TJK-E: Direnen kadın kazanır

Avrupa Kürt Kadın Hareketi, direnen kadınların kazandığına dikkat çekerek, "Tecride ve faşizme karşı ortaklaşalım" dedi.

Avrupa Kürt Kadın Hareketi(TJK-E), yaklaşan 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle bugün yazılı açıklama yaptı.

'KADINLARIN MÜCADELESİ BELİRLEYİCİ'

Açıklama şöyle:
"Özgürlüğün şafak vaktinde yeni bir mücadele yılını daha karşılarken, dünyanın dört bir tarafında erkek egemen zihniyetin tüm saldırılarına karşı boyun eğmeyen ve özgürlük ateşini hep diri tutan, Clara Zetkin'lerden Rosa Luksemburg'lara, Beritanlar'dan Zilanlar'a, Sakine Cansız'lardan Hevrin Xelef'lere devralınan direniş çizgisini ilmek ilmek ören tüm mücadeleci kadınları büyük sevgi, inanç ve kararlılıkla selamlıyoruz.
Kapitalist modernite sisteminin içinde olduğu derin bunalım ve kriz derinleşerek devam etmektedir. Cinsiyetçilik, milliyetçilik, dincilik ideolojileriyle beslenen kapitalist modernite sistemi, hakimiyet ve sömürü amaçlı Ortadoğu’yu yeniden dizayn ederken, çözümün değil çözümsüzlüğün kaynağıdır. Bu amaçla soykırım dahil yıkıcı savaşlar, mezhep çatışmaları, katliamlar, şiddet, ekolojik, ekonomik sorunlar ciddi boyutta yaşanmaktadır. Kadın kırımı, toplum kırımı olarak cereyan eden olaylar en vahşi biçimde yaşanmaktadır. Bunun içindir ki bunalım ve kriz sistematik olup tüm dünyayı etkilemektedir. Bu savaşta direnen özgürlükçü güçler, kadınların özgürlük çıkışı, Kürt özgürlük hareketi ve Kürt halkı başta olmak üzere bölge halklarının vereceği demokrasi mücadelesi belirleyici bir niteliğe sahiptir. Özellikle kadın özgürlük mücadelesi belirleyici bir güç olarak mücadele sahnesinde yerini almıştır.

'ERKEK-DEVLET TERÖRÜ NORMALLEŞTİRİLMEK İSTENİYOR'

Erkek egemen aklının hüküm sürdüğü dünyada cinsel istismar, fuhuş, intihar, küçük yaşta evlendirme, kadın cinayetleri, aile içi, toplumsal ve devlet şiddeti günlük uygulama olarak artmıştır. Erkek-devlet terörü adeta normalleştirilmek istenmektedir. Cinsiyetçilikle kadına saldırıyı erkekliğin doğal bir davranışı olarak sürekli empoze eden, böylelikle kadın katliamını normalleştiren bir savaş yürütülmektedir. Savaşın en fazla mağduru, kurbanı kadınlar olmakta, göç ve işsizlik en çok kadınları vurmaktadır. Kayıp kadınlar, kaybolan çocuklar, denizde son bulan yaşamlar yüzyılımızın önemli bir trajedisidir. Toplumsal cinsiyetçilikten ötürü yaratılmış toplumsal sorun olan kadın sorunu ekonomik, siyasal, sosyal, kültürel, ekolojik ve diğer bir dizi sorunların kördüğüm noktasıdır. Sürekli üretilen egemen erkeklik ve cilalanmış köle kadınlık kültürüyle sömürü düzeni ayakta tutulmak istenmektedir. Özellikle; Türkiye faşizmin kurumlaştığı bir ülke olarak kadın karşıtı söylemleri, zihniyeti ve uygulamaları ile cinsiyetçiliği, şiddeti ve kadın katliamlarını teşvik eden bir devlet politikası izlemektedir. Kürdistan’da eşit temsiliyet ve eş başkanlık olarak geliştirilen sisteme faşist TC sömürgeciliğinin saldırıları artmış tüm belediyeler ve siyasi partilerdeki eş başkanlar gözaltına alınmış, tutuklanmış, görevlerinden uzaklaştırılmış ve görev alanları gasp edilmiştir. Yine bu süreç Türkiye’de kadın cinayetlerinde ve intiharlarda artışın olduğu bir dönem olmuştur.

'ÇARESİZ KADIN YOK'

Tüm bunlara karşın 21. Yüzyıl, kadın ve halkların özgürlük yüzyılı olma olasılığının giderek güçlendiği bir yüzyıldır. Artık vahşi erkek egemen sistem karşısında sadece çaresiz kadın gerçeği yoktur. İradeli, örgütlü, öz savunmasını bilen demokratik özgür yaşam projesine sahip çözümü dayatan etkili kadın hareketleri vardır. Bu anlamda kadınlar olarak egemen erkek faşizmine, soykırım uygulamalarına karşı etkili ortak mücadeleyle harekete geçme zamanıdır. Yaşamı kadın renginde, güzelliğinde, zenginliğinde, çokluğunda, çeşitliliğinde yaşamak için birliğimizi, örgütlenmemizi daha da güçlendirme zamanını yaşamaktayız. Biz bu çağa 'Kadın Zamanı' diyoruz.

