'Özgür bir yaşam için daha fazla mücadele etmeliyiz'

Rojava Devrimi'nin ardından özgürlük hareketinden etkilenerek PKK'ye katılan Arap savaşçı Amara Cûdî, "Ülkemizde özgür, eşit, adil, onurlu bir yaşam sürmek için daha fazla mücadele etmemiz gerek" dedi.

Arap halkından olan Amara Cûdî, PKK saflarına katılım öyküsü ANF'ye anlattı.

 

Amara Cûdî, 2016 yılında özgürlük mücadelesine katılır. Rojava Devrimi'nin ilk süreçlerinde özgürlük hareketini tanımadığını ama zamanla adını duymaya başladığını söyleyen Amara Cûdî, "Toplumumuzda Kürt, Kürdistan isimlerini çok duymazdık ya da bize farklı anlatılırdı. Rojava Devrimi’nin başlamasıyla özellikle Kobanê savaşıyla az da olsa özgürlük savaşçılarını tanıdım. Minbic savaşında ise özgürlük savaşçılarını görme, tanıma imkanım oldu. Minbic, DAİŞ tarafından işgal edilmişti, YPG-YPJ savaşçıları bu işgali durdurmak için kente geldi, burada tanıdım arkadaşları.

Arkadaşlarda gördüğüm ve insanı derinden etkileyen şey, aralarında kurdukları bağdı. Çok güçlü yoldaşlık bağlarıyla birbirlerine bağlıydılar. Ayrıca halka olan sevgileri de insanı etkiyen yönlerdendi.

Bu yaklaşımlar insanı düşündürüyordu. Biz Araptık. Ama ona rağmen halklar arasında bir ayrım yapmadan bizim için savaştılar. Bu beni düşündürüyordu. Biz de bu haklı savaşa katılmalıyız fikrini bende oluşturdu. Katılma isteğim o zaman oluştu.

Beni etkileyen diğer bir yön, kadın savaşçıların olmasıydı. Bizim toplumumuzda bir kadın savaşamazdı, toplum içinde belirgin bir yere sahip değildi. Bir kadının en ön cephede savaşması aynı şekilde Önder Apo'nun kadına dair düşünceleri, kadın ordulaşması beni yoğun düşündüren şeylerdi. Bu düşünceler daha fazla katılma istemimi arttırdı. Bir Arap kadını olarak ben de savaşan bir kadın olabilirim diye düşündüm" dedi.

DAĞDA YAŞAM YOKTAN VAR EDİLİYOR

 Katıldıktan sonra YPG-YPJ savaşçıları arasındaki yoldaşlık bağını daha yakından görme imkanı olduğunu ve yaşam karşısındaki duruşlarının kendisini çok etkilediğini kaydeden Amara Cûdî, şöyle devam etti: "O zamanlar dağı çok merak ediyordum. Dağda yaşam nasıl olur, ben de gidip orada yaşamalıyım, diyordum sürekli. Katıldıktan bir süre sonra dağa gittim ve gördüm ki dağda yaşam yoktan var ediliyordu. Her şey senin ellerinin, yüreğinin ve zihninin ürünüydü. Yaşam emekle örülüyordu burada, şüphesiz zorluğu vardı ancak yaratılan değerler karşısında zorun, zahmetin sözü edilmezdi.

Bunlar beni en çok etkileyen şeylerdi. Düşünüyorum, Önderlik bu kadar süredir İmralı işkencehanesinde esir tutuluyor, buna rağmen fikirsel, felsefik yönünü geliştirmekten, amaç ve hedeflerinden, bu yönlü direnişinden hiç vazgeçmemiştir.

Önderlik felsefesi gerçekten çok derin ve büyük bir kapsama sahip. Önderlik paradigmasının  uygulanması, dünya toplumlar yaşamında çok ciddi değişimlere yol açacaktır. Bu tarihi bir olaydır. Kapitalist sistem, Önderlik paradigmasının önünü almak için her türlü yönteme başvuruyor. Sistem ne kadar engellemeye çalışsa da bizler Önderlik felsefesinin tüm halklara daha fazla yayılmasının mücadelesini ve örgütlülüğünü sağlamalıyız."

GENÇLİK TÜRK FAŞİZMİ KARŞISINDA BARİKAT OLMALIDIR

Gerilla Amara, son olarak tüm gençlere seslenerek şunları belirtti: "Ben daha çok Arap gençlerine seslenmek istiyorum; gelip özgürlük mücadelesine katılmalılar. Türk devleti sadece Kürt halkı üzerinde baskı ve sömürü uygulamıyor, Ortadoğu halklarına karşı da aynı baskılarla saldırmaktadır. Arapları da, Çerkesleri de, Süryani halkını da kendine karşı bir tehdit olarak görüyor. Türk faşist devletinin bu düşmanca saldırılarının önünü almalıyız. Gençler bunu görmeli ve katılımlarını güçlendirmelidirler. Doğallığımızla yaşadığımız bu dağlara yüzlerini dönmelidirler. Eğer gerçekten ülkemizi ve halkımızı seviyorsak, ülkemizde özgür, eşit, adil, onurlu bir yaşam sürmek istiyorsak bunun için savaşmalı ve daha fazla mücadele etmeliyiz.

İster Kürdistan olsun ister Arap toprakları, isterse Avrupa’da bir yerlerde olsun; insanca, özgür yaşamanın yolu mücadele etmekten geçiyor. Ortadoğu halkları birleştiği müddetçe Türk devleti rahat bir şekilde Kürdistan topraklarına ya da Ortadoğu topraklarına bu kadar rahat saldıramaz. Bu çağrım tüm gençler için geçerlidir. Gelip özgürlük mücadelesine katılsınlar. Güçlü bir adım atmanın zamanıdır şimdi."