HPG: Kürdistan devriminin iki büyük emekçisi şehit düştü

HPG Basın İrtibat Merkezi (HPG-BİM), “Kürdistan devriminin büyük emekçileri Kemal ve Kendal yoldaşların” şehadete ulaştığını bildirdi.

Yazılı bir açıklama yapan HPG-BİM, “Kürdistan Özgürlük Mücadelesi’ne katıldıkları ilk günden itibaren verdikleri emek, fedakar ve fedaice katılım sağlayarak birçok değerin yaratılıp korunmasını sağlayan Kemal ve Kendal yoldaşlarımız 21 Haziran 2022 günü Medya Savunma Alanları’nda işgalci Türk ordusunun saldırısı sonucunda şehadete ulaştı” dedi.

HPG-BİM, “Özgürlük mücadelemizin çeşitli alanlarında yer alan ve yürüttükleri çalışmalarda başarıdan başka bir ölçüyü asla kabul etmeyen Kemal ve Kendal yoldaşlarımız, bu özellikleriyle Apocu militanlığın en seçkin örnekleri oldular. Mücadelemize militanca katılarak tüm yoldaşlarının yüreklerinde yer edinmeyi başaran bu değerli yoldaşlarımızın bizlere devrettiği mücadeleyi başarıya kadar kesintisiz bir şekilde yürüteceğimizin sözünü veriyoruz” diye ekledi.

Açıklamada “Kemal ve Kendal yoldaşlarımız gibi değerli militanları büyütüp halkımızın özgürlük mücadelesine kazandıran başta değerli aileleri olmak üzere tüm yurtsever Kurdistan halkımıza başsağlığı diliyoruz” denilerek iki gerillanın kimlik bilgileri şöyle açıklandı:

Kod Adı: Kemal Pîr
Adı Soyadı: Kayhan Kartal
Doğum Yeri: Erzirom
Anne – Baba Adı: Xalîde – Selahattin
Şehadet Tarihi ve Yeri: 21 Haziran 2022 / Medya Savunma Alanları

Kod Adı: Kendal Pirsûs
Adı Soyadı: Ökkeş Deveri
Doğum Yeri: Osmaniye
Anne – Baba Adı: Beyaz – Mehmet
Şehadet Tarihi ve Yeri: 21 Haziran 2022 / Medya Savunma Alanları

Açıklamada gerillalara ilişkin devamla şunlar belirtildi:

“Kemal Pir yoldaşımız Erzirom’un Qereyazî ilçesine bağlı Qeregivîj köyünde yurtsever bir ailede doğmuştur. Ailesinin yurtsever yapısından kaynaklı daha küçük yaşlarda Partimizi tanımaya başlamıştır. Bundan dolayı yurtseverlik ve devrimcilik duyguları çocukluğundan itibaren gelişmeye başlar. Bir süre ailesinin yanında kaldıktan sonra okumak için Türk metropollerine giden Kemal yoldaşımız, sömürgeci Türk devletinin Kürt halkına olan bakışını daha iyi anlamaya başlar ve düşman gerçekliğini daha çıplak bir şekilde görür. TC devletinin halkımıza karşı düşmanca yaklaşımları ve halkımızı bir bütün olarak inkar etmesi, gelişen özgürlük arayışlarını da imha temelinde yok etmeye çalışması Kemal yoldaşımızı mücadeleye sevk eden temel etkenler olmuştur. Bu temelde ilk olarak 2005-2006 yıllarında gençlik çalışmalarıyla mücadele yaşamına adım atan Kemal yoldaşımız gün geçtikçe Kurdistan Özgürlük Mücadelesi’ni daha yakından tanımaya ve derinlikli anlamaya başlar. Tutarlı bir kişiliği olan Kemal yoldaşımız anladığını hemen pratiğe aktarmayı esas almıştır. Bunun için mücadele saflarında ne kadar derinleşmişse, mücadelesini de o kadar büyütmüştür. Fakat Kurdistan dağlarında mücadele eden yoldaşlarının izinden yürümek ve onlar gibi gerillacılık yapmak en büyük tutkusu haline gelmiştir. 2008 yılında bu hayalini gerçekleştirmek istemişse de ihtiyaçlardan dolayı tekrar şehir çalışmalarına dahil olmuştur. Düşmanın daha fazla hakim olduğu şehirlerde büyük bir Apocu irade ile mücadelesini yürüten Kemal yoldaşımız profesyonelce hareket etmiş ve Türk metropolleri başta olmak üzere bir çok şehirde düşmana ağır darbelerin vurulduğu eylemler gerçekleştirmiştir. Düşmanın halkımıza karşı gerçekleştirdiği işkence, katliam ve tutuklamaların hesabını her defasında sormuş ve bu anlamda halkımızın öz savunma bilincinin gelişmesinde önemli bir emeği olmuştur.

