YPJ Genel Komutanlığı, yazılı açıklama yaparak, 26 Temmuz’da ağır hastalık sonucu şehit düşen YPJ savaşçısı Hêvi Gabar’ı (Gülistan Aksoy) andı.
Açıklamada, "Geçirdiği ağır hastalık sonucu 26 Temmuz’da ölümsüzler kervanına katılan savaşçı yoldaşımız Hêvî Gabar’ı (Gülistan Aksoy) saygı ve sevgiyle anıyoruz. Değerli ailesine baş sağlığı dileklerimizi iletiyor ve halkımızın başı sağ olsun diyoruz" denildi.
"Tüm yaşamını halkının özgürlük mücadelesine adayan Hêvi yoldaş, hayatının her saniyesinde coşku, moral ve umut kaynağı oldu" vurgusunda bulunulan açıklamada, "Böyle cesur ve devrimci bir yoldaş kaybetmemizden duyduğumuz acıyı değerli ailesi ve yurtsever halkımızla paylaşıyor,  cesareti ve eşsiz direnişiyle gurur duyuyoruz. Bütün yoldaşlarımız gibi Hêvi de devrime, kadınlara ve halkına karşı görevini başarılı bir şekilde yerine getirdi ve mücadeleyi bizlere devretti" diye kaydedildi.

'EN ZOR ANLARDA İŞGALE KARŞI KALKAN OLDU'

Açıklamada şu ifadelere de yer verildi:
"Nasıl ki Hêvi gençlik çalışmalarında, özgür basın alanında ve kadın özgürlüğü mücadelesinde aktif ve belirleyici rol aldıysa, Rojava’da da aynı role sahip oldu. Savaşçı yoldaşımız Hêvi, DAİŞ ve El Nusra çetelerinin vahşi bir şekilde Rojava’ya yöneldiği en zorlu zamanlarda yüzlerce Kürt genci gibi, ‘Ben de orada olmalıyım’ dedi ve gerçekten de en zor anlarda halkıyla birlikte işgale karşı kalkan oldu.
Hêvi, yönünü Rojava’ya çevirdi, orada da YPJ ve YPG savaşçılarıyla en ön cephelerde işgalcilere karşı savaştı. Rojava hamlelerinde cesurca yerini aldı.
Hêvi yoldaş Til Koçer’i özgürleştirme hamlesinde ayağından yaralanmasına rağmen yoldaşlarını bırakmadı ve onlarla omuz omuza vererek çetelerin birçok saldırısını boşa çıkardı. 2015 yılında Onur Direnişi’nin merkezine, Serêkaniyê’ye giden Hêvi, vahşi DAİŞ çetelerine ait mayının patlaması sonucu ağır bir şekilde yaralandı.

'YARALIYKEN DE DİRENDİ'

Yaralandıktan sonra yaklaşık 2 yıl Rojava’da tedavi gören Hêvi, yaralı olmasına rağmen büyük bir direniş gösterdi. Rojava Devrimi’nin ilk gazilerinden olan Hêvi, ‘Önder Apo Komitesi olan Gaziler Komitesi olarak şehitlerin çizgisi mücadelemizde daimi ve hayatımızda canlı tutmalıyız’ diyordu. Konuşamayacak durumda olmasına rağmen umut dolu gülümsemesini yüzünden hiç eksik etmezdi. O yıllarda tedavi imkanları kısıtlı olduğu için Almanya’ya geçti. Ağır bir şekilde yaralanması ve geçirdiği hastalıklar nedeniyle hayata gözlerini yumdu ve şehitler kervanına katıldı.
Hêvî yoldaşımız genç devrimciliğiyle, mücadelesiyle, direnişiyle ve çeşitli savaş cephelerinde yürüttüğü mücadelesiyle devrimci duruşun örneği olmuş, dönemin görev ve sorumluluklarına sahip çıkmıştır. Yaşamdaki öncülüğü ve moralli kişiliği ile, düşmana olan kin ve öfkesiyle her zaman örnek olmuş, mücadelenin yekpareliğini göstermiştir. Yeri gelmiş gazeteci olmuş, halkının acısını, kadının özgürlük için verdiği mücadeleyi objektifiyle dünyaya duyurmuştur. Yeri gelmiş gençlik faaliyetlerinde yerini almış, ülkesinin gençlerine ve genç kadınlara mücadelenin doğru yolunu göstermiştir. Gerektiği yerde de savaşın en ön cephelerinde yerini almış, işgal girişimlerine karşı savaşmış, direnmiş ve geri adım atmamıştır."

'CELLATLARA MEYDAN OKUDU'

YPJ Genel Komutanlığı, "Devrimin emekçisi, arkadaşlarının hêvi’si (umudu), ağır yarasına rağmen son nefesine kadar büyük bir coşkuyla yaşamıştır" diyerek, şunları da belirtti:
"Onlarca kez DAİŞ gibi cellatlara meydan okumuştur. Kişiliğinde özgür kadın duruşunu somutlaştırmış ve şehit yoldaşlarını en doğru şekilde takip etmiştir. Bugün binlerce şehidimiz gibi canını toprağa veren Hêvî yoldaşımız, mücadelenin yükseltilmesini emretmektedir. Biz de YPJ olarak Hêvî yoldaşın duruşu, kahramanlığı ve direnişinin her zaman yaşam ve savaşımız için yol gösterici olacağını belirtiyoruz. Özgür geleceği inşa etmek için bize devredilen mücadele bayrağını daha da yükseltecek ve büyük bir kararlılıkla dönem görevlerimizi üstleneceğiz. Hêvî yoldaşımız şahsında bütün devrim şehitlerini saygıyla anıyor, onların direnişi ve yaşamını adadığı özgür yaşamı mutlak hale getireceğimizin sözünü yineliyoruz.”