Her şeye rağmen direniş-2

Yıllardır Türk devletinin saldırıları altında olan Maxmur halkı, 10 aydır da KDP'nin uyguladığı ambargo ve kuşatma ile karşı karşıya.

Maxmur'da zorlu koşullarda yaşamını sürdüren halk 10 aydır ambargo ve kuşatma altında. Dosyanın bu bölümünde 310 gündür kuşatma altında olan Maxmur'da neler olduğunu, ambargonun nasıl başladığını, Maxmur halkının tepkilerini, Irak ve BM'nin tutumunu ele alacağız.

KDP asayişi 17 Temmuz 2019'da Maxmur’dan Hewlêr’e gidiş gelişleri kapattı. Gerekçesi halen de resmi olarak açıklanmadı. Maxmur halkı 310 gündür bir yandan ağır şartlar altında yaşamını sürdürürken, diğer yandan ise koronavirüs salgınına karşı mücadele ediyor.

AMBARGO SAVAŞ KONSEPTİNİN BİR PARÇASI

Maxmur Kampı, Türk devletinin işgal planının bir parçası olarak yıllardır saldırı altında. Türk devleti Kürt Özgürlük Hareketi'ne ve kazanımlarına yönelik saldırılar başlattığı zaman, bir takım Kürtlerin desteği ile Maxmur Kampı'na da baskı, saldırılarını arttırıyor. Maxmur'a yönelik KDP eliyle başlatılan ambargo ve kuşatma da Türk devletinin işgal planın bir parçası.

Maxmur halkının yılladır kontrol ve gözetim altında. Hatta Maxmurlular boş gerekçelerle esir alındı ve hala KDP zindanlarında olanlar da var. KDP de yıllardır Maxmur halkına karşı baskı uyguluyor. Maxmur halkı bugüne kadar hiçbir zaman Kürdistan Bölgesel Hükümet'e veya Irak'a karşı hiçbir zaman olumsuz bir girişimde bulunmadı, hatta bölgeyi DAİŞ çetelerinden kurtardı. Maxmur halkı geçmişte olduğu gibi bugün de 'ne olursa olsun düşmana teslim olmayacağız' diyor.

HALKIN EYLEMLERİ

Maxmurlu Barış Anneleri ve Beyaz Başörtülü anneler ambargo ve kuşatmanın sona ermesi için 1 Eylül 2019 yılında kontrol noktasında oturma eylemine başladı. Annelerin eylemi 27 gün sürdü. 26 Eylül 2019'da halk ambargo ve kuşatmayı protesto etmek için kontrol noktasına kadar bir yürüyüş düzenledi.

28 Eylül 2019 günü yine Maxmur halkı KDP kontrol noktasına doğru yürüyüş gerçekleştirmek istedi ama Irak güçleri tarafından engellendi. Bu eylemlerin dışında kuşatmaya karşı halk her yerde tutumunu ortaya koyuyor.

Maxmur halkı özellikle de Dış İlişkiler Komitesi, insan hakları kurumları ve BM'ye bağlı kuruluşlarla birçok görüşme gerçekleştirdi. Yine konunun muhatapları olan KDP yetkilileri ile ambargo ve kuşatmanın neden olduğuna ilişkin görüşmeler yaptılar.

KÜRDİSTAN HALKI VE ÖRGÜTLERİN TUTUMU

Maxmur'a yönelik ambargodan dolayı halk birçok sıkıntı ile karşı karşıya kaldı. Halka kurumlardan yapılmak istenen yardımlar çoğu zaman KDP tarafından engellendi. İnsan hakları yardım kurumu olan MAM'ın yardımları da KDP asayişi tarafından engellendi. Başta Kürdistan halkı, aydınlar, sanatçılar, yazarlar, HDP, DTK, PYD gibi parti ve kurumlar ile birçok siyasetçi ambargonun kaldırılması için çağrılarda bulundu. Fakat KDP tüm bu çağrılara rağmen ambargo ve kuşatmayı sürdürüyor.

Bu ağır süreçte BM ve Irak hükümeti ise insani görevlerini yerine getirmedi. Siyasi mülteci statüsüne sahip olan Maxmur kampına yönelik saldırılarsa karşı BM sessiz kalmayı tercih etti. Irak hükümeti de topraklarına yönelik bu saldırılara karşı hiçbir tepki göstermedi. BM ve Irak hükümetinin sessizliği hala devam ediyor.

Dış ilişkiler sorumlusu Bêwar Ünver ambargo sürecinde sürdürdükleri çalışmaları ve insan hakları dernekleri ile yaptıkları görüşmeleri anlattı.

TÜM GÖRÜŞMELERİN YOLLARI KAPATILDI

310 gündür Maxmur kampına yönelik ağır bir ambargo olduğunu hatırlatan Ünver, "Ambargonun sebebini öğrenmek ve kuşatmanın sona ermesi için birtakım görüşmeler yürüttük. Önce Maxmur'a giden yolları kapatan sorumlularla tartışmak ve ambargonun sebebini anlamak istedik. KDP daha önce de birçok defa yolları kapattı ama kısa süreli oluyordu. Fakat son ambargonun başlamasının ardından KDP'li yetkililer telefonlarımıza çıkmadılar ve bizlerle ilişkilerini kestiler.

Bütün engellemelere rağmen birkaç kurum ile görüştük. Milletvekilleri aracılığıyla bu ambargonun sebebini öğrenmek istedik. Daha sonra KDP'ye de bir mektup yolladık. Mektup yetkililerin eline geçmesine rağmen bize hiçbir şekilde cevap vermediler. Irak İnsan Hakları Derneği ile milletvekillerine de mektup gönderildi. Fakat KDP ambargonun mecliste tartışılmasını engelledi.

İnsan Hakları Kurumu yayınladıkları raporda KDP'nin Maxmur halkına karşı uygulamalarına dikkat çekti. Raporda, "Bir olaydan dolayı 12 bin kişi cezalandırılamaz, bu yanlıştır" denildi. Konuya ilişkin Vali ile de 2 defa görüştük. Onlar da kampın misyonuna değinerek yolların kapanmasına dikkat çekti. Leqê yetkilileri ile yaptığımız görüşmede muhatabınız biz değiliz dediler" diye konuştu.

AMBARGO TÜRKİYE İLE İŞBİRLİĞİ ANLAMINA GELİYOR

Ambargonun sebebinin resmi olarak açıklanmadığını belirten Ünver, devamla şunları kaydetti: "10 aydır uygulanan ambargo Türk devleti ile yapılan işbirliğini ortaya koyuyor. Bu ambargo işgalci Türk devletine hizmet ediyor.

Kürdistan bölgesel hükümete çağrıda bulunuyoruz, açık bir şekilde Maxmur kampında yaşayan halka karşı suç işledik ve bu ambargo bize yakışmıyor deyin. Çünkü bu durum uluslararası alanda da Kürdistan bölgesel hükümetini küçük düşürüyor. Bu ambargonun en kısa zamanda kalkması lazım. Ancak bu şekilde düştükleri eksiklikten kurtulabilirler."