Çağın Direnişi’ndeki kadınları yazdı

‘Çağın Mahşerinden Kadın İzleri’ kitabı, Efrîn’de 58 gün boyunca yaşanan aralıksız direnişten bazı kesitlere yer veriyor.

Rojava Devrimi öncesinde de özgürlük mücadelesini sahiplenen Efrînliler, rejimin baskıları nedeniyle gizlice örgütlenirken isyan ruhunu hiçbir zaman yitirmedi. Rojava Devrimi’nin başlamasıyla beraber akademi, meclis ve komün sistemi örgütlenerek, Kadın Devrimi’nin yaratıcıları oldu. Tabii bu yaratıcılar arasında Efrîn halkı ve kadınların ne derecede kendilerini feda ettiklerini, Türk devletinin 20 Ocak 2018’deki işgal saldırılarıyla bir kez daha gördük. 58 günlük bir direnişe imza attılar ve Çağın Mahşerinde Kadın İzleri de bu mücadele ruhunu anlatıyor.

Yazar Dersim Mîrza, uzun bir çalışma ardından Çağın Mahşerinde Kadın İzleri’ni kaleme aldı. 2019’da uzun ve zorlu bir yolculuktan sonra 33 hikâyeden oluşan kitap ile direnenlerin çığlığını dünyaya duyurmayı amaçladı.

Direnişin kadın yüzünü yansıtan Dersim Mîrza, Çağın Direnişi’nde binlerce savaşçının, ananın, babanın ve çocukların yaşadıklarını işledi ve kitap 2021’de basıldı.

Cizîrê Bölgesi’nden Şehba’ya giderek Çağın Direnişi’ni tarihe mal eden Dersim, anaların solmayan yüreklerini, ağıtlarını, acılarını ve Efrîn’e olan bağlılıklarını dinledi.

Kitap’ta Cizîrê, Kobanê, Reqa ve Minbic’den Çağın Direnişi’ne omuz vermek için direniş alanına giden; toprağa verilen çocuk, ana, baba ve savaşçıların cenazelerini karşılayan halkı; mevzide çocuklarıyla omuz omuza savaşan; soğuk, yorgunluk demeden günlerce savaşçılar için yemek yapan, cephane taşıyan, mevzi yapan ve 58 gün boyunca toprağı kanın suladığı direniş alanını terk etmeyen kadınlar anlatılıyor.

Hikayeler hem sürükleyici hem de okuyucuyu yaşanılan mekân ve zamana götürüyor. Efrîn topraklarının kadın kültürüyle mayalandığını, Efrîn’de kadın rengiyle geleneklere sahip çıkıldığı çok açık bir şekilde kitaba yansıyor. Kitabın sonuna hikayelerin fotoğrafları da eklenmiş.

33 DİRENİŞ HİKÂYESİ

Yazar, Yaradanın Aşk Öyküsü yazısı ile kitabına başlıyor. Cenge Tutuşanlar, Üç Özgecan: Halê-Hüseyin-Ferhat, ‘Söz Sana Aras, Elini Bırakmayacağım’, Nilovna’dan Elif Ana, Zozan’ın İnadı Ve Annesinin Eşarbı, Yaşamı Ören Kadınların Diyarı: Cindirês, Son Buse, Basutê’nin Çocukları, Toprağı Olmayanın Onuru da Olmaz, Zeytin Ağacı Altında Üç Şövalye, Bir Battaniyeye Sığanlar, Büyük Yurtseverler: Meziyet ve Hasan, İki Yürek Yoldaşı: Sahile Ve Naile, Bir Anne Bir Kadın Bir Şair, Öğretmen Rênas Ve ‘Farkında Olmanın’ Bilinci, Toprak Kokusu, Kadınların Kaybolmayan Geleneği: Kuşdili, Memleketi Gibi Direnen Bir Çocuk: Feride, Dîjle’den Dîjle’ye Özgürlük Köprüsü, Hêvîn’in Saçları, Siyah Ve Mavi, Özgürlük Değirmeni, Zılgıt Ateş Ve Halay, Rizgar, ‘Toprağa Emanet Ol Oğlum’, Xwînda’nın Kefiyesi, Altı Ayın Karanlığı Ve Fatma’nın Direnişi, Dilpak Ve Yeni Bir Bedende Can Bulmak, Bir Bilinmeze Yol Alanların Hikâyesi, Sen Anlat Eyy Lelûn!, Arife’nin Nefesi: Faruk ve Efrîn’e Varmak Kaç Yıl Mesafesinde? olarak sıralanıyor.

KIZIL CENGE TUTUŞAN AVESTA, İLAM VE POLAT

Efrîn’de Avesta, İlam ve Polat gibi yüzlerce genç fidan, toprağı ve halkı için ömürlerini feda etmekten bir an bile çekinmedi. Kızıl bir cenge tutuştular. Yüreklerini titreten tek şey ise özgür yaşam aşkı ve heyecanıydı. Dersim, Cenge Tutuşanlar’da Avesta Xabur’u “belindeki kuşak bedenini parça parça ederken, sesi sonsuzluğa doğru süzüldü” diyerek anarken, 8 Mart 2018’de fedai eylem gerçekleştiren İlam’ın “Bu eylemim tüm kadınların, anaların özgürlüğü içindir” sözünü hatırlatıyor. 12 Mart 2018’de fedai eylem yapan Polat’ı ise “Polat adım adım İlam’a ulaştı, İlam’a yaren oldu. İlam adım adım Avesta’ya ulaştı, Avesta’ya yaren oldu. Üç beden aynı ırmağın akışında sonsuzlaştı. Ardılları şimdi o ırmağın türküsünü söylüyor…” diyor.

BINEVŞ ANA’DAN FİKRET ANA’YA ÇİYAYÊ KURMÊNC

Dersim Mîrza, Çağın Mahşerinden Kadın İzleri’nde Hüseyin, Helê ve Ferhat isminde üç çocuğunun parçalarını betonların altından çıkaran Binevş Ana’yı, 30 yıl boyunca neyi varsa bu devrime veren, en değerlisini, kızı Amara’yı uğurlayan ve tek bir gün bile ‘yeter, yoruldum benden bu kadar’ diye serzenişte bulunmayan Elif Ana’yı; YPG savaşçısı ve yaralanan oğlu Hamûdê’ye ne olduğunu bilmeden Cindirês’ten ayrılan Emine Ana’yı; “Babam’da böyle uçakların attığı o koca demirlerin altında mı kaldı” diye soran 7 yaşındaki Rojda’nın annesi, Halep savaşında şehit düşen Battal’ın eşi ve Efrîn direnişinde şehit düşen Hamza’nın ablası Suat’ı; “Birileri gelip çocuklarımız tek tek toplasa, o kazan bombasının ağırlığı kadar eder mi” diye haykıran bedeni parçalanmış kızı Heyva için ağıt yakan Ana’yı; 46 kahramanı toprağa emanet etmek için yola koyulan ve şehadet belgelerinin okunduğu an oğlu Elîşêr Mordem’in isminin kulağında yankılandığını duyan Emine Ana’yı; yıllardır Şehit kızı Xwînda’nın cenazesini arayan, kızının siyah-beyaz kefiyesini bir an olsun boynundan ayırmayan ve Efrîn direnişinde şehit olan oğlu Welat Xwînda’nın mezar taşına Xwînda’nın kefiyesini dolayan Fikret Ana’yı ve dahasını yazıyor.