HPG Botan’da şehit düşen bir gerillayı andı

HPG Basın İrtibat Merkezi (HPG-BİM), Eylül 2017’de Botan’da şehit düşen gerilla komutanlarından Mordem Botan Dilbirîn’i andı.

HPG-BİM yaptığı yazılı açıklamada, “Botan halkının değerli evladı, mücadelemizin Apocu militanı ve yiğit komutanı Mordem Botan Dilbirîn yoldaşımız 5 Eylül 2017’de Botan’da şehadete ulaşmıştır. Botan halkımızın seçkin evladı ve fedai komutanı Mordem yoldaşımızı şehadet yıl dönümünde saygıyla anıyoruz” dedi.

Şehadete ulaşan gerillanın kimlik bilgileri şöyle açıklandı:

Kod Adı: Mordem Botan Dilbirîn

Adı Soyadı: Aziz Kutlu

Doğum Yeri: Şirnex

Anne – Baba Adı: Nesime – Abdurrahman

Şehadet Tarihi ve Yeri: 5 Eylül 2017 / Botan

Mordem – Aziz Kutlu

Açıklamada gerillaya ilişkin şu ifadeler yer aldı:

“Botan yöresi coğrafi olarak Kürdistan’ın orta hattında yer alıp Bakurê Kurdistan’dan Rojava, Başûr ve Rojhilat’a kadar uzayan geniş bir alanı kaplamaktadır. Kürdistan’ın omurgası olarak da tanımlanan Botan dağları bin yıllardan beri Kürt halkının öz yurdu olmuştur. Kürt halkı Botan dağlarında toplumsallaşmış, kültür ve geleneğini oluşturmuş, bu dağlarda özgürce yaşamış ve hiç kimse onu zapturapt altına alamamıştır. Bu gerçeklik Botan yöresindeki halkımızı kültürüne oldukça bağlı, özünü koruyan, dilinden ve kimliğinden asla taviz vermeyen, yiğit, savaşçı ve gözü pek insanlar haline getirmiştir. Botan halkı Apocu hareketi ölümsüz efsanevi komutanımız Egîd (Mahsum Korkmaz) şahsında tanımış, 15 Ağustos’un ilk kurşunuyla ayağa kalkmış, ilk serhildanları gerçekleştirmiş ve yurtseverlik yürüyüşünü bugüne kadar da devam ettirmiştir. Sömürgeci soykırımcı düşman Botan halkına bu yüzden büyük bir öfke duymuş, en insanlık dışı uygulamaları reva görmüş, ancak asla geri adım attıramamıştır.

Mordem yoldaşımız Botan’ın Besta bölgesindeki Pîro Dağı’nın yamacına kurulmuş kadim Navyana Şêxan köyünde dünyaya gelmiştir. Besta bölgesinin ortasında yer alan Navyana Şêxa köyü sırtını Garisa bölgesine vermiştir. Sağında Çırav dağları, solunda ise Kêla Memê ve Katolar, yüzü ise Çelê Nimêja ve Cûdî’ye dönüktür. Navyana Şêxan köyü coğrafi olarak Botan’ın orta yerinde olan bir köy olmasının yanı sıra, toplumsal değerlerine bağlılığı, taşıdığı toplumsal öz ve kimliği ile merkezi bir yer konumundadır. Kadim toplumsal kimliğini yaşamanın bir biçimi olan dine bağlılıkla ahlaki ve toplumsal değerleri güçlü yaşayarak ayakta kalmışlardır. Tarih boyunca farklı kesimler ve devletler tarafından Şêx’lik kurumu çarpıtılıp farklı amaçlarla topluma karşı kullanılmaya çalışılmışsa da Kürt halkı bu makamı kendi dinini daha doğru ve güçlü yaşama temelinde ele alarak büyük saygı duymuştur. Bu yüzden şêxlere ve şêxlik makamına büyük saygı duyulmuş, toplum içinde muteber bir yeri olmuştur.

Mordem yoldaşımız da şêx olan bir ailede dünyaya gelmiştir. Şêx olan ailesi ahlaki, dini, toplumsal değerlere bağlı olmaya ve doğru temsil etmeye çalışmıştır. Bu anlamda halkın içinde haklı ve haksızı ayırt etmiş, toplumsal vicdanın temsili olmaya çalışmış, zalimin ve zulmün karşısında olmuştur. Apocular öncülüğündeki Kürdistan Özgürlük Mücadelesi başladığında, bu değerli ailemiz de Apocular’daki saf ve temiz toplumsal özü görmüş, erkenden gönül vermiş ve daha sonra kopmaz bir yurtseverlik bağına dönüşmüştür. Kürdistan Özgürlük Hareketi’nin tüm dinlerdeki ve toplumlardaki kutsallıklara saygısı, bu kutsallıkların özgür ve demokratik bir toplumda sosyalistçe yaşanması için mücadele ettiği görüldükçe tüm toplumsal kesimlerin takdirini kazanmıştır.

