Dünyanın Kobanê'ye borcu var- Cahit Mervan

15 Eylül 2014 günü DAİŞ adlı soysuzlar çetesi büyük bir askeri güçle Kobanê Kantonu'nu işgal ve istila hareketi başlattığı zaman, sonucun kendisi için stratejik bir yenilgi ve imhaya dönüşeceğini herhalde düşünmemişti.

15 Eylül 2014 günü DAİŞ adlı soysuzlar çetesi büyük bir askeri güçle Kobanê Kantonu'nu işgal ve istila hareketi başlattığı zaman, sonucun kendisi için stratejik bir yenilgi ve imhaya dönüşeceğini herhalde düşünmemişti. Katiller ordusu DAİŞ kendinden çok emin bir şekilde, her türlü vahşet ve insanlık suçu işleyerek ilerleme sağladı. YPG-YPJ güçlerinin her santimetresini kahramanca savunduğu toprakları işgale etti. 7 Ekim günü Kobanê kent merkezinin neredeyse yüzde 75'ni işgal etmeyi başardı.

Ortada eşitsiz bir savaş vardı. Bir tarafta Suudi Arabistan ve Türkiye gibi devletlerin, Irak'taki Baas artıklarının desteklediği, hatta içinde yer alarak yönlendirdiği, Irak ve Suriye ordusundan elde ettikleri ağır silahlara sahip ve dünyadan toplanmış katiller ordusu, diğer tarafta ise küçük çaplı savunma silahları olan bir kaç yüz YPG-YPJ savaşçısı vardı.

Dahası DAİŞ güçleri her türlü lojistik destek için çok büyük ve geniş bir alanı kullanırken, Kobanê'yi savunan YPG-YPJ güçlerinin dört bir yanı 'düşman güçlerle' çevriliydi.

Türk devleti Kürtlerin ısrarlı talep ve çağrılarına rağmen DAİŞ katiller ordusuna karşı direnen güçlere gidecek yardımları sürekli engelledi. Kürtlere verilen sözleri tutmadı. Kobanê'nin kendisini savunması için ihtiyaç duyduğu insanı ve askeri koridoru bir türlü açmadı.

Ancak DAİŞ ve onun arkasındaki güçlerin hesapları direniş duvarına çarparak paramparça oldu. Üç tarafı soysuzlar çetesi, diğer tarafı ise Türkiye tarafından çevrilen Kobanê'deki YPG-YPJ güçleri akıllara durgunluk veren bir direniş gösterdiler. Direnişle tarihin akışını değiştirdiler. Destanlar yazdılar. Bu direnişe güçlü bir ses veren Kürdistan halkının 6-8 Ekim büyük serhildanı dünya insanlığının vicdanını sarstı. Kobanê direnişi ve onun tetiklediği büyük Kürt serhildanı, ABD başta olmak üzere küresel güçlerin tavrında radikal değişikliğe yol açtı.

O güne kadar sadece petrol kuyuları gibi kendileri açısından stratejik öneme sahip yerleri korumayı görev belleyen ABD ve müttefikleri Kobanê direnişi karsında bir anlamda insafa geldiler. Hem havadan Kobanê direnişçilerine silah ve mühimmat yardımı yaptılar, hem de Kobenê'yi işgal ve istila eden katiller ordusuna karşı hava saldırılarını yoğunlaştırdılar. Ayrıca Kürdistan ve küresel güçlerinin baskısı sonucu Türkiye 150 kişilik bir peşmerge gücünün silahlarıyla birlikte Kobanê'ye geçişine izin verdi. Böylelikle DAİŞ ve ortaklarının Kobanê kuşatması kırılmış oldu. İlk darbeyi almış oldu.

Bütün bu gelişmeler savaşın gidişatını değiştirdi. DAİŞ ilk önce Kobanê kent merkezinden çıkarıldı. Daha sonra 15 Eylül 2014 öncesi sınırlarını da aşan bir yere kadar kovalandı. Katiller ordusu DAİŞ, YPG-YPJ güçleri karşında ağır bir yenilgi alarak Kobanê'den kaçmak zorunda kaldı. Kobanê, DAİŞ çeteleri için asla ve hiç bir zaman onları terk etmeyecek bir kabusa dönüştü.

