Atakan Mahir'i anlatmak

Hiçbir zorlanma Atakan yoldaşın hakikat yürüyüşünü engelleyemedi. Sorularının cevaplarını PKK'de buldu.

Seni anlatmak ve anlatabilmek zor gelse de, söz konusu sen olunca yenmek gerek zorlukları. Çünkü anlatmaya, anlatılmaya değersin yoldaş. Anlatmak seni dağlara, taşlara, ovalara ve tüm canlılara, evrene. Seni andıkça, anladıkça anlamlaşır tüm varlıklar, senin anlamının varlığıyla güzel yaşanır, güzel yaşandıkça da anlamı derinleşir. Bu nedenledir ki şehitler ölümsüzleşir, biz geride kalanlara pozitif enerjilerini bırakarak yaşamımıza anlam ve güzellikler katarlar sevgimizi aşka, tutkuya dönüştürürler. Böylece de aşkımızı bağlılığa, bağlılık ise tutkuya dönüştürür, tutku ise inancı geliştirip ve derinleştirir.

 SORULARININ CEVABINI PKK'DE BULUR

Atakan Mahir yoldaş, Alevi bir aileden olup Alevilik kültürüyle büyümüştür. Alevilik özünde sisteme teslim olmama ve sistemin yaratmak istediğine karşı muhalifliği barındırır. Bunlar Atakan yoldaşta somut bir hal almıştı. Aleviliğin diğer bir özelliği de onda hakimdi; anacıl ve kadına yakınlığıydı. Anacıl özelliği duygu yüceliğini, sisteme olan muhalifliği de tüm yaşamında arayışlarını derinleştirdi ve yüzünü sosyalizme çevirdi. Bundandır ki Atakan yoldaşın çelişkileri de çocukluğunda başlamıştır. Yaşadığı yoğun çelişkiler arayışa, arayışları sonucunda da başta sosyalizmle tanıştırır. Sosyalizmin içinde hakikat arayışları derinleştikçe kafasındaki çelişkiler de büyür. Sorularına cevap bulabilmek için yola koyulur. Hakikat yoluna girer ancak, hakikate ulaşabilmek için de yöntemini sorgular. Sorguladıkça da arayışları derinleşir.

Atakan yoldaş da bir filozofun yaptığını yaparak başlar arayışlarına. Böylece hakikat arayışı büyüdükçe de yaşama olan anlamı, sevgisi de büyüyor. Sol sosyalist grupların içinde sorularına cevap bulabilmek için arayışları devam ediyor.

 Arayışları devam eder ancak bir türlü bulamaz sorularının cevabını ve PKK hareketi ile tanışır. Önder Apo’yu ve felsefesini tanıdıkça, “aradığım hakikat bu" der. Kendi hakikatini Önder Apo’nun hakikati içerisinde bulma arayışına girer. PKK içinde de arayışını filozofça devam ettirir. Çalışma şeklini sorgulamadan, ayrım yapmadan, ancak yöntemini hep sorgulayarak katılır toplumsal çalışmalara. Kısa sürede halkın yüreğine adını kazır ve her yaştan insana kendini kabul ettirir. Gençliğin dinamik ruhuyla katılır çalışmalara. Daha da anlayabilmek, hakikat arayışını derinleştirebilmek için Önder Apo’yu filozofça okur. 1993 yılında, yönünü Seyit Rıza, Ali Şêr’in direniş yurduna, Besê, Zarifeler'in şahsında kültürünü yok etmeye çalışılan topraklara, Dersim'e verip, intikamlarını alma hayalini gerçekleştirdi.

Çünkü sorularına cevap bulabilmenin yerinin kutsal topraklar olacağını Önder Apo’yu okuyarak anlamıştı. Bu sebeple hiçbir zorlanma Atakan yoldaşın hakikat yürüyüşünü engelleyemedi. Gerilla saflarında da Önderliğin hakikatini anlamak için kendini eğitmeye devam etti.

KADIN DOSTLUĞUNU DA KAZANDI

Halkın yüreğine girdiği gibi yoldaşlarının yüreğine de girmeyi hemen başardı. Duruşu sade, sıcak ve her şeyden önce yoldaşçaydı; duruşuyla, yöntem, üslup ve yaklaşımlarıyla karşındakini de eğitirdi. Sorumluluk anlayışıyla karşısındakine de aynı sorumluluk anlayışını kazandırırdı. Kendisinde yarattığı samimiyeti etrafına da yansıtırdı. Yoldaşlarıyla yaptığı tartışmalarla bir öğretmen olduğu gibi öğrenciydi de çünkü Önder Apo’nun öğrencisiydi. Kendisinde yarattığı öz güveni etrafına da pozitif bir şekilde yansıtırdı. Anacıl özelliğinin etkisiyle kadın dostluğunu da kazanmıştı. Doğaya, anaya anlam yükleyerek yaklaşırdı. 'Ana doğa, doğa da ana' bilincindeydi. Ciddi olduğu kadar, esprili üslubuyla da bilinirdi.

Atakan yoldaşla 2005 yılında tanıştım. Ben 2007 yılında Dersim Sahası’nda iken o da sahaya geldi. Pek tanımasam da gördüğümde çok sevinmiştim. Çünkü o güzel yüreğindeki pozitif enerjisini yansıtmış, yoldaş sıcaklığıyla güven yaratmıştı bende. Atakan yoldaşın yanında insan kendini rahat ve güvende hissederdi. Güleç yüzüyle insanda sevginin büyük gücünü gösterirdi.

 2010 yılında Zilanlar'dan, Zarifeler'den devralınan kutsal mekânlardan, Güney’e gelecektim. Munzur Vadisi’nde Munzur’dan güç alarak yoldaşlar ile vedalaşacaktık. Atakan yoldaş da o yoldaş sıcaklığıyla bizi yolcu etmeye gelmişti. Vedalaşma sohbetimizde "Biz fiziki olarak ayrılıyoruz, yürekte hep beraberiz’’ demişti. Dakikalar ilerledikçe yüreğimiz ayrılma üzüntüsüyle kabarıyordu. Dakikalar saniyelere dönüştüğünde gözlerimizden yaşlar akıyordu.
Atakan yoldaşın son sarılışını yüreğimin derinliklerinde hissettim. Uzun yol boyunca gücüme güç, moralime moral ve her şeyden önce güvenime güven kattı.