Kürt düşmanlığını her fırsatta gösteren faşist TC devleti, beynini ve yüreğini bu davaya adayan hakikat arayışçılarının önünü alamamakta ve onları hiçbir şekilde engelleyememektedir. Kemal yoldaşımız da faşist düşmanın, bu arayış ve mücadelesini engellemeye çalıştığı yoldaşlarımızdan biridir. İki kez TC zindanlarına tutsak edilmiş olsa da Kemal yoldaşımız düşmanın bu engelleme ve işkencelerine hiç aldırış etmeden mücadeleye daha sıkı sarılmış ve nerede olursa olsun Kurdistan halkının özgür yarınları için savaşını her geçen gün büyüterek daha güçlü yürütmeye devam etmiştir. En son 2014 yılında TC zindanlarından çıkar çıkmaz yönünü aktif mücadele alanları olan özgürlük saflarına, dağlara vermiştir. Artık şehirlerde başlattığı mücadelesini, ülkesinin yiğit ve cesur evlatları gibi Kurdistan dağlarında aktif bir şekilde devam ettirir.

Kemal arkadaşımız mücadeleye katıldığı ilk andan itibaren her çalışmaya büyük bir fedakarlıkla hesapsızca ve istekle koşmuş; sorumluluk bilinci ile eline aldığı her çalışmayı başarıyla gerçekleştirebilmenin mücadelesini vermiştir. İsmini büyük zindan direnişçilerinden ve partimizin önder kadrolarından olan Kemal Pîr’den alan Kemal yoldaş yaşamı boyunca hep Kemalce bir duruşun ve kişiliğin sahibi olmayı hedeflemiştir. Bu hedefine denk bir katılım sağlayacağı bilinci ve kararlılığı ile 2015 yılında Hêzên Taybet’e katılmış, Kemallerin fedai duruşunu kendinde yaşatmaya ve pratik kılmaya başlamıştır. Rêber Apo’nun ‘Yoldaşlık, temsil edilen hakikatten payını alabilmektir’ belirlemesini kendine esas alarak yaşayan Kemal arkadaşımız, mücadele yaşamı boyunca bu hakikatten payını almayı bilenlerden olmuş ve yoldaşlarında büyük bir maneviyat yaratmayı başarmıştır. Partimizin öncü kadrolarından Kemaller gibi o da partisi, amacı ve yoldaşları için her an canını vermeye hazır olan ve bu konuda hiç tereddüt yaşamayan bir yoldaşımızdı. Aynı zamanda, Kemallerin izinden yürürken onun gibi büyük bir komutan olmayı da hedeflemiş ve yeni dönemin öncü komutanlarından olmayı başarmıştır. Yaklaşık iki yıl boyunca Metîna alanında çalışma yürüten Kemal yoldaşımız çalışma tarzı ve temposuyla büyük başarılar elde etmiş, yoldaşlarının ve Partimizin kendisine olan güvenini boşa çıkarmamıştır. Önder Apo’nun bir fedaisi olarak Önderliğimizin üzerinde devam eden yoğun işkence ve tecrit durumunu hiçbir zaman kabul etmeyen ve bulunduğu ortamlarda bunun normalleşmesine izin vermeyen Kemal yoldaşımız, bu ağır işkence ve tecridin kırılarak Önderliğimizin fiziki anlamda özgürleştirilmesi için Bakurê Kurdistan’a gitmeyi önermiş ve bu önerisi için ısrarcı olmuştur. Fakat daha sonra Partimizin farklı ihtiyaçları için Medya Savunma Alanları’nda kalmış ve Apocu bir militana yakışır bir şekilde bulunduğu çalışmaya da dört elle sarılmış, başarılı olmak için fedakarca ve büyük bir emekle mücadele etmiştir.

Fedailer dergahının neferlerinden olan Kemal arkadaşımız her zaman fedaice yaşayabilmenin ve savaşabilmenin mücadele ve çabasıyla yürüyüşüne devam etmiştir. Partiye ilk adım attığı an’dan şehadete ulaştığı an’ a kadar Önder Apo ideolojisi ile yaşamayı kendine esas alarak beynini ve yüreğini de bu ideoloji ile büyütmüştür. Her anı da bir PKK‘li gibi yaşamayı bilerek bulunduğu her ortamda da bunu yaratmanın çabasını vermiş, bunu hem yaşayan hem de yaşatanlardan olmayı bilmiştir.

