İran’ın kültürel zenginliği halkların aleyhine kullanılıyor

İran, kültürel zenginliği halkların aleyhine kullanarak, çatıştırma, uzak tutma, alay ettirme, küçük düşürme yöntemlerine başvuruyor.

İran, kültürel zenginliği halkların aleyhine kullanarak, çatıştırma, uzak tutma, alay ettirme, küçük düşürme yöntemlerine başvuruyor.

Merivan’ın Behramabad köyünden olan ve Rojhilat ile ilgili araştırma yapan Efruz Furuhzade, devlet sisteminin Rojhilatê Kurdistan'a dönük uygulamalarını şöyle anlatıyor:

"Devlet Rojhilat'ın her bir bölgesine farklı bir asimilasyon politikası uygulamıştır. Örneğin tarihte kolkola vererek kendi cumhuriyetlerini kurmak için, aynı sisteme karşı direniş örneği sergileyen Kürtler ve Azeriler arasında çelişki yaratmak ve bu çelişkileri derinleştirmek için birçok siyaset uygulamıştır. Kürtleri ve Azerileri iç içe yerleştirip Azerilere devlet merkezlerinde görevler vermiştir. Büyük bir kesimi memur olarak çalışmaktadır. Yine onları askeri merkezlere yerleştirmiştir. Bu yüzden Kürtler Azerileri sürekli devlet olarak görmüşlerdir.”

'AŞİRETLER ARASI ÇELİŞKİLER YARATILIYOR'

Furuhzade, İran devletinin farklı aşiretler arasında da çelişkiler yarattığına dikkat çekerek, şöyle diyor:

“Devletin bir politikası da aşiretleri kendine bağlama temelinde olmuştur. Aşiretçiliğin yoğun olduğu Mukriyan, Loristan gibi yerlerde aşiretler devlet çıkarlarına uygun hareket ettirilmeye çalışılmıştır. Mukriyan’da bunun örnekleri görülüyor. Mukriyan aşiretlerinin birçoğunu devletin tarafına çekmişler ve bunların büyük bir kısmını besic yapmışlardır, kendi memurları olarak kullanmışlardır. Mukriyan bölgesindeki aşiretleri Kirmanclara karşı örgütlemişlerdir. Bir arada yaşamalarının önüne geçmek için sürekli çelişkileri derinleştirmişlerdir. Kürtlere karşı bir operasyon olduğu zaman aradaki uçurumu daha da derinleştirmek amacıyla bu aşiretlere mensup çeteleri operasyonlara götürdüler. Yine Hewreman, Soran, Erdelan, Merivan bölgelerinde de Hewremileri memur olarak kendi yanlarına çektiler. Özellikle de Hewremi ve Soran kesimi arasında farklılık yaratmak için bu yola başvurdular. Bu şekilde bir kısım Hewremilerin diğer bölgelerden üstün oldukları izlenimi yaratılmıştır.”

'GENÇLER UYUŞTURUCU BAĞIMLISI YAPILIYOR'

Furuhzade, İran devletinin, savaşçılık ve mücadelesi ile ünlü olan yerlerde de gençleri yoldan yozlaştırmak için uyuşturucu bağımlılığını geliştirdiğini şöyle anlattı:

"Kirmanşan bölgesi savaşçılığıyla bilinen bir yerdir. Bu savaşçı özellikleri zayıflatmak için gençleri uyuşturucuya alıştırmayı esas almışlardır. Zaten kendi tarafına çektiği kesimi askeri yönden eğitip orduda görevler vermiştir. Kirmanşan’dan çıkardığı askeri güçleri bu kez direnişi ile ünlü olan Sine vb. gibi yerlere götürüp devlete tepkili olan yerlere yerleştiriyor. Sine’de bulunan işkenceci, sorgucu, polis vb. çoğunlukla Kirmanşanlıdır. Tabii bu durumda halkın Kirmanşanlılara olan tepkisi artmaktadır. Böylelikle Kürtleri birçok açıdan karşı karşıya getiriyor.”

İran devletinin Kirmanşan’da oyun içinde oyun oynadığını söyleyen Furuhzade, "Kirmanşah’daki Şiaları İran devlet merkezlerine memur olarak yerleştirmiştir. Bu durumda halkta Kirmanşan bölgesinin devlet yanlısı olduğu algısı oluşturmaya çalışıyor" diyor.

'MEZHEPLERİ KIŞKIRTIYOR'

Furuhzade, İran devletinin Kürtlerin yaşadığı her alana yönelik farklı bir politika izlediğini belirterek, Civanro’ya ilişkin şu örneği veriyor:

“Yine Ciwanro’da Sünniler hakim oldukları için burada ideolojik olarak bir saldırı söz konusu. Mesela orada Selefiliği öne çıkarıyor. Radikal dinciliği geliştiriyor. Kürt Şialara karşı kullanıyor. Hassas, zayıf noktaları neyse ona yöneliyorlar. Kültürler arasındaki farkı tespit ediyor, dini fanatizmi körüklüyor. Şia ve Sünni arasında yaptığı gibi. Yani var olan zengin inanç zeminini kötüye kullanıyor. Sürekli parçalamak için, bir olmalarının önünü almak için bunu yapıyor.”

'LEHÇELER ARASI ALAY ETTİRME YÖNTEMİ...'

Devletin lehçeler arasında çelişkiler yaratma, bunu da birbirleriyle alay ettirme yöntemi ile gerçekleştirdiğini anlatan Furuhzade, şunları da ifade ediyor:

"Bir Mukriyanlı kendisini Şikaklardan üstün görüyor. Şikak aşiretleri birbiri üzerine üstünlük kuruyor. Belki bu durumlar mizahi bir şekilde dile geliyor. Ama bu mizahlarla bir yargı oluşturuluyor. Hewremi Soran ile, Soran Hewremi ile alay ediyor. Kürt halkını yine bölen, parçalayan bir yaklaşım olarak çıkıyor. Örneğin Hewremanlıları Merîvanlılara karşı, Merivanlıları Sinelilere karşı, Sinelileri Hewremanlılara karşı kışkırtıyor. Halbuki Hewreman Merivansız bir anlam taşımaz, Merivan Hewremansız bir anlam taşımaz. Hewreman Sinesiz bir anlam taşımaz. Hatta Sine ismi bile Sandij'dan gelir. San kelime olarak Hewremîdir. Bu da kültürlerin ne kadar birbirine bağlı olduğunu gösteriyor. Erdelan kültürünün Hewreman kültürüyle ne kadar iç içe olduğunu gösteriyor. Bu şekilde Kürt halkı arasındaki empati daha da artacağına birbirinden uzaklaşma durumları yaşanabiliyor.”