Dayatılan imha politikalarına karşı halkın öz yönetim iradesini ortaya koyduğu ve direnişe geçtiği Cizre’de sıkıyönetim uygulaması ve saldırılar 1’inci ayında. Devletin binlerce askeri, polisi yığarak ablukaya aldığı tanklar ve zırhlı araçlarla öz yönetim alanlarına saldırdığı kentte, halk ablukaya ve saldırılara rağmen ayakta ve direnişini sürdürüyor. Devlet güçlerinin halkın bu direnişini kıramayınca kenti tank atışlarıyla yıkarak halkı zorla göç ettirme saldırıları ve 30 günde 47 sivili katlettiği saldırılara rağmen Cizreliler kentlerini terk etmiyor. Öz yönetim alanları olan Yafes, Sur ve Cudi mahallelerinde tanklardan yapılan top atışları nedeniyle evleri yıkılan birçok insanın yine kent içinde başka mahallelere yerleşerek direnmeye devam ediyor.
Her seferinde hendek ve barikatları bahane ederek saldırılarını sürdüren Türk devlet güçlerinin şu an hendek ve barikat olmayan ve evleri yıkılanların bir çoğunu yerleştiği Alibey mahallesi gibi mahallelere de saldırılara başlaması aslında amacın topyekün bir göç ettirme ve imha olduğunu kanıtlar nitelikte. Ama Cizreliler yine de kentlerini terk etmemekte ısrarlı. “Burası bizim gidecek olan biz değiliz” sözü de bunun göstergesi.
Türk devlet güçlerinin son dönem de tanklardan yapılan top atışları ile saldırmaya başladığı Alibey Mahallesi’nde evi tanklardan yapılan top atışlarıyla ve ağır silahlarla taranan Fadıl Özer, mahallede ne bir hendek ne de bir barikat olmadığını ama buna rağmen devlet güçlerinin mahalleyi ağır silahlarla taradığını söyledi. Bunun da saldırıların asıl nedeninin iktidarın iddia ettiği gibi hendek olmadığını belirten Özer, durumu “Amaç burayı tamamen insansızlaştırmak ve yıkmak” diye özetledi. Tüm saldırılara rağmen kentlerini terk etmeyeceklerini vurgulayan Özer, “Amaç belli hepimizi öldürmek istiyorlar. Ama bedeli ne olursa olsun burayı terk etmeyeceğiz. Evimizi yıksalar da evimizi, mahallemizi terk etmeyeceğiz. Burası bizim yurdumuz” diyerek direniş kararlılıklarını vurguladı.
Alibey Mahallesi’nde yaşayan ve evi asker ve polis tarafından taranan Sait Irmak da asker ve polisin evlere dönük saldırılarının amacının Cizre’yi insansızlaştırmak olduğu görüşünde. “Cizre’yi yıkmak istiyorlar” diyen Irmak, Cizre’yi asıl terk etmesi gerekenlerin ise saldırıları düzenleyenler olduğunu söyledi.
Mehmet Işıklı ise saldırıların asıl hedefinin halkı göçe zorlamak olduğunu vurguladı. Işıklı, “Yasak başladığı günden beri her gün, her akşam bizim mahalleye tanklarla top atıyorlar, ağır silahlarla tarıyorlar. Her gün, her gece bu durumu yaşıyoruz. Şimdi de görüyorsunuz, evimizi bombaladılar ve taradılar. Allah’tan kimse hayatını kaybetmedi. Burada sadece sivil halk bulunuyor. Buna rağmen saldırıyorlar. Bizler halkız, evimizi, yurdumuzu terk etmiyoruz. Cudi, Sur ve Yafes mahallelerinden bu mahalleye gelen insanlar var. Bu mahalleden kimse bir yere gitmediği için burayı da tarıyorlar” diye konuştu. Işıklı tarihi direnişle dolu Cizre halkının direniş kararlılığını ise şu ifadeleriyle özetledi : “Bizler bütün saldırılar rağmen evimizde olacağız. 30 gündür bir abluka var ve saldırılar oluyor. İnsanlarımız katlediliyor. Hasta olan insanlarımız hastaneye gidemiyor. Ama yine de terk etmeyeceğiz”.