GÖRÜNTÜLÜ

Tişrîn Barajı’nda annelerin onurlu direnişi

Kuzey ve Doğu Suriye’de yer alan Tişrîn Barajı çevresinde, yaklaşık dört aydır aralıksız süren halk direnişi, yalnızca askeri bir savunma değil; aynı zamanda toplumsal bir seferberliğe dönüştü.

ANNELERİN DİRENİŞİ

Türk devleti ve ona bağlı SMO çetelerinin saldırılarına karşı YPJ ve QSD savaşçılarının verdiği mücadeleye, halk da direniş nöbetleriyle katılıyor. 

Her gün farklı kesimlerden insanlar baraja giderek hem moral desteği sunuyor hem de barajın savunmasını üstleniyor. Kadınlar ve anneler de bu direnişin kalbinde yer alıyor. 

Direnişin sembolik isimlerinden biri de 55 yaşındaki Hacer adlı anne oldu. İki şehit annesi olan Hacer, şimdi direnişin ön saflarında yer alıyor. İki kez Tişrîn Barajı'na giden ve halk nöbetlerine katılan Hacer, bu mücadelenin yalnızca askeri bir mücadele değil, aynı zamanda halkların varoluşuna dair bir duruş olduğunu vurguladı.

BU BARAJ TÜM HALKLARIN

Anne Hacer, Tişrîn Barajı’nın Kürt, Arap, Çerkes ve Türkmen halkları başta olmak üzere tüm Suriye halkı için yaşamsal olduğunu belirterek, “Bu baraj bir kişinin ya da bir ailenin değil. Ortadoğu halklarının barajı. Suyunu ve elektriğini buradan alıyorlar. Biz de bu barajı ve kazanımlarımızı koruyacağız,” dedi.

Kendini halkın ve savaşçıların bir parçası olarak gören Hacer, baraj çevresindeki direnişi, halkların kardeşliği ve devrimci kararlılığın bir sembolü olarak tanımlıyor. “Biz kimseye saldırmadık ama her gün yerimizden edilmeye çalışılıyoruz. Katliamlara, talana, zulme yeter!” diye konuştu.

DİRENİŞ BİTMEZ, MİLYONLARIZ

Konuşmasında YPJ ve QSD’ye özel olarak değinen Hacer, “Bugün milyonlarız, bu halk YPJ ve QSD’ye sahip. Çocuklarımız için an be an yanlarında olacağız” dedi. Önder Apo’nun fikirleriyle aydınlandıklarını belirten Hacer, “Devletler savaşları durdurmuyor ama biz diyoruz ki öldürülerek bitmeyiz. Biz varız ve var olmaya devam edeceğiz” sözleriyle konuşmasını tamamladı.