ve mücadelesi olduğuna dikkat çekiyor.

‘ORTADOĞU BARIŞI BİR DÜNYA BARIŞIDIR’

Savaş-barış ikilemiyle ilgili 1998 Eylül’ünde İtalya Yeniden Yapılanma Komünist Partisi’nin Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile yaptığı röportajın bir kesitinin de paylaşıldığı Eylül sayısında Öcalan’ın “Kürt-Türk barışı Ortadoğu barışının özü olduğu gibi; Ortadoğu barışı da bölgenin, hatta dünyanın en temel barışıdır” belirlemesini öne çıkardı. 

BARIŞIN SÖZÜNÜ KURMAK

Savaşlara karşı dünya kadınlarının barış girişimleri deneyimlerine ilişkin bir araştırma dosyası hazırlayan gazeteci Hacer Altunsoy ise, günümüz dünyasında savaşın hakim bir yöntem olarak hala uygulanmaya devam edildiğini hatırlatıyor. Barış süreçlerinin ise şimdiye kadar taktiksel olmayı aşamadığını ifade eden Altunsoy; “iktidarlar savaşın bitmesini istemezler. Çünkü savaş bütün sorunların flulaştığı bir ortam hazırlar. Toplum kırımına, cins kırımına yol açar” ifadelerine vurgu yapıyor.

‘BİR OLUŞ YARATMAK’

Uluslararası İnisiyatif tarafından hazırlanan ve dünyanın birçok yerinden tanınmış 17 yazarın Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın düşünceleri üzerine kaleme aldığı değerlendirmeleri kapsayan ve Nisan ayında Aram Yayınlarından çıkan ‘Özgür Yaşamı İnşa Diyalogları’ isimli kitabın kitabın tanıtımını gazetenin yazarlarından Nazan Üstündağ yapıyor.

Kitabın dünyanın önde gelen entelektüellerinin Abdullah Öcalan’la girdiği çeşitli düşünsel diyalogları yansıttığını hatırlatan Üstündağ, bu diyalogların sadece soyut fikirlerden ibaret olmadığını, tıpkı Öcalan’ın düşünceleri gibi aynı zamanda bir eyleyiş, bir hareket, bir oluş yarattığını” açıklıyor.

‘DEĞİŞİM VE ÖZGÜRLÜK İÇİN SEN DE AYAĞA KALK’

Temmuz ayı içersinde Avrupa Kürt Kadın Hareketi (TJK-E) tarafından başlatılan “Değişim ve özgürlük için sen de ayağa kalk” kampanyasını yazar Gönül Kaya ile gazeteci Gülistan Çiya İke yorumluyor.

Kaya eril-kapitalist sistem alışkanlıklarından ‘sonsuz boşanma’ hamlesi olarak da değerlendirdiği kampanyanın toplum yaşamına, kültürüne, çevre sorunlarına de dokunacağını belirterek bu hamlenin kadının, gençlerin, erkeğin bilinçli, örgütlü ve mücadeleci duruşunu açığa çıkarmayı da amaçladığının altını çiziyor.

Aynı konuyu Kürtçe sayfada değerlendiren Newaya Jin’ın yeni yazarlarından- Gülistan Çiya İke de toplumsal örgütlülük ve değişimin önemine dikkat çekiyor. Büyük değişimlerin küçük adımlar ile gerçekleştiğini hatırlatan İke; ‘varlık ve kendin olma mücadelesini devrimci bir sıçrama ile bir adım ileriye taşıyacak mıyız taşımayacak mıyız’ sorusunu yöneltiyor.

ANLAM VE YAŞAM BİLİMİ JİNEOLOJÎ

Kadın bilimi jineolojîye dair yazan Zerya Gül, anlam ve yaşam bilimi olarak tanımladığı jineolojînin çağın temel ihtiyaçlarına cevap veren bir içerik ve arayışa sahip olduğunu hatırlatıyor. “Anlam yitimi kadar anlam arayışlarının dünyanın dört bir yanını sardığı, toplumsal yitim ve yaratımların kıyasıya mücadele içinde olduğu bir zamanda anlamlaşmanın kıyasıya bir mücadele içinde şekillendiğini belirten Gül, jineolojî’nin direnen bu halklar ve kadın damarından beslendiğini vurguluyor.

KAYYUM POLİTİKALARINA KARŞI KADIN BELEDİYECİLİĞİ

Dikkatleri kadın belediyeciliği ve yerel yönetimlere çeken Nesrin Navdar, bir ülkenin demokratikleştirilmesinde belediye ve demokratik meclislerin önemine odaklanıyor. Navdar, Belediye ve demokratik meclislerin sermayenin halkın yaşam alanlarını, doğal kaynaklarını gasp etmesine izin vermediklerini hatırlatıyor.

Eylül sayısında Çarçel Engizek’in ‘Yabancılaşmak’ makalesi, Dersim Deniz’in İran’daki yasalar yoluyla kadın haklarının nasıl gasp edildiğine ilişkin araştırma dosyası ile, gazeteci Zeynep Murad’ın Feyli kadınların tarihsel mücadelesine ilişkin makalesi de yer alıyor. 

Toplum-yaşam sayfasında ise Melsa Muş’un 22 Mayıs 2015'te yaşamını yitiren Berçem Firat’a ilişkin kaleme aldığı anı yazısına da yer verildi.