Kendal yoldaşımız, Riha Pirsûs’lu bir ailenin ferdi olarak Osmaniye’de doğup büyümüştür. Ailesinin Türk kentlerine göç etmesi Kendal yoldaşımızın kendi özünü ve ulusal özelliklerini korumasını engelleyememiştir. Soykırımcı Türk devleti her ne kadar Kürt halkının Türkiye şehirlerine göç ettirilip, oralarda asimilasyona uğrayacaklarından medet umuyorsa da halkımız binlerce yıllık köklü kültürü sayesinde bulunduğu her ortamda özünü ve kültürünü koruyup, yaşatabilmektedir. Kendal yoldaşımız da böyle köklü kültürel değerlere sahip bir ailede büyümüştür. Emekçi bir aileden gelmesi nedeniyle emekçi özellikler edinmiş, bu şekilde kendi ayakları üzerinde durmasını başarmıştır. Yeteneği ve yaratıcılığıyla her zaman ön plana çıkan yoldaşımız üniversitede tıp bölümünde okumuştur. Üniversite yıllarında Kurdistan Özgürlük Mücadelesi’ni tanımış ve çalışmalara dahil olmuştur. Derin kavrayış düzeyi ve toplumsal sorunlar karşısında duyarlı duruşuyla tanınan Kendal yoldaşımız, halkımıza karşı yürütülen inkar ve imha siyaseti karşısında sessiz kalmamış, sistemin sunduğu sözde olanakları elinin tersiyle iterek Apocu direnişe bilinçli bir katılım yapmıştır. Çalışmalar içerisindeyken Önderlik savunmalarını okumuş ve var olan bilinç düzeyini daha fazla geliştirmiştir. Gençlik çalışmalarındayken enerjik yapısı ile fedakarlığı ile etrafındaki arkadaşlarını etkilemiş, onların da özgürlük mücadelemizle tanışmasına vesile olmuştur. Yürüttüğü çalışmalarda her ne kadar başarılı olsa da bu çalışmaların halkımızın özgürlük istemlerine cevap olamadığının farkındadır. Bunun için de daha fazla mücadele etmenin yollarını aramaya başlamıştır. Özellikle artık Türk devlet sistemi içerisinde bir mücadelenin ya da bir çözümün olmayacağını bilince çıkararak Devrimci Halk Savaşımızın başladığı 2010 yılında gerilla saflarına katılmıştır.

Devrimci Halk Savaşımızın başladığı yılda gerilla saflarına katılmanın sorumluluklarının bilincinde olan Kendal yoldaşımız, 2007 yılında Qileban alanında şehadete ulaşan dayısının oğlu şehit Kendal’in adını almış ve özgürlük mücadelesindeki ilk adımını şehitlere olan bağlılıkla atmıştır. Yeni savaşçılar eğitimini aldığı dönemlerde, yeni bir yaşama başlamanın verdiği heyecanla gerilla yaşamının bütün ayrıntılarını öğrenmek istemiş, öğrendikçe merakı daha artmış, adım adım gerilla ve dağ yaşamının sırrına ermeye başlamıştır. Dağı ve gerillayı güzelleştirenin, çekici kılanın aynı amaç için çarpan yüreklerin oluşturduğu yoldaşlık bağı olduğunu anlamıştır. Bundan dolayı her geçen gün yoldaşlarına daha fazla bağlanmıştır. Kendal yoldaşımız sıcak savaşın yoğun olduğu cephelere gitmek için çok çaba sarf etmiş, bunun için kendisini askeri anlamda eğitmiş ve yetkin bir gerilla olmayı başarmıştır. Her zaman sıcak savaş cephesinde olmak istemiş ve bu hayalini gerçekleştirmek için ısrarcı olmuştur. Tıp alanında büyük bir birikim ve tecrübe sahibi olan Kendal yoldaşımız, sağlık çalışmalarına dahil olmuştur. Sağlık çalışmalarındaki hassas yaklaşımları, tıp bilgisinin yanı sıra yoldaşlarına olan sevgisiyle de yoldaşlarının yaralarını sarmış ve hastalıklarını tedavi etmiştir. Sağlık alanındaki başarılı pratikleri sayesinde yoldaşlarının nezdinde artık Doktor Kendal olmuştur. yYüreği her zaman cephelerde savaşan yoldaşlarının yanında olmuş, onları her an hissetmiştir. Özellikle savaşın yoğun olduğu zamanlarda savaşta yaralanan yoldaşlarına daha çabuk ve yerinde müdahale etmek için Xakurkê, Zap ve Avaşîn alanlarına geçmiştir. Buralarda mevzilerde savaşan yoldaşlarına daha yakın olmanın verdiği rahatlıkla çalışmalarını başarılı bir şekilde yürütmüş ve gerillanın zorlu şartlarına rağmen birçok yoldaşını tedavi etmiş ve tekrar sağlıklarına kavuşmasını sağlamıştır. Kendal yoldaşımız çalışmalarındaki başarısı kadar yaşamdaki yoldaşça yaklaşımları, mütevazi duruşu ile de tüm yoldaşlarını sevgi ve saygısını kazanmış, örnek alınacak bir Apocu militan olmayı başarmıştır.”