Ajan Dilan İnanç’tan infaz itirafı

İtiraflarda bulunan ajan Dilan İnanç, 2014’te Amed’de ‘çocuklarımızı istiyoruz’ diyen ailelerden bazılarının çocuklarının aslında devlet tarafından öldürüldüğünü, 3’ünü de bizzat kendisinin öldürüldüğünü söyledi.

Teslim olup ajanlaşan ağabeyi ile ajanlık yapan yengesinin dayısı aracılığıyla düşürülen Dilan İnanç, daha 16 yaşındayken infaz ettiği kişilerin bazılarının ailelerinin, 2014’te Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Amed İl binası ile Büyükşehir Belediyesi önünde çocuklarını PKK’den istediğini söyledi.

Amed’in Silvan ilçesinden olan 23 yaşındaki Dilan İnanç, ağabeyi Sidar İnanç teslim olduktan sonra yaşadıkları savrulmayla birlikte ajanlaştırıldığını söyledi. Ağabeyinin eşinin dayısı Kemal Mergen’in devreye girmesiyle sürecin hızlandığını belirten İnanç, taciz, tecavüz, fuhuş ve uyuşturucuyla birlikte kurulan kumpasın ardından artık kendisinin de bir eleman olduğunu ifade etti.

EVDEN KAÇMASI SAĞLANIYOR

Kemal Mergen, kendisini sevdiğini ve evleneceği vaadiyle kandırıyor. İnanç, İstanbul’daki evden kaçıyor. Mergen’in yanına giderken polisler tarafından Amed girişinde alınıyor. Kemal Mergen, onun devlet yurduna yerleştiriyor. Daha sonra tekrar eve geri dönmek istediğini belirterek ailesinin evine dönüyor. Kemal Mergen, bir süre sonra yeniden bu kez facebook üzerinden bağlantı kuruyor. Buradan iletişim devam ediyor ama Mergen’in, yeniden görüşme ve birlikte olma isteğini reddediyor. Bunun üzerine Mergen, İstanbul’a geliyor. Dilan İnanç, ağabeyinin evinden akşam saatlerinde çıkarken Mergen ve yanındakiler tarafından önü kesilip bir arabaya atılarak kaçırılıyor. Gizli bir yere götürülerek tecavüzle tehdit edilip ajanlık yapmayı kabul etmesi isteniyor. Dilan İnanç, o anları anlatırken kime, neye karşı ajanlık yapacağını bilmediğini söylüyor. Buradan fuhuş yapılan bir eve götürülüyor. Eğer kabul etmezse bu şekilde devam edeceğini söyleniyor. İnanç, böylece artık düşürülüyor.

EĞİTİMLER VERİLİYOR

Dilan İnanç, eğitimden geçiriliyor ve Kemal Mergen’e bağlı çalışmaya başlıyor. İnanç, itiraflarında eğitimleri şöyle anlatıyor: “İlk olarak beyinden eğitim başlıyor. Bu ülke bana sahip çıkıyor, beni koruyor algısı yerleştiriliyor. Buna ikna olduktan sonra askeri eğitim başlıyor. MİT elemanları, devlet sana bakıyor, senin de devlete sahip çıkman lazım, diyor. Sen de devlet ne derse yapacağım noktasına geliyorsun. Devlete zarar veren herkese karşı savaşırım noktasına getirildim. Bunun üzerine yemin ettim. PKK’ye karşı savaşma ve intikam yemini. Yakalanma durumunda ne yapacağıma kadar eğitim aldım. Sorgu tarzlarını bile anlatıyorlar. İkna kabiliyetini geliştiriyorlar. İnsan psikolojini, duygularını anlama eğitimleri de veriliyor.”

Ajan İnanç, daha sonra korku, duygu ve vicdanını köreltmek için infazların yanı pratik sürecin başladığını söyledi.

ÇOCUKLARINI İSTEYEN AİLELER

Yaşadıklarını ve bu süreci anlatan İnanç’ın itirafları arasında çok çarpıcı bölümlerden biri de Mayıs 2014’te bir ailenin Barış ve Demokrasi Partisi Amed İl binasını basmasının ardından kısa sürede Amed Büyükşehir Belediyesi önüne toplatılıp oturtulan ailelerle ilgili. Belediye binası önünde 4 Haziran 2014’te DBP, HDP ve PKK’yi hedef alan kişiler, fotoğraflarını taşıdıkları çocuklarının PKK’ye katıldığını iddia ederek, PKK’den çocuklarını istediklerini söyledi. Türk medyası ve dönemin AKP hükümeti de bu girişim üzerinden Kürt Özgürlük Hareketi ve legal siyaseti hedef aldı. Bu mizansenin daha organize ve geniş hali ise uzun süreden fazladır HDP Amed İl binası önünde sergileniyor.

İşte Dilan İnanç’ın 2014’teki o ailelerle ilgili söyledikleri: “DBP İl binası ve Belediye önünde toplananlar vardı. ‘Çocuklarımız dağa gitti kandırmışlar’ diyorlardı. Evet, o çocukların bir kısmı dağa gitmişti ama bir kısmı değil. Bir kısmı MİT tarafından öldürülenlerdi. Onlardan 3’ünü ben öldürdüm. Yaşları 22 ile 24 arasındaydı. Ailelere o zaman para veriliyordu, çocuklarının küçüklük resimlerini getiriyorlardı, 12, 13 yaşlarında katılmışlar gibi. Öldürdüklerimin onlar arasında olduğunu bilmiyordum. TV’de çocukların resimlerini ve aileleri izleyince kızmıştım; PKK küçük çocukları kandırıp dağa kaçırıyor, diye. O esnada Kemal, bana dönerek, ‘sen bunların hepsinin gerçekten PKK’ya katıldığını mı sanıyorsun? Senin o öldürdüğün 3 gencin ailesi de orada. Diğerlerinin öldürdükleri de’ dedi. Son mekanizmayı öğrendim. Öldürüldükten sonra çalışmadaki ajanlar yoluyla ‘çocuğunuz PKK’ye katılmış’ deniliyor. Yurtsever bir aileyse zaten peşine düşmüyor. Bu şekilde kapanıyordu. Bazı aileler de ikna ve kandırma yoluyla örgütlendiriliyordu.

Her şeyin bir sorumlusu var, herkes bir şeyle uğraşıyor. Ben tetikçiydim, gidip aile ile konuşma gibi bir durum yok. Aile ile konuşan çalışmalardaki ajandır. Onları kaçırtan ya da o gençler hakkında istihbarat toplayanlar farklı kişiler, onu sorgulayan farklı, işkence eden, tetiğe basan da farklıdır. Her şey birbirinden ayırt ediliyor.”

2015’TE PKK’YE SUİKAST İÇİN GÖNDERİLDİ

Dilan İnanç’a eğitim ve pratiklerinin ardından artık yeni bir görev için özel eğitimden geçiriliyor. İnanç, 2015’te gerilla saflarına gönderiliyor. Hedef, PKK üst düzey yöneticilerine suikast. İnanç, katılmayı başarıyor, Zîlan Berxwedan adını da alıyor.

GERİLLA FARK EDİP SORGULUYOR

Gerilla, bir süre sonra özel eğitimden geçirilen ve kendini kamufle etmeye çalışan İnanç’ı gözden kaçırmıyor. Gözaltına alınıp sorgulanan Dilan İnanç, bütün yaşadıklarını itiraf ediyor.