Kevana Zêrîn 2. konferansını yaptı

Tevgera Çanda Jinên Kevana Zêrîn 2. Konferansı, Medya Savunma Alanlarında gerçekleştirildi. Açıklanan sonuç bildirgesinde, sanat adı altında kadının cinsel obje olarak kullanılmasına karşı kadınların tavır almaları gerektiği belirtildi.

Tevgera Çanda Jinên Kevana Zêrîn İkinci Konferansı'nı Medya Savunma Alanlarında gerçekleştirdi. 

Kürdistan'ın 4 parçasından, Ortadoğu'dan ve ülke dışından kadınların katıldığı konferansın sonuç bildirgesi de açıklandı. 

Çok sayıda kadın kurumu ve kadın hareketlerinin katıldığı konferansta, Kevana Zêrîn'in 2 yıllık çalışma raporu okundu, ardından siyasi, ideolojik ve örgütsel durumlar tartışıldı. Bu konularla bağlantılı olarak, kültür ve sanatın devrimdeki rolü, devrimci kültür ve sanatın gelişmesinde kadının rolü, yürütülen çalışmalar, ortaya çıkan eksiklik ve yetmezlikler tespit edildi.

Derinlemesine ve önemli tartışmaların ortaya çıktığı belirtilen sonuç bildirgesinde, "Konferansımız, demokratik ulus inşası ve kadın devrimi için devrimci halk savaşı ruhu ile güçlü kararlara vardı. Mezopotamya topraklarına hakikat tohumlarını eken Rêber Apo ve Kürdistan Özgürlük Mücadelesi şehitleri direniş kültürünün kıvılcımı oldu. Bu kültürün anlamlı bir şekilde taçlanması için hakikat yolunda yıldız olan şehitlerimiz bu uğurda canlarını feda etti. Hozan Mizgîn (Gurbet Aydın), Ş. Berçem, Ş. Jînda Hewlêr, Ş. Viyan Peyman, Ronahî Efrîn, Arjîn, Delîla, Newal sesleri ile unutulmaya yüz tutmuş bir tarihi yeniden canlandırdılar. Konferansımızı şehit Sarya Baran ve binlerce isimsiz kahramana atfettik. Yine Bazên Zagrosê, Garê, Zendûra, Avaşîn, Heftenîn ve diğer savaş alanlarında bugüne kadar yiğitçe ve kararlılıkla savaşan YJA Star-HPG gerillalarına, zindandaki tutsaklara, kadınlara ve halkımıza atfettik" denildi.

SANATÇILAR ÖNCÜ BİR KİŞİLİĞE SAHİP OLMALI

"Devrimci halk savaşıyla ve kadınların öncülüğünde kadın devrimi kültürünü başarıya ulaştıracağız" şiarıyla gerçekleşen konferansta, halkların soykırımını hedefleyen Kapitalist modernitenin politik ve ideolojik saldırılarının da geniş bir şekilde tartışıldığına dikkat çekilen sonuç bildirgesinde, "Kültürel ve sanatsal gelişmelerin yanı sıra devrimci sanata yaklaşımlar, devrimci halk savaşı, Kürdistan'daki kültürel ve sanatsal gelişmeler, sanatsal ve kültürel çalışmalarımızın toplum üzerindeki etkisi de değerlendirildi.

22 yıldır dünyanın hiçbir yerinde görülmemiş bir esaret ve tecrit altında olan Önderlik, felsefesi ve ideolojisi ile farklı bir çok devrimin önünü de açtı. Bu nedenle kapitalist modernite ve T.C gibi faşist devletler Önderliğimize yönelik tecrit politikaları uyguluyor. Toplumun geleceğine öncülük edenler sadece bir halka değil insanlığa da liderlik ediyor. Bunun için kesin olarak artık vakit önderliğin özgürlük vaktidir diyoruz. Kültür ve sanat faaliyetlerinde de yer alan kadın sanatçılar da öncü bir kişiliğe sahip olmalı. Devrimci sanat çizgisinin savunucusu olmalıdır.

Bir kadının yapması gereken en önemli şey, kültürel soykırımı sürdüren kapitalist ve otoriter sistemin saldırılarına kalkan olmaktır. Çünkü kadın bu topraklarda kültürünü kaybederse varlığını ve gerçeğini kaybeder. Her kadın, ulusu ne olursa olsun, böyle bir saldırı ve tehlikeyle karşı karşıya olduğunu bilmelidir. Kürdistan ve Ortadoğu başta olmak üzere dünyadaki kadınlar, ideolojik ve fiziksel saldırılarda bulunan erkek egemen sisteme karşı durmalıdır. Kadınların öldürülmesi, tecavüz edilmesi ve kaçırılması devrimci kadın kültürünün mücadelesiyle durdurulabilir.

Kadınlar büyük bir yaşam gücüne sahip. Düşünce ve duygular açısından olduğu kadar zeka açısından da gerçek budur. Dolayısıyla kadınların da sanat alanındaki çalışmalarda yer alması gerekmektedir. Sanatın bir ticaret aracı haline gelmemesi için, sanat adı altında kadının cinsel obje olarak kullanılmasına karşı kadınların tavır almaları gerekmektedir. Kapitalist modernite, özel savaş politikalarıyla sanat alanında özellikle liberal kişilikleri yetiştiriyor. Kadınlar başta olmak üzere her sanatçının bu saldırılara karşı devrimci bir mücadele vermesi ve onun kötülüklerine yenik düşmemesi gerekir" denildi.

KADINLAR SAVAŞ VE KATLİAM YERİNE ÖZGÜRLÜĞÜN ÇIĞLIĞI OLACAK

44 yıldır Kürt kadınlarının Kürdistan devriminde anlamlı bir mücadelenin sahibi olduğu ve bundan dolayı Kürt kadınlarının dünya kadınlarının mücadelesine ilham kaynağı olduğu belirtilen sonuç bildirgesinde şu ifadeler yer aldı: "İnsanlığın beşiği olan Mezopotamya topraklarında kadınlar çağdaş bir yaşam felsefesi ile güzel bir hayatı işliyor. Savaş, katliam, yakma ve soykırım yerine özgürlüğün, birliğin ve huzurun çığlığı olacaklar bu topraklarda. Kadın elindeki fırçasıyla yaralı doğamızı sarı-kırmızı ve yeşil renklerle süsleyecek. Bu nedenle devrimci sanat yoluyla yaşamı güzelleştirmek ve özgürleştirmek her kadının görevidir diyoruz.

Konferansımız son olarak edebiyat, halay, resim, tiyatro vb. eserler hakkında birçok karar aldı. En önemlisi bu çalışma önce kadınların öncülüğünde yapılmalıdır. Kadınların konferans kararlarına cevap olabilmesi ve yaşadığı toplumu inşa etme görevini yerine getirebilmesi için hayatın her anına kıymetli bir değerle yaklaşması gerekir. Her sanatçı kendi topluluğunun kimliğini temsil eder.

Tarihten günümüze kadar Kürt kadınları, halkının kültürüne ve sanatına sahip çıkarak yaşam yolculuğumuzun meşalesi olmuştur. Mestûre Xan, Meryem Xan, Sûsika Simo, Eyşe Şan, Delîla ve Viyan Peyman, sözleri ile sesleri ile tarihi ve toplumsal gerçekliğimize yabancılaşmamıza izin vermediler. Yurtseverlik ruhu ile, asaletli ve gururlu bir yaşam sürdürdüler. Bize de mücadele ruhunu öğrettiler. Bu mirası onlardan aldığımız için başarıdan başka hiçbir şansımız yok."