KDP Başkanı Mesut Barzani, yaptığı yazılı açıklamada, "Kürt'ün Kürt'e karşı savaşını haram kıldıklarını" savunmakla birlikte, olası bir savaş konusunda tehlikeli sinyaller verdi.

Barzani, "Kürt’ün Kürt’e karşı savaşını haram kılan tavrımız, istikrarımıza, kent, ilçe ve köylerimizin güvenliğine, vatandaşlarımızın kendi yurtlarından zorla çıkarılmasına, kurban edilmelerine ve haksız yere şehit edilmelerine karşı sessiz kalacağız şeklinde yorumlanmamalıdır" dedi.

DAİŞ'e karşı peşmergelerin "kahramanca" savaştığını söyleyen ama aynı zamanda sınır bölgelerinin çoğunu boşalttıklarını kabul eden Barzani, bu durumda da PKK'yi suçlamayı tercih etti.

Barzani, PKK'nin sözkonusu süreçte ilgili "sınır bölgeleri ile bazı bölgeleri işgal ettiğini" ve "kendisini hükümetin alternatifi olarak dayattığını" öne sürdü.

Barzani, yolsuzlukla kangrenleşen bölgede onlarca yıldır hizmet yokluğunu da PKK ile açıklamaya çalıştı. Barzani'ye göre PKK, "insanların kendi köy ve yerleşim yerlerini inşa etmelerine engel oldu."

TÜRK İŞGALCİLİĞİNDEN TEK KELİME BAHSETMEDİ

KDP Başkanı, PKK'nin Kürdistan Bölgesi halkına karşı "tehlike unsuru" olduğunu iddia ederek, "işgal edildiğini" ileri sürdüğü bölgelerden PKK'nin çıkmasını istedi.

Barzani'nin açıklamasında Türk devletinin işgal ettiği noktalar, askeri güç takviyeleri, son yıllarda onlarca sivile dair tek bir ifade yer almaması dikkat çekti.

GARÊ'YE ASKERİ SEVKİYAT

Barzani'nin açıklaması, Türk devleti ile işbirliği halinde gerillanın denetimindeki bir çok alana Peşmerge takviyelerinin yapıldığı bir sırada gerçekleşti.

Barzani'nin PKK'yi hedef aldığı ve "işgalci" ilan ettiği sıralarda, Garê Dağı eteklerine, Deştê Nehlê eteklerine yoğun bir askeri sevkiyat yapılıyordu.

HPG Basın İrtibat Merkezi (HPG-BİM) de 26 Ekim günü yaptığı bir açıklamada Garê'deki askeri hareketlilik konusunda uyarıyordu: "25 Ekim 2020 tarihinde Garê bölgesinde bulunan ve aynı zamanda Akrê ilçe sınırlarına giren gerilla alanlarında ilerlemek ve mevzilenmek istemişlerdir. Bu alandaki güçlerimiz KDP güçlerinin gerilla alanlarında daha fazla ilerlememesi için gereken uyarılarda bulunmuştur. Aynı gün saat 22:30 sıralarında işgalci Türk devletine ait uçaklar da söz konusu bölgeyi bombalamıştır. Öncelikle bölgedeki ve Güney Kürdistan’daki yurtsever halkımız ve tüm kamuoyu bilmelidir ki, gerilla alanlarında geliştirilen bu tür girişimler ciddi tehlikeleri bağrında taşımaktadır. Bu yüzden söz konusu güçlere mevcut girişimlerini durdurmaları ve yurtsever Kürdistan halkımıza da duyarlı olmaları çağrısında bulunuyoruz.”

Yerel kaynaklar, Garê'ye yapılan sevkiyatın hem Şengal hem de Rojava'yı kuşatmaya yönelik olduğuna dikkat çekiyor.

KARAYILAN BARZANİ'YE DİYALOG ÇAĞRISINDA BULUNMUŞTU

PKK Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan, 28 Ekim yaptığı bir açıklamada, Barzani'ye seslenerek olası bir iç savaşın önünün alınmasını istemiş, sağduyu ve diyaloga çağırmıştı.

Karayılan şu çağrılarda bulunmuştu:

"Yaşanan bu şeylerin hepsinden gerçekten KDP yönetiminin haberi var mı, yok mu ben bilmiyorum. Özellikle de buradan Kek Mesud’a çağrıda bulunmak istiyorum: Bu uygulamaların hepsinden haberdar mıdır, değil midir? Bu konudaki görüşleri nedir bilemiyorum, çünkü şu ana kadar konuşmuş değildir. Biz Kek Mesud’un da görüşlerini öğrenmek istiyoruz. Yani bu şeylerin hepsi neden yapılıyor? Arkadaşların etrafı, yollarının üzerini neden büyük güçlerle tutmak istiyorlar? Bu ne anlama geliyor? Biz bu konuya el koymasını istiyoruz. Bizler, ne olursa olsun iç sorunlarımızı diyalogla çözmeye hazırız. Fakat sen askeri bir gücün etrafını, sağını solunu tutup da alanını daraltmaya çalışırsan istemeden de olsa çatışma çıkar. İşte şimdi endişemiz bu yönlüdür. Bunun için de açıkça çağrı yapıyorum; bunun önünün alınmasını istiyorum. Böyle olmaz. Bu şekilde her an kaza çıkabilir."

Bir savaş hazırlığı yapıldığı konusunda uyaran Karayılan, "Mesela nerede bir noktamız varsa hemen oraya bir güç yerleştirmek istiyorlar. İki gücümüz arasında bir yol varsa oraya karakol kurmak istiyorlar" demişti.

Karayılan ayrıca şunları ifade etmişti: "PKK ile KDP’nin arasındaki mesele, sadece iki parti arasındaki bir mesele değildir. Bu mesele bütün Kürtleri alakadar eden, ulusal bir meseledir. Bunun için herkesin bu sorunla uğraşması gerektiğini düşünüyoruz. Bu konuda biz hazırız; ne sorun varsa gözlemcilerin de refakatinde tartışabiliriz. Biz her şeye hazırız. Kısacası bu konuda biz, yaşanabilecek olumsuzlukların önünün alınmasını bekliyoruz. Çünkü bu konu tehlikelere açık bir konudur. Biz Kürdistan’ın istikrar ve huzur içerisinde olmasını istiyoruz. Bunun için bu gidişata bir çözüm bulunmasını istiyoruz."