TJA'dan çağrı: Hukukun yok sayıldığı İmralı lağvedilmeli!

TJA, Kürt Halk Önderi'ne uluslararası komplonun sürdüğüne, İmralı'da hukukun yok sayıldığına dikkat çekerek, buna rağmen Abdullah Öcalan'ın paradigmasıyla yeni yaşamın inşa edildiğini vurguladı. TJA, "İmralı lağvedilmeli" dedi.

Özgür Kadın Hareketi (TJA), Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a dönük uluslararası komplonun yıl dönümü dolayısıyla yazılı açıklama yaptı.

'BÜTÜN HUKUK VE SÖZLEŞMELER İHLAL EDİLİYOR'

Açıklamada, İmralı Cezaevi’nde bütün hukuk normları ve uluslararası sözleşmelerin ihlal edilerek mutlak bir tecrit uygulandığı belirtilerek, şöyle denildi:
"Telefon hakkı, ailesi ve avukatları ile görüşme hakkı, basın-yayına ulaşma hakkı tamamen elinden alınmış, tek kişilik hücresinde tecrit edilmiştir. Bütün tutsakların temel hakkı olan avukat ile görüşme hakkı fiili olarak 27 Temmuz 2011’de durdurulmuş, 8 yıl sonra ilk kez 2 Mayıs 2019 tarihinde açlık grevlerinin neticesinde 4 kez daha görüşülebilmiş, sonrasında avukat görüşü yeniden fiili olarak askıya alınmıştır. 2020 yılı içerisinde sadece iki kere telefonda ailesi ile görüştürülmüş, en son kendisinden 10 ay önce pandemi tehdidi üzerine 27 Nisan 2020 yılında haber alınabilmiştir.”

ULUSLARARASI KURUMLARA TEPKİ

Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi (CPT), Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve uluslararası güçlerin bu hukuksuzluğun ortadan kaldırılması için bir yaptırımda bulunmadığına işaret edilen açıklamada, “22 yıldır İmralı Adası’nda uygulanırken CPT’nin açık bir şekilde sessiz kalması uluslararası güçlerin etkisi olduğunu, İmralı Adası’na karşı ayrımcı bir şekilde yaklaşıldığını göstermektedir. Son olarak 11-25 Ocak 2021 tarihlerinde Türkiye’ye gelen CPT’nin İmralı Adası’nı ziyaret etmeden dönmesi bizlere bir kez daha göstermiştir ki bu müdahale ve uluslararası komplo devam etmektedir” diye kaydedildi.

ABDULLAH ÖCALAN'IN PARADİGMASIYLA YAŞAM İNŞA EDİLİYOR

Komployla Kürt Halk Önderi'nin fikirlerinin halklara ulaşmasının engellendiğine dikkat çekilen açıklamada, şunlar da ifade edildi:

"Abdullah Öcalan’ın ortaya koyduğu demokratik-ekolojik-kadın özgürlükçü paradigmasının yaşam bulması egemenlerin hala en büyük korkusu olmaya devam etmektedir. Fakat Rojava kadın devriminde olduğu gibi fiziken tutsak alınsa dahi Ortadoğu coğrafyası başta olmak üzere dünyanın birçok yerinde bu paradigma etrafında yaşamlar inşa edilmeye çalışılmaktadır.  Abdullah Öcalan ideolojisi ile kadınlara, gençlere, farklı inanç ve kimlik topluluklarına özgür bir yaşamın umudu olmaya devam etmektedir. Bugün açlık grevleri ile bu mutlak tecridi yıkmaya çalışan tutsakların inancı ve talebi bu umudun bir göstergesidir.

TUTSAKLARIN TALEBİNİ SAHİPLENİYORUZ

Bizler 22 yıl önce başlatılan bu uluslararası komplonun devam ettiğinin bilincinde olarak açlık grevini devam ettiren bütün tutsakların taleplerini sahipleniyor ve tecrit yıkılmadan halklara özgürlük gelmeyeceğini yineliyoruz. Bir hukuksuzluk, insan hakları ihlali olarak, uygulanan bütün hukuksuzlukların meşru zemini yapılan İmralı tecridi yıkılmadan demokrasi ve adaletten söz edemeyiz. Kürt sorununun çözümünden söz edemeyiz. Yerel ve uluslararası bütün güçlere çağrımızdır; İmralı bir mutlak tecrit sistemidir ve bir an önce lağvedilmelidir!”