‘İşgal saldırısına karşı ulusal tutum elzem'

Türk devletinin işgal saldırılarına karşı gerçekleşen çalıştaya katılan parti ve örgüt temsilcileri, ulusal tutumun elzem olduğunu belirtti, “gerillayı yalnız bırakmayın” çağrısında bulundu.

Kürdistan Ulusal Kongresi'nin (KNK) çağrısıyla “Türk devletinin işgalciliğine karşı ulusal tutum çalıştayı” adıyla gerçekleşen online konferans, PKK Yürütme Konseyi Üyesi Murat Karayılan’ın savaşın son durumuna ilişkin gönderdiği mesajın izlenmesinden sonra parti ve temsilcilerin konuşmalarıyla devam etti. Kürdistan’ın dört parçası ile Avrupa, Rusya ve Amerikan’dan 200’den fazla ismi buluşturan konferansta saldırıların son bulması için Kürtlerin nasıl bir tutum belirlenmesi gerektiğine dair görüşler dile getirildi.
Öğlen saatlerine kadar söz alan Kürdistani parti, örgüt ve kurum temsilcileri, siyasetçiler ve aydınlar, saldırıların sadece PKK güçlerini hedef almadığı konusunda mutabık olurken, Türk devletinin işgaline karşı sessiz kalan güçlere çağrıda bulundular.
İlk olarak söz alan Goran Hareketi Temsilcisi Diler Ebdulhalik, böyle bir çalıştayı organize ettikleri için KNK’ye teşekkür ederek konuşmasına başladı. Kürt sorununun operasyon ve saldırılarla çözülemeyeceğini belirten Ebdulhalik, 2016’dan bu yana Güney Kürdistan’a yönelik Türk devletinin saldırılarında 165 sivilin hayatını kaybettiğini hatırlattı.
Saldırılar için “ulusal bir sorun” vurgusunu yapan Goran temsilcisi, “Kuzey Kürdistan halkının sorunlarını çözülmesi ve PKK’nin de terör örgütleri listelerinden çıkartılması gerekiyor” çağrısında bulundu. Kürdistan Bölge Hükümeti’nin koalisyon ortağı olarak tavırlarının net olduğunu savunan Goran temsilcisi Ebdulhalik, devamla şöyle konuştu: “Rojava ve diğer saldırılarının son bulması için girişimlerimiz oldu, özellikle de Bağdat hükümeti nezdinde. Güney Kürdistan ve Rojava’nın elde ettiği kazanımların korunması gerekiyor, bu amaçla ulusal bir tutumun oluşması için hazırız.”

‘ORTAK TAVIR SERGİLEMELİYİZ'

Komala’nın temsilcisi Adel Eliasi ise “İdeoloji ve parti programlarımızı bir kenara iterek Türk devletine karşı daha fazla ortak bir tavrın sergilenmesi için çalışmalıyız. Teorik ve pratik olarak bizler bu çalışmanın yanında olduğumuzu belirtiyoruz” dedi.
Rojava Kürdistan’ında bulunan 25 parti ve örgütün çatı kuruluşu olan Kürt Ulusal Birliği Partileri'nin (PYNK) Temsilcisi Salih Gedo, Türk devletinin saldırılarını kınayarak başladığı konuşmasında işgal siyasetine karşı verilecek Kürdistani tavrın önemine dikkat çekti. Sömürgecilere karşı başta PKK, KDP, YNK ve Goran olmak üzere bütün Kürt güçlerinin ortak mücadele etmesini isteyen Gedo, uluslararası kamuoyunun saldırılar karşısındaki sessizliğini de kınadı. Gedo, ABD ve Avrupa Birliği’nin de derhal harekete geçmesini istedi.

