Kızıltepe'de kitlesel açıklama: İmralı kapıları açılmalı, tecrit kırılmalıdır!

Ulusal birlik çalışmaları kapsamında engellemelere rağmen Kızıltepe’de yapılan kitlesel açıklamada konuşan DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, “İmralı’nın kapısı açılmalıdır. Bir an önce tecrit kırılmalıdır” dedi.

Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) tarafından Kürt ulusal birliğinin sağlanması kapsamında başlatılan "Dem Dema Yekîtîya Netewî û Azadîye ye" programını Mardin’de 16 Şubat’ta start verdi.  

Program kapsamında bugün ise Kızıltepe ilçesinde yapılmak istenen açıklama öncesi polis, tüm yollarda olağanüstü önlemler aldı. Valilik tarafından getirilen 15 günlük eylem etkinlik yasağı gerekçesiyle ilçe girişinde bekletilen araçlarda kimlik kontrolü yapılıyor. HDP'lilere ait kimi araçların ilçeye girişine izin verilmiyor. 

Polis açıklamanın yapılacağı Özgürlük Meydanı'nı da bariyerler ve zırhlı araçlarla ablukaya aldı.  Açıklamanın engellenmesi üzerine aralarında DBP Eş Genel Başkanları Saliha Aydeniz ile Keskin Bayındır, HDP Sözcüsü Ebru Günay ve milletvekillerinin de bulunduğu partililer, ilçe binası önünde açıklama yaptı. 

‘ABLUKA TÜRKİYE’Yİ TECRİTTE TUTMANIN AMACIDIR’ 

Polis engeline rağmen açıklama yapan DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, ilçenin ablukaya alınması ve partililerin ilçeye girişinin engellenmesine tepki gösterdi. Aydeniz, “Bu kadar baskıya, bu kadar yönelime rağmen bugün buradayız. Onlarca arkadaşımız yollarda engellendi. Bizi engelleyeceğine, anti demokratik müdahaleleri engelleseniz daha iyi olur. Biz bu açıklamayı her yerde yaptık, burada da yapacağız. Bugün Türkiye’nin geldiği nokta, burada gördüğünüz işgaldir. Bu işgale karşı Kürt halkı hiçbir zaman sessiz kalmayacak. Biz Türkiye’nin demokratikleşmesi için mücadele ediyoruz, etmeye de devam edeceğiz. Bu ablukanın sebebi, aslında Türkiye’yi tecritte tutmanın amacıdır. Bize barikat kuracaklarına, gidip faşizmin, katliamcıların önüne barikat kursunlar” dedi. 

‘TÜRKİYE’YE SESİMİZİ YÜKSELTEREK DUYURACAĞIZ’ 

Ulusal birlik çalışmaları kapsamında bir haftadır Mardin ve ilçelerinde çalışmalar yürüttüklerini aktaran Aydeniz, “Ulusal birliğimiz için, demokrasi için, bugün Türkiye’nin içinde bulunduğu tecrit politikaları, kayyım politikalarının yönetim şekline dönüşmesine karşı mücadelemizi yükseltmek için son bir haftadır Mardin’deyiz. Sabahtandır il, ilçelerden gelmek isteyen halkımız, abluka ve barikatlarla geri gönderildiler. Ama biz bulunduğumuz her alanda, olduğumuz her sokakta, her yerde mücadele edip, Türkiye’nin demokratikleşmesi için demokratik siyaseti yükselteceğimizi Kızıltepe’den, tüm Kürdistan’a, tüm Türkiye’ye sesimizi yükselterek duyuruyoruz” dedi. 

