HDP-HDK: Kültür ve sanatla direneceğiz

HDK ile HDP'nin Kültür Sanat Komisyonları ve Gençlik Meclisleri, "Asimilasyonla, inkar ve imha politikalarıyla halkları hedef alan; sanatı kafeslere sıkıştırmaya çalışan anlayışın karşısında yine kültür ve sanatla direneceğiz" dedi.

HDP ve HDK'nin "Kültürel Asimilasyona ve Sansüre Karşı Sokaktayız!" diyerek 24 Şubat Çarşamba günü Avcılar Deprem Anıtı önünde gerçekleştirmek istediği basın açıklaması ve sokak etkinliği engellendi.

Polis ablukası nedeniyle yapılamayan basın açıklamasının metni kamuoyuyla paylaşıldı.

HDK İstanbul Kültür Sanat Komisyonu, HDP İstanbul Kültür Sanat Komisyonu, HDK İstanbul Gençlik Meclisi, HDP İstanbul Gençlik Meclisi tarafından yapılan açıklama şöyle:

'YENİ YAŞAMIN SESİNİ YÜKSELTELİM'

"Sansür ve kültürel asimilasyon tekçi anlayışın temel politikasıdır. Tekçi anlayışa karşı mücadele ise; toplumsal barışı sağlamak adına gösterilebilecek en somut çabadır. Bu çabanın parçalarından biri olarak sansür duvarını yıkmak, kültürel asimilasyona karşı durmak için bir aradayız.

Gelin hayata geçirilmekte geç kalınmış temel başlangıçlar için mücadelemizi büyütelim. Aynı coğrafyada yaşayan tüm halkların, kültürlerin, inançların ve inançsızların; özgür ve yeni yaşam arzusunun sesini yükseltelim.
Anadilinde kültürel üretimler açığa çıkartma, anadilinde bilimsel çalışmalar yapma, anadilinde eğitim alma, anadilinde üretme hakkının; eşitlik ve adaletle kopmaz bağları olduğunu birlikte dillendirelim.
Gelin sanatın tek tipleştirilmesine hayır diyelim. Gözleri görmeyen, kulakları duymayan iktidarlara bir kez daha hatırlatıyoruz: Çözüm, hak taleplerini bastırmak değil; hakkı teslim etmektir.
Farklı halkların ve inançların bir arada yaşadığı topraklar üzerinde, hiçbir etnik kimlik, dil, kültür ya da din bir diğerinden üstün değildir, olamaz. Bu topraklarda farklı halkların ve inançların yaşadıklarını unutturmayı hedefleyen devlet anlayışı; Ermeni ve Süryanilere ait mezarlıkların, okulların, kiliselerin büyük bir kısmını yok etmiş, yok edemediğini gasp etmiş; Cemevlerini yok saymış, Kürtçe olan şehir adlarını değiştirmiştir. Bir bütünen kültürel hafızayı yok edip yozlaşmayı hedeflemiştir. Devletin her kademesinde yapılan fişlemeler, ders kitaplarındaki hakaret ve nefret söylemleri, okullar ve inanç merkezlerinin üzerindeki tahakküm, ‘tekçi’ ve baskıcı devlet anlayışının en açık göstergeleri olmuştur. Özellikle de son dönemde, birçok disiplinde çalışmalarını yürüten kültür ve sanat kurumlarının operasyonlarla basılması, kriminalize edilmeye çalışılması, kapatılması ortaya konulmuş büyük emeklere yapılmış saldırılardır. Birçok somut örneğin yaşatılması halkların öz değerlerini kaybetmelerine, hafızalardan silinmek istenmesine neden olmaktan başka bir şey değildir.

'ÜRETTİKÇE SALDIRILARI BERTARAF EDECEĞİZ'

Dünya tarihindeki örneklerden biliyoruz ki, kültürel hafızayı yok etmek kültürel soykırımdır, bir insanlık suçudur. Öncelikle bu suçları kabullenmek ve hakikatlerle yüzleşmek toplumsal barışın inşasında taşları yerine oturtacaktır. Eşit, adil, özgür bir geleceği kurabilmek de ancak böyle mümkün olacaktır.
Asimilasyonla, inkar ve imha politikalarıyla halkları hedef alan; sansür yoluyla sanatı devasa kafeslere sıkıştırmaya çalışan anlayışın karşısında yine kültür ve sanatla direneceğiz. Üretimlerimiz ve değerlerimiz yaratılmaya çalışılan korku duvarlarını, baskı ve saldırıları her daim bertaraf edecektir."