GÜNEYLİ GÜÇLERE ‘SESSİZ KALMAYIN’ ÇAĞRISI

Daha sonra söz alan Kürdistan İslam Partisi Başkanı (PÎK) Hikmet Serbilind ise Türk devletinin inkar ve imha siyasetine dikkat çekerek, Güney Kürdistan yönetimine “Bu saldırılar karşısında sessiz kalmayın, çünkü bu Güney Kürdistan’ı hedef alıyor” diye seslendi. Kürdistan’ın dört parçası ile diasporada yaşayan Kürtlerin, işgal seferlerine karşı ortak bir tutum belirlemesinin elzem olduğunu belirten Serbilind , Bu saldırılar sadece PKK’ye karşı değil, aynı zamanda bütün Kürtlere karşıdır. Nasıl ki Türk devleti bu saldırılar karşısında bir strateji çerçevesinde yürütüyorsa, Kürtler de ortak bir stratejiyle harekete geçmeli” dedi.
Güney Kürdistan’da örgütlü olan Hizbî Zehmetkêşanî Kurdistan’ı (Kürdistan Emekçiler Partisi) adına konuşan Hîwa Selim de bu saldırıların sadece PKK’yi hedef almadığına dikkat çekti. Türk devletinin niyetinin Güney Kürdistan topraklarını ilhak etmek olduğunu belirten Selim, devamla şu hususları dile getirdi: “Zaten bunu kendileri açıkça söylüyor. Kürt halkı büyük bir tehlikeyle karşı karşıya ve bunun için de Türk devletinin işgaline karşı ortak bir tavır sergilemeliyiz.”
Kürdistan Ortadoğu’daki değişimlerin merkezinde yer aldığını belirten Kawa Hareketi temsilcisi Hüseyin Erkan ise “Kürt örgüt ve partilerin asli görevi bu değişim sürecinde ortak hareket ederek bu süreci fırsata çevirmeliler. Ancak gördüğümüz kadarıyla Türk devletinin işgaline karşı sadece gerilla ve savaşçılar direniyor. Kawa Hareketi olarak bütün Kürt güçlerine çağrımız şudur; bu direnişe destek verin” diye konuştu.
Doğu Kürdistan’da örgütlü olan Kürdistan Özgür Yaşam Partisi (PJAK) temsilcisi Ebrahim Alipour de Türk devletinin her ne kadar üç parçada savaş yürütüyorsa da bu savaşın tek planının olduğunu söyledi. PJAK olarak aldıkları bilgilere göre Doğu Kürdistan’a yönelik de Türk devletinin benzer girişimlerinin bulunduğunu aktaran Alipour, “Dünya medyası da bu savaşı Türk devletinin Kürtlere karşı savaşı olarak görüyor” dedi.

‘SALDIRILAR SADECE PKK GÜÇLERİNİ HEDEF ALMIYOR’

Kuzey Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi Eşbaşkan Yardımcısı Bedran Çiya Kurd ise saldırıların sadece PKK’yi hedef aldığı görüşünün yanlış olduğunu belirterek, Kürdistani güçlere şu çağrıda bulundu: “Öncelikle olarak ‘Saldırılar sadece PKK’yi hedef alıyor’ düşüncesinin düzeltilmesi gerekiyor. Kürt halkı bugün tarihi bir süreçten geçiyor, siyasi haritalar değişiyor. Türk devletinin amacı da bu değişim sürecinde Kürtlerin elde edeceği kazanımlarından yoksun bırakmaktır. Bizler de imkan ve inkar siyasetlerine karşı güçlerimizi birleştirmemiz gerekiyor.”
Çalıştaya canlı olarak bağlanan bir başka isim Kürt Federal Ulusal-Kültürel Otonomisi Başkanı Ferhat Patiyev de Rusya’da yaşayan Kürtler olarak bölgedeki gelişmeleri kaygıyla izlediklerini ifade etti. Şu anda Kürdistan’da tarihin tekrar ettiği vurgusunu yapan Patiyev, “Güney ve Rojava Kürdistan’ına yönelik saldırılar Şêx Said, Ağrı ve Dersim serhildanları döneminde yaşananlara benzer şekilde Türk devleti Kürtleri kıyımdan geçirmek istiyor” dedi.

AYDIN VE BAĞIMSIZ İSİMLERİN MESAJLARI

Çalıştayda ayrıca Kürdistan’ın dört parçasından çok sayıda aydın, gazeteci ve sanatçı da ulusal tutum ile işgal saldırılara ilişkin görüşlerini dile getirdi:

Dr. Çiya Abbas: Bu toplantının sonucunda ortaya çıkacak tutum bütün Kürdistani parti ve örgütlere iletilmeli. Aynı biçimde uluslararası güçler de tutumumuzdan haberdar olmalı, bu çerçevede de ulusal birlik çalışmaları hızlanmalı.

