Asimilasyona sanatla müdahale

Yarım yıldır kurulan Şa Performans, alternatif sanat bünyesinde Kürtçe tiyatro yaparak, sanatla sistematik asimilasyona karşı bir misyon üstleniyor.

Şa Performans’ın oyunlarını izleyenler, oldukça memnun. İki kişilik dev bir kadro gibi çalışan Tuncay Özel ve Egit Fırat’ın asıl hedefi; Kürtlere, Kürtçe tiyatroyu sevdirmek.

Alternatif sanatın artık bir elin parmakları kadar az kaldığı İstanbul’da, Kürtçe tiyatro yapan Şa Performans ile İstanbul’da yaşan Kürtler, tiyatroya doyacak gibi. Taksim, Beyoğlu’nun İmam Adnan Sokağı’nın ikinci sağındaki Nanen Sokak’ta bulunan Şa Performans, adını Kürtçe mutluluktan, sevinçten alıyor. Geçtiğimiz yaz faaliyete geçen Şa Performans’ın sadece iki çalışanı var. Çalışanlardan Tuncay Özel, ayrıca bir tiyatro oyuncusu. Oyundan önce kendi makyajını kendisi yapıyor, sahneyi kendisi kuruyor. Diğer çalışanı Egit Fırat ise sahne tasarımından ışığa kadar herşeyi üstleniyor. Oyunları izlemeye gelenlere çayı da kendileri yapıp ikram ediyorlar. Franz Kafka’nın Akademi İçin Bir Rapor (Ji Akademiyê Re Raporek), Antoine De Saint Exupery’in Küçük Prens (Mirzeye Biçuk) eserlerini Kürtçe tiyatroya uyarlan Şa Performan’ın bunlarla da yetinmeyecek. Tuncay Özel ve Egit Fırat ile Şa Performansı konuştuk.

Tiyatroya nasıl başladınız, bu sizin bir hayaliniz miydi?

Tuncay Özel: Çocukluk hayalim değildi ama ailem komikti. Babam, abim… Sürekli espiri yaparlardı. Aile arasında bir espiri, komiklik vardı. Lisede bir oyunda yer aldım. Daha sonra geliştirdim ve 2014’te Kürtçe tiyatroya başladım.

Şa Performans’ı ne zaman, nasıl kurdunuz?

Tuncay Özel: Burayı geçtiğimiz yaz Haziran, Ağustos ayları içerisinde kurduk. Ben Batman’da tiyatro yapıyordum. Orada bir kaç grup vardı tiyatro yapan. Sonra kendimi tekrar ettiğimi fark ettim. Sürekli aynı izleyici, aynı yüzler. Şahsi gelişimimin durağan olduğunu fark ettim ve İstanbul’a geldim. Kendi tarzımda oyunlar yapmak istedim ve başladım. Dört kişiyle başladı Şa Performans ve şimdi 2 arkadaş olarak Şa Performans’ı yürütüyoruz.

Kürtçe tiyatro çok yaygın değil. Sizin bütün oyunlarınız Kürtçe mi?

Tuncay Özel: Şa Performans’ın kuruluşundaki temel prensip Kürtçe olmasıydı. Kesinlikle ‘ana dilimizde tiyatro yapacağız’ dedik. Elbette dışarıdan gelen oyunlar var ama bizim kendi performansımızın dili Kürtçe. Başka dilde oyun oynamayı düşünmüyoruz.

Fazla zaman geçmeden ciddi bir kitleniz oluşmaya başlamış. Siz nasıl görüyorsunuz bu ilgiyi, olumlu tepkiler geliyor mu?

Tuncay Özel: Şa Performans İstanbul’da bir kilit rol oynuyor, çünkü burada milyonlarca Kürt yaşıyor. Aktif olarak Kürtçe tiyatro yapan bizimle beraber üç grup var. İnsanlar sürekli geliyor, ziyaret ediyor bizleri. Kürtçe oyun izlemek bu insanları mutlu ediyor. Çok güzel heyecanlar yaşadık burada. Genç biri geldi oyunu izlemeye ve sonrasında bana, ’20 yıldır İstanbul’dayım. Taksim’de barda çalışıyorum. Kürtlüğümü unuttum ama geldim ve ana dilimde oyun izledim. Bu bana kendimi hatırlattı’ dedi. Bizim için bu geri dönüşler, inanılmaz bir duygu katıyor, iyi şeyler yaptığımızı hissettiriyor.

Sizi izlemeye gelenlerin gençlerden oluştuğunu gözlemledik. Ne düşünüyorsunuz bu konuda?

Tuncay Özel: Tiyatro yeni jenerasyon için çok önemli. Tiyatro halkla, iktidar ve düzen arasında bir bağdır. Tiyatronun bir politik yanı vardır ki; biz kendimiz için alternatif sahne diyoruz. Bu politik bir anlam taşır. Eleştirilerimizi, düşüncelerimizi, tiyatro yoluyla halka anlatmaya çalışıyoruz. Tiyatro müzik kadar, sinema kadar popüler değil. Müzik dinlemek için bir tık yeterli ama tiyatro böyle birşey değil. Daha zinde, daha canlı, oyuncunun, seyircinin nefesini hissediyorsun. Yüz yüze birşey bu. Biz Kürtler tiyatro denildiğinde komedi geliyor aklımıza. Biz Şa Performans olarak ‘tiyatro sadece komedi değil’ diye anlatmak istiyoruz. Genç insan için bu ilgi çekici. Biz bu algıyı yıkmaya çalışıyoruz. Tiyatro sadece komedi değil, dram da değil.

