OPCW önünde kimyasal protestosu-YENİLENDİ

Hollanda’nın Den Haag kentindeki Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPCW) önünde bir protesto eylemi düzenledi.

Kürt gençlerinin öncülüğünde OPCW önünde bir protesto eylemi gerçekleşti. 

Eylemciler başta OPCW olmak üzere uluslararası kurumların Türk devletinin kimyasal silahlarla gerçekleştirdiği saldırılara sessizliğine tepki gösterdi. 

30 dolayında genç OPCW binasına girerken, polisin sert müdahalesiyle karşılaştı. Polis içeri giren tüm gençleri zor kullanarak gözaltına aldı. 

Dışarıda ise 100 dolayında kişi eyleme devam etti. Türk devletinin kimyasal silahlarla gerçekleştirdiği saldırıları anlatan döviz ve pankartlar açıldı. 

Eylemciler sık sık sloganlarla Türk devletinin durdurulması ve OPCW'nin derhal harekete geçmesini talep ettiler. 

ULUSLARARASI KURUMLARA ACİL ÇAĞRI

Eylemde “Kürdistan’da Kimyasal Silahlara Karşı İnisiyatif” adına uluslararası kurumlara “acil çağrı”da bulunuldu.

Türk devletinin Güney Kürdistan’da kimyasal silah kullanımının araştırılması talep eden eylemcilerin çağrısı şöyle:

“7 ayı aşkın bir süredir Türk ordusu Güney Kürdistanı hedef alan saldırılarını kesintisiz olarak sürdürüyor.

 23 nisan 2021 den bu yana Türk savaş uçakları köyleri, kentleri tarım arazilerini binlerce kez bombaladı. Havan atışları ile bölgeyi vurdu, geniş kapsamlı kara operasyonları nedeni  ile bir çok ormanlık arazi yakıldı.

Bununla birlikte Türk ordusunun bu saldırıları boyunca kullandığı en önemli silahlardan birisi de kimyasal gazlar ve silahlardı.

HPG tarafından açıklanan belgeler, bölgedeki gazeteciler ve insan hakları ile yapılan görüşmelere göre 300 den fazla kimyasal saldırısının Türk ordusu tarafından düzenlendiği belgelendi.

26 Kasım 2021 tarihinde Halk Savunma Merkez Karargah komutanı Murat Karayılan yapmış olduğu açıklamada Güney Kürdistan’ın Avaşin, Zap ve Metina bölgelerinde kullanılan kiyasal silah ve gazların ayrıntılı dökümünü paylaştı.

Karayılan yaptığı açıklamada; Türk ordusunu tespit edilebildiği kadarı ile 5 çeşit kimyasal gaz kullanıdığını söyledi.

Açıklamaya göre; Tabun, Kloropikrin Sülfür Mustard ve bilinç kaybına ve hafıza kaybına yol açan biber gazı kullanıldı.

Uluslararası anlaşmalara göre yasaklı olan göz yaşartıcı gazların gerillaların kaldığı tünellerde ve kapalı alanlarda kullanıldığı açıklandı. Bu aynı zamanda Türk yetkililer tarafından kabul edildi.

Bu saldırılar sonucunda 37 HPG gerillası hayatını kaybetti, yüzlerce sivil ciddi bir şekilde bu saldırılardan etkilendi ve zarar gördü.

23 Nisan da başlayan saldırıların hemen ardından Türk devleti yaz ayları boyunca yasaklı silahları kullanarak yüzlerce savaş suçu işleyerek, ululslararası anlaşmaları ihlal etti. Eylül ayında ise Türk ordusu kimyasal saldırılarını daha da yoğunlaştırarak arttırdı.

Türk devleti gerilla güçlerine karşı savaş suçları ve sürekli şekilde uluslararası yasaları çiğnemesi ve ayrıca Güney Kürdistandaki nüfusu boşaltma stratejisine karşı, uluslararası kamuoyu, OPCW, BM ve Uluslararası Kızıl Haç örgütlenmesi Türkiye’nin kimyasal silah kullanımına ilişkin araştırma yapmaktan kaçınıyor.

Bu durum Türk devletinin Güney Kürdistan’daki gerilla direnişini kırmak amacıyla uyguladığı savaş suçlarını istikrarlı bir şekilde devam ettirmesine imkan sağlıyor.

Hala geç kalnımış değil. Eğer uluslararası kamuoyu ve sorumlu kurum ve kuruluşlar karar verip hemen harekete geçerlerse Türk devletinin baskı altına alınması sonucunda  kimyasal silah kullanımı engellenecektir ve sorumlu kişilerden de hesap sorulabilecektir.

Bu sadece doğrudan doğruya Güney Kürdistan’daki insanların hayatını kurtarmakla kalmayacak aynı zamanda Türkiye ve devlet dışı yapılanmaların gelecekte yasaklı kimyasal silah kullanmasını da önleyecektir.

Şimdi OPCW, BM, Uluslararası Kızılhaç örgütlenmesi ve uluslararası hükümetler ve uluslararası kamuoyu bu görmezden gelinen tehditlere karşı : Türkiye Güney Kürdistan’da Kimyasal Silahlı Saldırılarını Sürdürüyor”  çağrısı ile harekete geçmelidir.”

TALEPLER

Eylemciler taleplerini ise şöyle sıraladı:

"Bütün uluslararası hükümetlere, kurum ve kuruluşlara, örgütlere özellikle de OPCW, BM ve Uluslararası Kızılhaç Örgütüne çağrımızdır.

- OPCW’nun 26. Kongresinin son günü olan 3 Aralık tarihinde bu konuyu gündeme almasını talep ediyoruz.

- OPCW; Türk devletinin Metina, Zap ve Avaşin’de kimyasal silahların kullandığı yerlerdeki toprak örneklerini elinde bulunduran KNK’den gerekli incelemeleri ve araştırmaların yapılabilmesi ve test edilebilmeleri için bu örnekler KNK’den  talep edilmelidir. Bu inceleme ve araştırma sonuçları ise bir an önce uluslararası kamuoyu ile paylaşılmalıdır

- Bağımsız bir heyetin  Metina, Zap ve Avaşin de Türk Devletinin kimyasal silah kullanımına ilişkin incelemelerde bulunması için Güney Kürdistan bölgesine gitmesini talep ediyoruz."