DAİŞ ağır bir yenilgi aldı, almasına ancak arkasında büyük bir yıkımda bıraktı. Kürdistan'ın bu kendi halinde yaklaşık 500 köy, bir kaç küçük kasaba ve bir şehirden oluşan kantonu yerle bir oldu. Yüz binlerce insan yaşadıkları toprakları terk etti. Yaşanan savaştan dolayı Kobanê şehrinin büyük bir bölümü yıkıldı. Köyler viraneye döndü.

Savaş şuan DAİŞ çetelerinin ilk istila saldırısına başladığı sınırların dışında sürüyor. Kobanê kent merkezi ve tüm yerleşim yerleri özgürleştirildi. İstila ve işgal girişimi tümden olmasa da büyük oranda kırıldı.

Şimdi bir taraftan DAŞ ve benzeri güçlerin istila ve işgal girişimlerini tümden ortadan kaldırmak ve güvenliği sağlamak için YPG-YPJ güçlerinin direnişi devam ediyor, diğer taraftan ise Kobanê'de tekrardan hayat filizleniyor. Yaşam yeniden kuruluyor. İstila sonucu yerlerini-yurtlarını terk eden insanlar geri dönüyor.

Kobanê büyük bir direniş göstererek sadece Kürt ve Kürdistan açısından değil, dünya açısında da baha biçilmez tarihi bir rol oynadı. Dünyanın başına bele olmuş soysuzlar çetesine stratejik ve ölümcül bir darbe indirdi. Dünya insanlığının bir anlamda onurunu ve geleceğini bu küçük kent ve bu kente kıt kanaat olanaklarla direnen özgürlük savaşçıları kurtardı.

Bu nedenle herkes, dünyanın neresinde yaşıyorsa yaşasın, hangi etnik kimliğe, dini inanca, ideolojiye sahip olursa olsun, hangi sınıf ve tabaka içinde yer alıyorsa alsın Kobanê'ye 'borcu' var. Bu borcu ödemenin şimdi tam zamanı.

Başta Kürtler ve diğer bölge halkları ortaçağ karanlığından fırlamış faşist DAİŞ çetesine karşı direnerek, yaşam hakkını, özgür ve eşit bir geleceği savunan Kobanê'nin yeniden inşası için ellerini taşın altına koymaları gerekiyor. Küresel güçler, sivil toplum örgütleri, devletler, Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, dünyanın herhangi bir yerinde barış, huzur içinde yaşamak isteyen herkes, şimdi bu yeniden inşa sürecine 'amasız' ve 'fakatsız' bir şekilde katılmalıdır.

24 Nisan günü Cizîrê Kantonu'nun Başkenti Qamışlo'da, 2-3 Mayıs günlerinde ise Amed'te Kobanê'nin Yeniden İnşa Konferansları yapılacak. Bu konferanslar ilk olmaları bakımında oldukça büyük öneme sahipler. Somut ve kalıcı kararlar almaları gerekiyor. Kobanê'nin yeniden inşası için somut bir takvim ve eylem planını ortaya koymaları hayati derecede önemlidir. Bu yapıldığı zaman her iki konferans tarihi görevlerini yerine getirmiş olacaklar.

Her şeyden önce konferansların öncelikli hedefi 40 milyonluk nüfusu, doğal kaynakları, insan gücü ve birikimi olan Kürdistan'ı Kobanê'nin inşası için harekete geçirmek, değim yerindeyse ayağa kaldırmak olmalıdır.

Bununla birlikte uluslararası güçleri de içine katacak, onlarında somut şekilde yeniden inşa sürecine dahil edecek sistemli bir çalışmaya ihtiyaç vardır. Qamışlo ve Amed konferansları bu çalışmayı hızlandıran bir hamle içinde olmalıdır.

Kobanê'nin yeniden inşası sadece fiziki bir inşaatı ön görmemelidir. Bu inşa yıkılan şehir ve köylerin yeniden yapımını öngördüğü kadar, istila ve işgal ile birlikte büyük acılar yaşayan insanların yarasını sarmalı, o muazzam direnişe yakışır bir inşa olmalıdır.

Öyle ki, Kobanê Kürdistan ve 21. yüz yıl insanlığının vicdan ve onur abidesi olarak yeniden inşa edilmelidir.