Süryani kanaat önderi Faruk Henna Eto: Türk devletinin son saldırılarına Ermeni, Süryani, Asur ve Keldanilere yönelik soykırımın başlattığı 24 Nisan’da start vermesi tesadüf değil. Öyle görünüyor ki Türk devleti de Osmanlının tamamladığı soykırım siyasetini tamamlamak istiyor.

 Yazar Kadir Amaç: Türk devletinin amacı Kürt halkını ortadan kaldırmaktır. Erdoğan’ın liderliğindeki bu devletin Kürt halkına karşı yürüttüğü savaşı ve yıkıma ise dünya seyirci kalıyor. Buna karşı Kürt halkı birliğini gerçekleştirmeli, birlik olduğumuzda, tek ses olduğumuzda dünyanın da harekete geçeceğini düşünüyorum.

Rojava Êzidîleri temsilcisi Suad Hesso: Türk devleti tarih boyunca Kürtlerin kazanımlarını ortadan kaldırmak, Kürdün iradesini kırmak için mücadele etmiştir. Şu anda Şengal’e yönelik planlar da bu işgal saldırılarının parçasıdır. Bu saldırılar karşısında acil olarak ulusal birliğimizi yaratmalıyız.

Sidik Hessen: Kürtlerin geneli saldırılara karşı, ancak maalesef küçük de olsa bir bazı güçler ve aileler daha önce olduğu gibi şimdi de bu saldırıları destekliyor. Altını çizerek söylüyorum; Türk devletinin bu saldırıları amacına ulaşırsa bu işgalci güçler ilk olarak bu aileye ve partiyi yok edecekler. Zamanımız kaldı, ABD ve Almanya Kürt halkının yok edilmesi planına gizli destek veriyorlar. Aynı şekilde Türkiye ve İsrail arasında da gizli bir mutabakat var; buna göre Türkiye İsrail’e “Kudüs senin olsun”, İsrail de bunun karşılığında Türkiye’nin işgaline sessiz kalıyor.

Fawzo Abdi: Kürtlerin ulusal birliği ve ortaya çıkaracağı tutum Kürt halkı için ekmek ve su gibi önemlidir. Bütün güçler birleşmeli, tek ses olmalı, aksi taktirde bu saldırıları boşa çıkaramayız.

Hazhar Kakayî: “PKK güçleri Güney Kürdistan’da olmasaydı, bu saldıralar olmayacaktı” şeklinde bir görüş var. Bu görüşü savunanlara şu örneği vermek istiyorum; Türkiye’nin sınırından uzak olan Kerkük’te MİT’in desteğiyle Türk devleti çok önemli, kapsamlı çalışmalar yürütüyor. Türk devletinin Kerkük’e yerleşme ve Türkmenleri örgütleme çalışmalarının kendisi bile saldırıların sadece PKK’yi amaçlamadığının en açık göstergesidir.

Sitera Xûremî: Türk devletinin Kürtlere karşı saldırılarının son bulması için Kürt örgütlerinin de ortak tutum belirlemeleri gerekiyor. Şayet ortak bir strateji oluşturulmazsa Kürtler bu saldırıları boşa çıkartamayacak.

Dr. Kurmanc Gundi: Kürdistan’ın dışında özellikle de Kürtlerin yoğun yaşadığı bir lobi oluşturmalı. Ortak hareket etmeliyiz, örneğin ABD’de Ermenilerin sadece bir komitesi var.

Konuşmaların ardından ara verilen çalıştay öğleden sonra devam edecek. Öğleden sonraki bölümde de katılımcıların daha çok sonuç bildirgesine ilişkin görüşlerini dile getirmesi bekleniyor. Öneri ve tartışmaların ardından Türk devletinin işgal saldırılarına karşı Kürt halkının “ortak tutum belgesi” niteliğini taşıyacak sonuç bildirgesi kamuoyuna açıklanacak.