PKK 12. OLAĞANÜSTÜ KONGRESİ
Medya Savunma Alanlarında 5-7 Mayıs tarihinde 12. PKK Kongresi gerçekleştirildi. Kongre delegelerinden Sorxwîn Avesta ve İbrahim Urfa, gerilla mücadelesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
'FEDAİCE SAVAŞANLAR NEDEN TESLİM OLSUN?'
Sorxwîn Avesta: Önderlik esir alındıktan sonra partiye katıldım. Şu an bu kongreye katılan arkadaşların da üçte ikisi Önderliğin esaret alınmasından sonra partiye katılmışlar. Bu da doğal olarak şunu ortaya çıkarıyor; bizler Önderliğin esir alınmasına karşı, komploya karşı katılım sağladık. Önderliği İmralı sisteminden çıkarmak, fiziki özgürlüğünü sağlamak temel amacımızdır. Devlet bunu görmezden gelemez, gözardı edemez. Sadece bir görüntü ile bir fotoğraf ve mesaj ile bizi tatmin edemez. Önderliğin açıklamasının ardından tüm tünellerimize gelip Önderliğin açıklamasını okudular, psikolojik ve onur kırıcı bir savaş yürütmek istediler. ‘Teslim olun, silahları bırakın, örgüt karar aldı siz de gelin teslim olun’ gibi çağrılar yaptılar. Düşman hakikatimizi çok iyi bilmiyor. PKK ve savaşçılarının hakikatini çok fazla bilmiyor. Arkadaşlarla bağlantılarımız olmasa da, örgütün bizimle bağlantısı olmasa da, az çok örgütün hangi kararları alacağını, hangi tartışmaları yürüteceğini ve bize ne söyleyeceğini biliyoruz. Aynı şey Önderlik için de geçerlidir.
Ben Önderlikle kalmadım, onunla yaşamadım ama Önderliğin hakkımızda ne düşüneceğini, ne söyleyeceğini, ne karar alıp, ne karar almayacağını biliyorum. Düşman kirli yöntemler kullanarak, tünelleri gezip arkadaşlara çağrı yapıp ‘teslim almak’ istiyorlar. Heval Cemal daha önce yaptığı bir açıklamada söylemişti; bu kadar yıldır size karşı fedaice savaşanlar size neden teslim olsun? Kaldı ki o kadar zulüm yapmışsınız. Şehit Yunus Direniş Tüneli’ndeki arkadaşlar heval Cemal ve heval Zozan’a bir mektup yazmıştı. Mektuptaki bir bölüm düşmana ilişkin yazılmıştı. Bu bölümü cihaz üzerinden düşmana da okumuşlar. Çünkü düşman sürekli gelip çağrı yapıyor. Aslında tüneldeki arkadaşların bu sürece ilişkin tavrı, duruşu bu mesajla net bir şekilde öne çıkıyor. Bir grup arkadaş bu mesajı göndermişti, mesaj geldiğinde heval Besê ve Mitra henüz şehit düşmemişti. Bu vesile ile kongrede arkadaşların mesajını okumak istiyorum.
Bu bölümü arkadaşlar düşman için yazmıştı; ‘Sizler her gün gelip bize teslim olun diyorsunuz, bizi teslimiyetle, öldürmeyle tehdit ediyorsunuz. Elinizdeki her türlü imkanla savaş suçu işliyorsunuz. Bizim size tek cevabımız teslimiyete karşı direnişte ısrar etmektir. Bizler bu adaletsiz savaşın karşısında duran özgürlük savaşçılarıyız ama sizler bu adaletsiz savaşın kurbanlarısınız.’ Bu arkadaşlar verdikleri mesajla düşman karşısındaki duruşlarını çok net bir şekilde ifade ediyorlar. Bu sadece bir tünelde olan bir şey değil, tüm tünellerimiz böyledir. En son o alanda heval Besê ve heval Mitra şehit düştü, bizler bu arkadaşlar şahsında mücadeleyi daha da güçlendirmek, Türk devletinin kirli oyunlarına karşı daha fazla mücadele etmek için bu süreçte üzerimize düşen her görevi yerine getireceğiz.”
ÖNDERLİĞİN İMRALI’DA OLMAMASI LAZIM
İbrahim Urfa: Silahlı savaş bize çok şey kazandırdı. Bugün eğer Türk devleti Önderliğin yanına gitmek zorunda kalmışsa bu da silahlı gücümüz sayesindedir. Önderlik de, devlet yetkililerinin ‘önce dışarıyı, gerilladan bahsediyor, yok edeceğiz sonra sıra sana gelecek’ dediğini söylüyor. Eğer bugün bizi yok edemiyorsa ve Önderliğin ayağına gidiyorsa demek ki bu boşa çıkarılmıştır. Bizim yürüttüğümüz savaşı devlet yürütemez. Kimse DAİŞ’e karşı duramıyordu. Mesela yönünü Ermenistan’a verdiler 2 ay dayanamadılar, teslim oldular. Küçümsediğimden değil realite böyle. Rusya o kadar büyük bir ülke, tarihleri var ama savaş tarzları intiharvaridir. İki yıl içerisinde yüz binlerce kayıp verdiler. Hizbullah yönetimi bizim kadar tedbir almadı, birkaç hafta içinde tasfiye oldular. Bizler çok güçlü bir şekilde savaşımızı yürütebiliyoruz. Elimizde olan teknik güç, bazı devletler de yok. Bu düzeye ulaşmışız.
Bu süreci oraya buraya çekmeye gerek yok, Önderliğin özgür olması lazım. Bizler onun fedaileriyiz, hiçbir arkadaşın ölümden de, başka bir şeyden de korkusu yok, Önderlik özgür olmadığı sürece hiçbir adım atmıyoruz. Bunda netiz, kim bizi tutabilir? Bu yüzden Önderlik özgür olacak. Yok, güvenlik koşulları, yok çalışma koşulları hayır, Önderlik özgürleşecek, İmralı’da olmayacak. Mesela İmralı’da yeni yer yapıyoruz diye güzellemeler yapıyorlar ama bunu kabul etmiyoruz. Arkadaşlar TV’de görmüşlerdir, her gün İmralı’da deprem oluyor, sadece Önderlik değil orada kimsenin yaşamı garantide değil. Önderliğin İmralı’da olmaması lazım.