Mordem yoldaşımızın böylesine köklü, toplumsallığa bağlı ve sağlam karakterli bir aileden gelmesi kişiliğinin şekillenmesinde büyük etkide bulunmuştur. Sömürgeci soykırımcı Türk devleti 90’lı yıllarda köylerine büyük bir zulüm uygulayıp karakol kurmuş, özgürlük mücadelesine karşıtlaştırmak için zorla koruculuğu dayatmıştır. Ancak Mordem arkadaşımızın ailesi tüm bedelleri göze alarak toplumsal kimliklerine ve yurtseverliklerine yaraşır şekilde bir duruş sergilemiş ve teslim olmamıştır. Bu yüzden ailesi Şirnex’e göç etmiş ve Mordem yoldaşımız da burada büyümüştür. Kürdistan Özgürlük Mücadelesi’nin en sıcak yaşandığı bir şehirde ve ortamda büyümesinden kaynaklı kendisini ve kimliğini erkenden tanımıştır. On yıl boyunca Türk devlet okullarında okumuş, ancak halkımıza soykırım ve asimilasyonu dayatmaktan başka bir işlevleri olmadığını görünce okulu bırakmıştır. Özgürlük mücadelesine çeşitli çalışmalar yürüterek katılan Mordem yoldaşımız önce Özgür Yurttaş Hareketi’nde faaliyet yürütmüştür. Enerji ve coşku dolu kişiliğiyle daha sonra devrimci gençlik çalışmalarına katılmıştır. Aynı zamanda Kürdistan Özgürlük Gerillası için milislik faaliyetlerini yürütmüştür. Ne yaparsa yapsın, ne kadar çalışırsa çalışsın her daim halkı ve ülkesi için daha fazlasını yapmak için çabalamıştır.

Mordem yoldaşımızın bu çabasını ve devrimci duruşunu fark eden düşman, kendisini 2008 yılında tutuklayarak zindana koymuştur. Zindanı büyük bir devrim okulu olarak ele alan Mordem yoldaşımız bilgisini arttırmış, bilincini derinleştirmiş, Apocu paradigmayı derinliğine özümsemiş ve kişiliğini bu temelde yeniden şekillendirmiştir. Engin bilgisiyle ayaklı bir kütüphane gibi olmuştur. Mordem yoldaşımız sadece bilgilenmemiş, edindiği her bilgiyi istikrarlı bir şekilde kişiliğinde de yaşamsallaştırmıştır. Zindanda devrimci duruşundan asla taviz vermemiş, açlık grevlerinden çeşitli eylemlere kadar her daim düşman karşısında tavır sahibi olmuş ve beş buçuk yıl zindanda kaldıktan sonra bırakılmıştır. Zindandan çıktıktan sonra kendisine farklı görevler verilse de o hiçbirini kabul etmemiş ve yıllarca hasret duyduğu, hayalini kurduğu gerilla saflarına katılma kararında ısrar etmiştir. Bu kararını pratikleştirerek 2014 yılında Besta alanında gerilla olmuştur. Güçlü Apocu bilinci, olgun kişiliği, dağlı karakteri ve coşkulu yüreğiyle gerilla yaşamına hemen uyum sağlamıştır. Tez zamanda görev almış ve sorumluluk üstlenmiştir. Öncü bir kişilik yapısına sahip olan Mordem yoldaşımız girdiği her ortamda hemen sorumluluk almış, görevlerini başarıyla yerine getirmiştir. Besta ve Cudî alanlarında pratik yürüten Mordem yoldaşımız doğduğu topraklarda gerilla olmanın büyük sevincini her daim yaşamıştır.

