PKK Kültür Sanat Komitesi: PKK devrimi bir kültür devrimidir

Dünya Tiyatro Günü’nü kutlayan PKK Kültür Sanat Komitesi, PKK devriminin aynı zamanda bir kültür devrimi olduğunu ifade etti.

PKK Kültür Sanat Komitesi açıklamasında şunlar belirtildi:

“Toplumsallığın gelişimi ile insanlar kendilerini hep görünür kılmak ve anlatma meramı içerisinde olmuşlardır. Kendini anlama kavuşturma bir çok boyutta ifadesini bulsa da insanlığın anlam serüveni en çok yaşadıkları yerleşim yerlerindeki primitif sanat eserleri diyebileceğimiz mağaralara çizilen resimler mimari ve düzenlenen ritüellerdeki danslar ile kendini ifade etme anlam arayışının birer parçası niteliğindeki sanatsal çalışmalardan olmuştur.

İlk teatral oyunlar dini ritüellerde ateş etrafında ve tapınaklarda geliştirilen gösterilerde insanlar birarada yaşamanın yani topluluk olmanın toplum olmanın kutsiyetini ve anlam arayışı ekseninde ortaya koymaya çalışmışlardır. Toplum daha sonra yaşadıklarını tiyatrolar ile dile getirerek benzersiz bir ifade şeklini geliştirdi. İnsanlığı nasıl ki müziksiz, resim heykelsiz düşünemiyorsak toplumsallığı en bilinçli bir şekilde ortaya koyan tiyatrolar olmadan da düşünmek zordur. Toplum denen organizma metafizik bir yapıda olduğundan sanatsız düşünülemez

Dünya tiyatro günü dolayısıyla kutladığımız bugünün tarihsel arka planı 2500 yıllık gibi kadim bir tarihe dayansa da dünya tiyatrolar günü; 1948 yılında Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu "UNESCO"ya bağlı kurulan "International Theatre Institute"(Uluslararası Tiyatro Enstitüsü), 1961 yılında aldığı kararla 27 Mart gününü “Dünya Tiyatro Günü” olarak kabul etmiştir.

Sanat toplumun kendini anlamlandırma arayışı, sanatçı da toplumun vicdanı olduğu genel kabul gören bir doğrudur. Her sanatçı kendi toplumunun temsilcisi niteliğindedir. Antik Yunan da tragedyalar ile trajikler, İngilterenin Shakespear’i, Rusya’nın Çehov’u, İtalyan’ların Goldoni’si Almanların Brecht’i kendi repertuarlarında halklarının temsilini yapmışlardır.

Yekta Herekol yoldaşta kendi şahsında halkının trajedisini kendi benliğinde hisseden onu sanatçı ruhuyla kendi hayat tiyatrosunun baş aktörü olarak 27 Mart 2004 yılında halkına ve inandığı özgürlük davasına dayatılan tasfiyecilik ve Önder APO’ya yönelik geliştirilen uluslararası komploya karşı vicdanı susturulan ve körleştirilen insanlığın vicdanını ayağa kaldırmak için bedenini tarihi Halep şehrin de insanlığa ışık tutmak ve aydınlatmak için ateşe vermiştir.

Önder APO “halkın sanatçısı halkın savaşçısıdır, halkın savaşçısı halkın sanatçısıdır” tespiti üzerinden en büyük savaşçılığı ve sanatçılığı kendi şahsında ortaya koymuştur, koymaktadır. Kültürel soykırıma karşı en büyük savunmayı yazdığı yazılı eserlerle tarihin yeniden yazılımı ile ortaya koyarken toplumsal hafızayı oluşturarak toplumun direnç noktalarından olan sanatsal ve kültürel çalışmalarının önemine vurgu yaparken PKK devriminin aynı zamanda bir kültür devrimi olduğunu da ortaya koymaktadır.

Bu bilinç doğrultusunda başta Ş. Yekta Herekol yoldaş olmak üzere Sarya, Baran, Hevi, Dağıstan, Fedakar Zerdeşt yoldaşlar şahsında Önder Apo’nun sanatçı savaşçı kimliği ile toplumun vicdanı olmayı bilmiş eşit adil özgür ve aydın bir toplum için mücadele eden bütün tiyatro sanatçıların gününü kutluyor, topluma eleştirel bakış açısı sağlayan, sorunlar üzerinde nitelikli düşünmeye teşvik eden, İnsanları birbirine karşı sorumlu kıldıran, kültürel gelişmeyi sağlayan özgür düşünmeye sevk eden devletin erki dışında kendi öz rolü doğrultusunda özgür tiyatroların özgür toplumu yaratma rolü ile devam etmesi iddia, inadı, inancı ve mücadelesiyle.”