Yaşamın her alanı…

Tuncay Özel: Evet. Augusto Boal diyor ki, ‘Bir insan doğduğu andan itibaren bir tiyatro sahnesindedir.’ Bir satıcı, malını satmak için tiyatro yapar, bir lokantacı yemeğini satmak için de tiyatro yapar. Tiyatro hayatın her alanında vardır.

Acılarını bile bir noktadan sonra espiriye çevirebilen bir kültürden geliyorsunuz. Kürtçe tiyatro yapmak sizin için neden önemli, sahnede kendinizi nerede hissediyorsunuz?

Tuncay Özel: Ben tiyatroya Türkçe başlamıştım. Türkçe bir oyun çalışırken, birden bir espiriyi Kürtçe söyledim. Kulağıma çok hoş geldi. Hocama bunu Kürtçe yapma önerisinde bulundum. O günden sonra da Kürtçe sergiledim oyunlarımı. Ben Kürtçe tiyatroda kendimi çok özgür hissediyorum. Kendi evimde gibi… Annemle, babamla konuşur gibi. Türkçede bu kadar rahat değilim. Sahnede rahat değildim. Yaptığım espriler anlaşılıyor. Bir Kürde Türkçe espri tutmuyor.

Tanıdık bir duygu veriyor…

Tuncay Özel: Evet aynen öyle. Kendi evimde gibi. Ailemle şakalaşıyorum gibi. Geniş bir dile sahibiz. Kürtçe beni özgür kılıyor.

Siz ayrıca çok ciddi bir sorumluluk almışsınız. İki kişilik bir ekiple her şeyi siz yapıyorsunuz. Bu kadar yoğun ve ağır yükü neden taşıyorsunuz?

Tuncay Özer: Kürtlere, Kürtçe tiyatroyu sevdirmek istiyoruz. Evlerindeki tanıdık esprilerin sanatla buluşmasını sağlamak istiyoruz. Eğer biz çocukken Kürtçe tiyatro ya da çizgi film izleyebilseydik kesinlikle Kürtçeye karşı daha hevesli olurduk. Bu kişiyi mutlu yapardı. Özellikle de belirtmek istiyorum; biz Kürtçe tiyatro yapan oyuncuların çocuk oyunlarına yönelmesi lazım. Bu konu çok önemli. Bir çocuk Kürtçe oyun izlediğinde mutlu olur ve o zaman amaca ulaşılmış olunur. Ayrıca, bağımsız kurumların temel sorunu aslında yük taşımaktır. Bir gelirimiz yok. Yarım saat sonra bir oyuna çıkacağım ve makyajımı ben kendim yapacağım. Dekoru ben kuracağım. Keşke ekibimiz geniş olsaydı. Ancak ilerleyen süreçte genişlemek için çabalayacağız.

Kurslar da veriyorsunuz, değil mi?

Tuncay Özel: Evet, öğrencilerimiz var. Tiyatro, müzik dersleri veriyoruz. Buna ilgi de çok yoğun.

Sizi de tanıyabilir miyiz?

Egit Fırat: Ben de Batmanlıyım. Yakın bir zamanda dahil oldum Şa Performans’a. Ben cafesini, diğer işlerini yürütüyorum.

Biraz Şa Performans’ın yürüyen işlerden bahsedebilir misiniz?

Egit Fırat: Kısa filmler gösteriyoruz. İmza günleri düzenliyoruz. Ocak ayında 20’ye yakın etkinlik takvimi oluşturduk. Stand uplara, yeni çıkan kitaplara kapılarımızı açıyoruz. Yer veriyoruz, yardım ediyoruz. Yakın bir zamanda Chalak Events’in Dengbêj Night etkinliğine kapılarımızı açtık.

Dışarıdan da bir dayanışma misyonu var anladığımız kadarıyla, değil mi?

Evet. Kürtçe etkinlik yapan diğer kurum, kuruluşlarla da sürekli iletişim ve dayanışma içerisindeyiz. Kürtçe sanatla, ne kadar ilgiliyse o etkinlik masrafları da bir o kadar büyük oluyor.

Nasıl?

Örneğin, Dengbêj Kazo’yu Wan’dan davet ettik. Buna benzer etkinliklerde misafirlerimizi ülkemizden davet ediyoruz. Bundan kaynaklı da hem maddi hem de manevi anlamda daha fazla emek sarfe tmiş oluyoruz. İsteğimiz, büyük paralar kazanmak değil. Burada daha fazla Kürtçe sanat yapalım, yaptıralım. İnsanlar birbirlerini tanısın. Kısa filmler gösterdik, o filmlerin yönetmenleri gelmişti. Kürt yönetmenler birbirlerini tanımış da oldu. Bütün etkinlikler için böyle.