Sömürgeci soykırımcı Türk devleti Kürt halkına karşı Çöktürme Planı çerçevesinde pervasızca saldırılarını başlattığında halkımız da kendi öz yönetimlerini ilan ederek cevap vermiştir. Kürt halkı bu tutumuyla varlığını, kimlik sahibi olduğunu ortaya koymuş, bu kimliğinden ve kendini yönetmekten asla taviz vermeyeceğini ortaya koymuştur. Ancak Özgür Kürt’ün varlığına, kimliğine ve özgürlüğüne asla tahammülü olmayan soykırımcı Türk devleti halkımızın bu haklı ve meşru tutumuna çok vahşi bir biçimde yönelerek pervasızca bir şekilde devlet terörü uygulamıştır. Başta Botan şehirleri olmak üzere Kurdistan’ın birçok yerinde insanlarımızı göz göre göre katletmiş, cenazelerini günlerce sokakta bekletmiş, Siyabend (Hacı Lokman Birlik) gibi gençlerimizin cenazesini arabalara bağlayıp sürükleyerek Kürt halkına teslimiyet ve ölüm dışında bir seçeneğin olmadığını göstermeye çalışmıştır. Onurlu Kürt halkı düşmanın bu saldırılarına karşı öz yönetim direniş sürecini geliştirmiştir. Bu süreç çokça çarpıtılmaya çalışılsa da halkımız en doğal hakkı olan varlığını korumayı ve özgür yaşamayı direnişle ortaya koymaktan başka bir şey yapmamıştır. Mordem yoldaşımız da Botan halkının onurlu, asil bir evladı olarak halkımızın katledilmesine ve Türk devletinin faşizan baskılarıyla ezilmesine tahammül etmeyerek Şirnex’e geçmiştir.

Şirnex gençlerinin ve halkının geliştirdiği direniş sürecine katılan Mordem yoldaşımız hem aileden gelen toplumsal kimliğinin hem de devrimci duruşunun misyonuyla hareket etmiştir. Botanlı gençlere öncülük etmiş ve YPS’nin gelişim sürecine katılmıştır. Türk devleti Şirnex Öz Yönetim Direnişi’ni kırmak için Şirnex şehrini tamamen kuşatmaya almış, aylarca en ağır bombardımanları gerçekleştirmiş, tanklarla bombalayarak tüm mahalleleri yıkmış ve azgın bir devlet terörü uygulamıştır. YPS direnişçileri de tarihin tanık olduğu en orantısız koşullarda ve en kıt imkanlarla aylarca süren emsalsiz bir direniş sergilemiş, Türk devletinin ve ordusunun en seçme güçlerini tasfiye etmiştir. Öz Yönetim Direnişi sürecinde aldığı darbelerle sendromlar yaşayan Türk devletinin asker ve polis güçleri halen bu sendromu atlatamamıştır. Öz Yönetim Direniş süreci; Türk devleti ne kadar pervasızca saldırırsa saldırsın halkımızın asla alternatifsiz olmadığını, zulme boyun eğmeyeceğini ve her türlü bedeli göze alarak direneceğini göstermiştir. Şirnex Öz Yönetim Direnişi’nin mimarlarından ve en büyük emekçilerinden olan Mordem yoldaşımız, bu tarihi sürece öncülük etmiş, yediden yetmişe tüm Şirnex halkının sevgisini, saygısını ve büyük güvenini kazanmıştır.

Mordem yoldaşımız mücadelesini daha sonra Besta bölgesinde devam ettirmiş, dağda, şehirde ve ovada Türk ordusuna büyük darbeler vurmuştur. Her an’da ve mekanda düşmana vurmanın ve halkının intikamını almanın arayışında olmuştur. Engin tecrübesiyle ve başarılı pratiğiyle önemli görevler almış ve büyük bir misyon üstlenmiştir. Daima bir hırka bir lokma felsefesi temelinde dervişane devrimciliği esas alarak yaşamıştır. Mütevazılığı, olgun kişiliği, emekçiliği, coşkulu katılımı, samimi yoldaşlığı, kerameti ve cesaretiyle tüm yoldaşlarının gözdesi olmayı başarmıştır. Mordem yoldaşımız 5 Eylül 2017’de Türk ordusunun gerçekleşen bir saldırısında şehadete ulaşmıştır. Yeri doldurulamaz güzide bir devrimci olan Mordem yoldaşımız, içinden geldiği toplumsal kültürün, Botan yurtseverliğinin, Kurdistan gençliğinin ve Apocu devrimciliğin en doğru ve güçlü temsilini kişiliğinde somutlaştırabilen bir komutanımız olmuştur. Duruşu, cesareti, kişiliği, yoldaşlığı ve komutanlığıyla büyük değerler yaratmış ve silinmez bir iz bırakmıştır. Mordem yoldaşımızın güçlü anısı ve pratiği biz yoldaşlarına her daim yol gösterecek, başta Botanlı gençler olmak üzere tüm Kürt gençleri tarafından örnek alınacaktır. Mordem yoldaşımızın amaçları mutlaka başarılacak, uğruna büyük bedeller verdiği Kürt halkının varlık ve özgürlük mücadelesi zafere ulaşacaktır.

Başta Mordem yoldaşımızın değerli ve yurtsever Şêx ailesine, Botan halkına ve tüm yurtsever Kurdistan halkına başsağlığı diliyoruz.”