Agît Amed ve Amara Amed Silvanlı yurtsever bir ailenin çocukları. Agît Amed şu anda Şengal’de DAİŞ barbarlığına karşı mücadele yürüten bir HPG gerillası. Kız kardeşi Amara Amed ise Rojava’da mücadele yürüten bir YPJ savaşçısı.
ŞARİSTAN ASMÎN
ŞENGAL / ANF
Perşembe, 23 Nisan 2015, 09:10
Agît Amed ve Amara Amed Silvanlı yurtsever bir ailenin çocukları. Agît Amed şu anda Şengal’de DAİŞ barbarlığına karşı mücadele yürüten bir HPG gerillası. Kız kardeşi Amara Amed ise Rojava’da mücadele yürüten bir YPJ savaşçısı.
Agît Amed 2012 yılında Rojava devrimiyle başlayan süreç, 2011-2012 yılları arasında gerillaya ve halka karşı yürütülen saldırılardan etkilenerek PKK'ye katılmış. 3 Ağustos 2014’te DAİŞ çetelerinin Şengal halkına karşı uyguladığı soykırım ardından Şengal'e kendi önerisiyle gelmiş bir HPG gerillası. Şengal'e geliş nedenini sorunca Amed, “Önderliğimizin çağrısı vardı ve bu bizim için bir talimattı. Ancak Şengal'de yaşanan soykırım karşısında halkın savunma gücü olarak bölgeye gelişimiz de misyonumuzun bir gerekliliğiydi. İnsanlıktan ve adaletten bahseden birçok güç kendi dengelerinden kaynaklı Şengal'de yaşanan katliama karşı aylarca sesiz kaldı. Biz ise katliamdan bir gün sonra bölgeye geldik ve hala buradayız. Şengal özgürleştirilmeden ve Êzîdî Kürtlerinin savunmaları güvenceye alınmadan hiçbir yere gitmeyeceğiz” şeklinde yanıtlıyor.
Amed’e kız kardeşi Amara’nın da YPJ saflarında yer aldığı ve mücadele yürüttüğünü, bunun nasıl bir duygu olduğu biçimindeki sorumuzu ise şöyle yanıtlıyor: “Amara'nın Kobanê direnişine katıldığını duyduğumda tabii ki gurur duydum. Kobanê direnişi Kürt halkının, gençlerinin direnişini zaferle sonuçlandığının en somut ifadesidir. Bundan kaynaklı Amara yoldaşımla ve onun katılımıyla gurur duydum.”
‘KOBANÊ’DE TANIK OLDUĞUM KAHRAMANLIK VE FEDAKARLIĞI ASLA UNUTMAM’
Kardeşlerden Amara ise, Kobanê direnişine 2014 yılı Temmuz ayında dahil oluyor. Amara bir çatışmada ayağından yaralanmış, tedavisinden sonra da tekrar cepheye dönmüş. Kobanê savaşında kaldığı süreç içerisinde birçok şeye tanık olduğunu söyleyen Amara Amed, “Kobanê'de yürütülen savaş birçok kez ifade edildiği gibi bir irade savaşıydı. Tankların, füzelerin içinde olduğu birçok ağır silaha karşı sadece ferdi silahlarımız vardı. Ve bizler aylarca bu şekilde savaştık. Birçok arkadaşımız eline ilk kez silah alıp çatışmalara katıldı. Ben Kobanê'de tanık olduğum kahramanlık ve fedakarlıkları asla unutmam. Bir defasında DAİŞ çeteleriyle yaşanan bir çatışmada bir arkadaşımız ağır yaralandı. Tam o anda o arkadaşımız DAİŞ ve bizim aramızda kaldı. Biz arkadaşımızın ağır yaralandığını ve şehit düşeceğini biliyorduk. Ama onun çetelerin eline geçmesi düşüncesi bile hepimize çok ağır geliyordu. Onu almak için gideceğimizi bildiği için çeteler o yöne daha çok ateş açıyorlardı. Yani o arkadaşı almaya gitmek ölümü bilebile kucaklamak demekti. Yoldaşımızı onların eline bırakmamak için iki arkadaşımız yaralandı. Arkadaşımızı getirdik ancak kurtaramadık. Fakat bizler yoldaşımız ne halde olursa olsun diri ya da ölü asla düşman eline bırakmayız ve bunun için sonuna kadar mücadele ederiz.”
BİRÇOK DUYGUYU SAVAŞ İÇERİSİNDE YAŞAMAK MÜMKÜN
Kardeşi Agît Amed'i katıldığından bu yana ilk kez gören Amara, “Çok değişik bir duygu. Savaşın içinde her an her türlü şeyle karşılaşılabilir. Acılar, sevinçler ve daha birçok duyguyu insan savaş içerisinde yaşayabiliyor. Agît yoldaşımı da görmek, 4 yıl aradan sonra ve savaş ortamında beni çok heyecanlandırdı. Farklı bir duygu yaşadım. İki farklı orduda iki kardeş mücadele yürütüyoruz. Amacımız aynı, kendi halkımızın özgürlüğü için savaşıyoruz. Agît yoldaşım HPG saflarında Êzîdî Kürtlerinin özgürlüğü için Şengal'de DAİŞ çetelerine karşı mücadele yürütüyor. Ben ise Rojava Kürdistan'ında birçok Kürt genci gibi kendi halkımın özgürlüğü için YPG-YPJ saflarında mücadele yürütüyorum. Aynı amaç için kardeşimle mücadele yürütmek benim içinde gurur verici" dedi.