Av. Acinikli: Savaş suçlarını belgelemek önemli

Türk devletinin Rojava'da işlediği savaş suçlarına ilişkin konuşan ÖHD Eşbaşkanı Av. Ayşe Acinikli, "Sivil katliamları ve kimyasal silah kullanılması durumunda, uluslararası hukuk kurumlarına başvuru yapabilmek için yaşananların belgelenmesi gerekiyor" de

Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik işgal saldırıları kapsamında işlediği savaş suçları artıyor. İşlenen savaş suçları uluslararası basının da gündeminden düşmezken, Avrupa, Kürdistan ve Türkiye'de yaşayan Kürtlerin de ana gündemi haline geldi. Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Eş Genel Başkanı Avukat Ayşe Acinikli, Türk devletinin söz konusu savaş suçlarını ve bunun uluslararası hukuk ayağını ANF'ye değerlendirdi.

Konunun, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) gibi uluslararası hak arama kurumlarına taşınması durumunda, savaştan kişisel olarak zarar görmüş kişilerin başvuru yapması gerektiğini belirten Av. Acinikli, konu ile ilgili Birleşmiş Milletler'e (BM) kurumsal olarak da başvuru yapılabileceğini kaydetti.

'SİVİL KATLİAMLARINI BELGELEMEK GEREKİR'

Bazı süreçlerin şimdiden işletilebilmesi için BM'ye şu anda bile başvuruların yapılabileceğini vurgulayan Av. Acinikli, "Türkiye Savunma Bakanı, dün 'Envanterimizde kimyasal silah yok' dedi. Bu ciddi anlamda çok saçma bir açıklama. Çünkü zaten envarterlerde böyle bir şeyin olması mümkün değil, bunların kullanılması yasak.

Aslında bu konu çok ciddi bir konudur. Kimyasal silahlar kullanılmış ise, bunların hepsinin kayıt altına alınarak, belgelenmeleri gerekiyor. Biliyorsunuz ki uluslararası alanda, AİHM ya da BM bile olsa artık politik kararlar veriyorlar. Burada ciddi anlamda bir hakkın savunumu ya da hukuka uygunluğun denetimi maalesef artık yok" diye konuştu.

'DÜNYA KAMUOYUNA KATLİAMLARI GÖRMELİ'

Av. Acinikli, son dönemlerde AİHM'den çıkan kararlarda politik kaygıların çok fazla öne çıktığını düşündüklerini ifade ederek, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: "Türk devleti mülteci kozunu bu noktada o kadar iyi kullandı ki, bu tür başvurularda netice alınıp alınmaması şaibeli duruyor. Ama tabi ki bizim amacımız, netice almaktan ziyade bunun uluslararası kamuoyuna taşınması olmalı. Ayrıca bu konuda zarar görenler ile ilgili yeterince delil ve kanıt toplanarak başvuru yapılmalıdır.

Yani eğer kimyasal silah kullanımından bahsediliyorsa bu konu ile ilgili yeterince delil toplanmadan başvuru yapıldığı taktirde, bu durumun tersine dönme riskini ve gerçek olanın yalanlanması sonucunu doğurabilir. Bu anlamda şu süreçte olanların belgelenmesi, kayıt altına alınması gerekiyor. Örneğin, sivil katliamların yaşanmasına ilişkin Hevrîn Xelef'in otopsi raporu çok önemlidir. Görüntü veya dokümanlarla bu tarz katliamların mümkün mertebe belgelenmesi gerekiyor. Çünkü aleyhe karar çıksa bile, en azından gerçeği dünya kamuoyu ile paylaşabilmek önemlidir."