Tutsak ailelerinin Amed Barosu’nda başlattığı Adalet Nöbeti, 15. gününde devam ediyor. İzmir Şakran T Tipi Kapalı Cezaevi'nde 30 yıldır tutsak bulunan Abdülhalim Kırtay'ın kızı yazar Herdem Merwanî de hasta tutsakların tedavi edilmesi için 3 gündür evinde sürdürdüğü açlık grevini sonlandırarak, Adalet Nöbeti’ne katıldı.

 Aileleri, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Berdan Öztürk, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz ve Kürt Yazarlar Derneği ziyaret etti.

'ANNELERİMİZİN EYLEMİ KUTSALDIR'

DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin daha da derinleştiğini söyledi. Abdullah Öcalan’a verilen 6 aylık avukat ve 3 aylık aile görüş yasağına değinen Öztürk, “Bu kararla tecrit daha da ağırlaştı. Saldırıları yoğunlaştırıp, Kürtleri iradesizleştirmek istiyorlar. Kürtleri teslim almak istiyorlar. Ama Kürtler buna boyun eğmez. Annelerimiz de burada kutsal bir eylem gerçekleştiriyor, bu onurlu nöbete herkesin sahip çıkılması gerekiyor” dedi.

'İMRALI'DAKİ TECRİT YAYILDI'

DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz de İmralı'daki tecridin ağırlaştığına ve bütün cezaevlerine yayıldığına dikkati çekti. Bu saldırı politikalarının hasta tutsaklar üzerinden çok daha ağır bir şekilde yürütüldüğüne işaret eden Aydeniz, “Faşist iktidar Kürt düşmanlığı üzerinden kendini var etmek istiyor. Fakat tutsaklar 12 Eylül Darbesi’ne karşı nasıl ki direniş gösterdiler ise yine direniş mirasını sürdürecektir. Zamanında Sayın Öcalan ve beyaz tülbentli anneler bu saldırıları durdurdu. Yine öyle olacaktır. Biz de annelerin talepleri karşılanan dek yanlarında duracağız” diye belirtti.

'KÜRTLERİN ÖLÜMÜ UCUZ DEĞİLDİR!'

Şakran T Tipi Kapalı Cezaevi'nde 30 yıldır tutuklu bulunan babası Abdülhalim Kırtay için 3 gündür girdiği açlık grevini sonlandırıp nöbete katılan Yazar Herdem Merwanî de tutsaklara tecrit içinde tecrit uygulandığını söyledi. Merwanî, “Kürtlerin ölümü ucuz olsun istiyorlar. Ama Kürtlerin ölümü ucuz değil. Tutuklular üzerinde özel ve düşmanca politikalar uygulanıyor. Bir yandan infazlarını yakıyorlar, bir yandan da tedavileri engelleniyor. Kürtçe şarkı söyledikleri için disiplin cezaları alıyorlar. Bir insanın dilinde şarkı söylemesi neden suç olsun. Yakınlarımızı buradan uzaklara götürüyorlar. Tecrit içinde tecrit var. Efrînli hasta tutuklu Bangi Mohamed 12 Kasım’da yaşamını yitirmiş ama biz yeni duyduk bu kıyamet demek. Çocuklarımıza sahip çıkmalıyız” dedi.

'SESSİZ KALIRSAK CENAZELER GELİR!'

Kendi babasının da 30 yıldır tutuklu bulunduğunu aktaran Merwanî, “Ben de onun için 3 gündür açlık grevindeydim. Çünkü onlara resmen işkence ediyorlar. Daha çok ses çıkarmalıyız, tek ses olmaz. Sessiz duralım da tabut mu gelsin? Bu yüzden diyorum ki Kürtlerin ölümü ucuz değil devlet de bunu bilsin. O insanlar bizim için orada. Bütün tutuklu yakınlara sesleniyorum, herkes bu eylemi sahiplensin” ifadelerini kullandı.

'ANNELER ZULME BAŞKALDIRDI'

Kürt Edebiyatçılar Derneği Eşbaşkanı Sultan Yaray, eylemin çok kutsal olduğunu söyledi. Nöbet tutan annelerin zulme başkaldırdığını söyleyen Yaray, “Bu onların en temel hakkıdır. Bir sürü hasta tutuklu var. Bu zulüm yıllardır var ve devam da ediyor. Herkes bir yandan tutmalı. Kürtler kötü bir şey istemiyor, dili ve kültüründe yaşamak istiyor” dedi.
Kürtlerin yalnızca fikirlerinden dolayı tutuklandıklarını belirten Yaray, “Yalnız fikirlerini söyledikleri için insanlar tutuklanıyorlar ve sonra çeşitli yerlere sürgün ediliyorlar. 70’in üzerinde yaşları olan anneler nasıl gitsin o yollara? Zulüm üstüne zulüm ediyorlar. Fakat tüm bu saldırılara rağmen bir gerçekliği de görmek gerekiyor. Kürtler tarihin hiçbir zamanında umutsuz kalmamış ve boyun eğmemiştir. Bu annelerimiz de bir örnektir. Annelerimize desteği çoğaltmalı, yalnız olmadıklarını hissettirmeliyiz. Annelerimiz yalnız değil biz her zaman yanlarındayız. Kürtler hiçbir zaman teslim olmadı ve özgürlüğünü kimseye vermedi.  Umudumuz yüksektir yakın zamanda taleplerimiz karşılanacak” şeklinde konuştu.