‘İMRALI KAPILARI AÇILMALIDIR’ 

Türkiye’nin tecrit koşullarında yönetildiğinin altını çizen Aydeniz, şunları söyledi: “Türkiye’nin içinde bulunduğu koşul, burada görünen barikat ve işgal görüntüsüdür. İmralı’daki tecridin bütün Türkiye’ye nasıl yayıldığını, Kızıltepe’den bu görüntüyle görebiliyoruz. Bundan dolayı İmralı’nın kapılarının açılması gerekiyor. Çünkü tecrit devam ettikçe, savaş politikası derinleştiriliyor, Türkiye’nin ekonomik krizi derinleşiyor, cezaevlerinde hak ihlalleri artıyor, bütün cezaevleri İmralı’ya dönüştürülüyor. Bu nedenle eğer Türkiye’nin demokratikleşmesi isteniyorsa, krizlerden çıkılması isteniyorsa, İmralı’nın kapısı açılmalıdır. Öncelikle Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit kaldırılmalıdır. Çünkü ne kadar Sayın Abdullah Öcalan’ın demokrasi ve özgürlük sözleri yayıldıysa, Türkiye rahat nefes aldı, barış konuşuldu. Bir an önce tecrit kırılmalıdır.” 

Tecride ve hak ihlallerine karşı başlatılan açlık grevi eylemlerine değinen Aydeniz, “Tecrit politikalarına karşı başlatılan açlık grevlerini, sadece cezaevlerindeki siyasi rehinelere bırakmayacağımızı, halk olarak, siyasetçiler olarak mücadele edeceğimizi, alanlarda olacağımızı, her alanda demokratik siyaseti yürüteceğimizi belirtmek istiyorum” şeklinde konuştu. 

‘TÜRKİYE’NİN ONLARCA İKTİDARI ÇÖP SEPETİNE GİTTİ’

AKP iktidarının nerede bir Kürt kazanımı, direniş varsa oraya saldırarak kendisini ayakta tutmaya çalıştığını belirten Aydeniz, “Kürde saldırarak kadınlara saldırarak, Türkiye toplumu tecritte tutarak kendinizi ayakta tutmayacaksınız. Her başarısızlığınızın ardından demokratik siyasete saldırarak kendinizi idame ettiremeyecektiniz. Çünkü bittiğinizin görüntüsü ortadadır. Bugün meşruiyetiniz iç politikada da dış politikada da kalmamıştır. Her başarısızlığınızda Kürtlere saldırmaktan vazgeçin. Bu antidemokratik yönelimlerle Kürt halkını, kadınları, Türkiye toplumunu, ötekileştirmiş olduklarınızı susturabileceğinizi düşünüyorsanız, dönün Kürtlerin tarihine bakın, dönün Diyarbakır Cezaevi’ne bakın, dönün 90’lı yıllara bakın, dönün 2000’li yıllara bakın. Biz demokratik siyasette biz özgürlük mücadelesinde nasıl geçmişte mücadele ettik ise, nasıl Türkiye’nin onlarca iktidarı çöp sepetine gitti ise bu iktidarın gideceği yer de tarihin çöp sepetidir” ifadelerini kullandı. 

Garê’de yaşananların sorumlusunun iktidar olduğunu belirten Aydeniz, Garê’de iktidarın başarısızlık yaşadığını dile getirerek, şunları söyledi: “Önce Garê’nin hesabını vereceksiniz. Roboski’nin, Cizre’nin, Sur’un hesabını vereceksiniz. Ondan sonra çıkıp konuşacaksınız. Demokratik siyasetin önünde engel olmaktan vazgeçin” dedi. 

‘ZAMAN BİRLİK OLMA ZAMANI’

Kürtler arasında yaşanan kavgalarda baş aktörün Türkiye olduğunu belirten Aydeniz, “Kürtler asla malzeme vermeyecektir. Zaman birlik olma zamanıdır. Zaman kazanımları koruma zamanıdır. Zaman demokrasiyi siyaseti yükseltme zamanıdır. Buradan Türkiye toplumuna Türkiye muhalefetine de seslenmek istiyorum. Kürtler her şekilde demokratik siyasette ısrar edecekler, Kürtler her şekilde mücadele etmeye diz çökmemeye devam edecekler. Ama Türkiye muhalefeti bu faşizme karşı sessiz kalmaması gerekiyor. Bu süreç bir kavşaktır. Ya demokrasi kazanacak ya da faşizm kurumsallaşacaktır. Ama bizler faşizmin kurumsallaşmaması için her alanda mücadele etmeye devam edeceğiz. Biz kazanacağız faşizm kaybedecek.” 

Açıklama sloganlarla son buldu.