'KÜRT KADINI CESARET VERİYOR'

Kürt Kadınlarının 40 yıldır sürdürdüğü hem öz savunma savaşı, hem de politik ve sosyal alanda yürüttüğü mücadele ile önemli bir toplumsal değişim ve dönüşümün önü açıldı. Eş başkanlık ve eşit temsiliyet önemli bir kazanım olarak ortaya çıktı. Rojavada gerçekleşen kadın devrimi ile kadının toplumsal sözleşmesi ataerkil zihniyete karşı kadın özgürlükçü bir yaşamın sistemini oluşturdu. Yaşamın hangi alanına kadınlar dokunduysa orada yeni bir yaşam demokratik ve özgür temellerde yeniden inşaa edildi. 'Jin, Jiyan, Azadi' şiarı bir slogan olmaktan çıkıp, bir yaşam felsefesine dönüştü. Kürt kadınlarının özgürlük mücadelesi tüm dünya kadınlarına ilham oldu, cesaret ve güç verdi.

'DİRENİŞ KAZANIM GETİRİYOR'

Aynı zamanda özellikle 2019 yılı Ortadoğu’dan Asya’ya, Latin Amerika ve Avrupa’ya kadar kadınların başlattığı ve sürdürdüğü güçlü bir özgürlük mücadelesine tanık olmuştur. Sudan, Polonya, Şili, Fas, Tunus, Mısır, İran ve Hindistan’da gelişen kadın mücadeleleri önemli sonuçlar almıştır. Kadın şiddetine ve cinsiyetçi yasalara karşı hem öz savunma hem de toplumsal mücadele boyutunda gelişen tepkiler kadın örgütlülüğünü güçlendirmiştir. İspanya’da, İtalya’da, Fransa’da kadınların geliştirdiği mücadeleler erkek kaynaklı şiddeti engellemiş ve kadın kazanımlarına güç katmıştır.
Erkek egemen zihniyetine, kurumlarına ve saldırılarına karşı yükselen özgür kadın mücadelesinin 2020 yılına damgasını vuracağı açıktır. Şu çok açık ortaya çıkıştır ki dünyayı kadınlar değiştirecek! Biz, bu inançla 2020 yılı 8 Mart'ını karşılamaktayız. Bu yıl 8 Mart, kadın mücadelesinde yeni bir döneme kapı aralayacak karaktere sahiptir.

'FAŞİZME VE TECRİDE KARŞI ORTAKLAŞALIM'

Faşizm en çok kadınlara ve kadın kazanımlarına saldırmaktadır. Faşizmin temel özelliği, kadın düşmanı olmasıdır. Bu nedenle faşizm en çok örgütlü kadının direnişinden korkar. Yaşamlarımız üzerinde temel bir tehdit oluşturan bu faşist iktidarlara karşı mücadelelerimizi ortaklaştırıp birleştirelim. Faşizme karşı kadın direnişini büyütmenin zamanıdır. Bu direniş ruhuyla başta AKP-MHP faşizmi olmak üzere tüm faşizan yapılara karşı ortak mücadeleyi yükseltmenin zamanıdır. Kadın özgürlük mücadelesini toplumsal devrimin merkezine koyan Önderliğimiz Abdullah Öcalan’ın şahsında tecrit edilen kadın özgürlüğüdür, toplumun özgürlüğüdür. Bunun içindir ki en çok kadınlar bu mücadelenin öncülüğünü yapmaktadır. Biz kadınların mücadelesi tecride son verecek, faşizmi yıkacaktır.
Yine kadınların her alanda yürüteceği mücadele değişim ve özgürlüğü sağlayacaktır. Her kadının, kadın cinayetleri ve katliamlarından hesap sorması, kendini savunmayı öğrenmesi ve örgütlülük ve eylemle şiddeti engellemesi sorumluluğu vardır. 'Gücümüz örgütlülüğümüzdür' bilinciyle yaygın örgütlülüğü bir var olma biçimi olarak geliştirerek örgütlü gücümüzle faşizme, zorba erkeğe, çete devlete ve kurumlarına karşı direniş cephesini büyütmek için, tüm kadınları ortak örgütlenmeye ve eyleme çağırıyoruz. Ve bunun için bir kez daha diyoruz ki Değişim ve Özgürlük için Sen de Ayağa Kalk!

EYLEM VE ETKİNLİKLERE KATILIM ÇAĞRISI

Avrupa Kürt Kadın Hareketi olarak 2020 yılını kadınların ortak mücadele yılı yapmaya çağırıyoruz. 2020 yılını 'erkek faşizmine karşı direniş yılı' yapalım. Bu temelde demokratik kesimleri, kadın özgürlüğü adına örgütlendirilmiş tüm yapıları, devrimci güçleri, antikapitalist yapıları, antifaşist yapıları, ekolojistleri, halkları kadınların ortak mücadelesi etrafında birleşmeye ve kenetlenmeye çağırıyoruz. Bu temelde bu süreçte Avrupa genelinde yapacağımız etkinlik ve eylemlere herkesi güçlü katılmaya çağırıyoruz."