GÖRÜNTÜLÜ

‘İmralı tecriti kaldırılsın, çözüm süreci tekrardan başlatılsın’

AKP hükümetinin çözüm sürecinin sonlandırması ve yeni bir savaş konseptini devreye koymasına Kuzey Kürdistan’da gazetecilerden tepki geldi.

AKP hükümetinin çözüm sürecinin sonlandırması ve yeni bir savaş konseptini devreye koymasına Kuzey Kürdistan’da gazetecilerden tepki geldi. Kürt sorunun çözülmesi için baş müzakereci olarak kabul görülen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecrittin kaldırılması ve çözüm sürecinin tekrardan başlatılması çağrısında bulundu.

AKP hükümetinin 7 Haziran genel seçimlerde Kürt toplumu ve demokrasi güçlerinden oy alamayan ve tek kişilik iktidardan düşmesinin ardından Kürtlere ve demokrasi güçlerine karşı savaş kararını aldı. 3 yıldır tek kişilik yüksek güvenlikli İmralı Kapalı Cezaevi’nde tecrit koşullarında müzakereleri yürüten Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’dan 5 aydır haber alınamaması ve Kürdistan’da yeniden başlatılan siyasi soykırım ve askeri operasyonlar, AKP’nin ateşkesi sonlandırdığını ilan etti. Konu ile ilgili bölgede kamuoyunun nabzını tutan gazeteciler, ANF’ye konuştu. Kürt Halk Önderi Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması gerektiğini belirten gazeteciler, çözüm süreci tekrardan başlatılmadığı takdirde halkta fırtına öncesi bir sessizliğin olduğu ve tepkilerin çok farklı olabileceği uyarısında bulunuldu.

Batman Son Söz Gazetesi Sahibi ve Batman Çalışan Gazeteciler Derneği Başkanı Ercan Atay: Barış sürecini değerlendirmeye kalkarsak, kamuoyunun şikayetleri geçen yıl bu vakitlerde sıcak havadan yakınırlardı bu yıl ise, çatışmalı ortam ve çatışmalı ortam ve ekonomik gidişatından yakınıyor. Biz Batmanlı gazeteciler olarak barış sürecinin bozulmasının tek nedeni HDP’nin seçim barajını aşılmasının hazmedilememesinden kaynaklandığını düşünüyoruz. Bazı çevreler gerçekten HDP’nin başarısını kendileri için bir mağlubiyet olarak gördü. Yine kirli bir savaşın içine girdiler. Halk barışın sağlanmasını istiyor, halk huzursuz. Ya hükümetin kurulması ya da yeni bir erken seçim sonrasında yeniden müzakerelerin başlatılmasını istiyor. HDP’nin seçim propagandasında ‘seni başkan yaptırmayacağız’ söylemi, HDP kanadı ve cumhurbaşkanı kanadı olarak görüyorum. CHP ile MHP’nin bu konuda bir misyon sahibi olduğunu düşünmüyorum. Bu nedenle cumhurbaşkanı kanadı topyekün bir savaş konseptini devreye koydu. Şu anda cumhurbaşkanı olmasına rağmen bir başbakan gibi, bir bakan gibi, bir milletvekili gibi davranıyor. Tamamen her şeyi kendi kontrolü altında tutmuş bütün emirler kendisi tarafından veriliyor. Tek sorun olarak onu görüyorum. HDP seçim döneminde ‘seni başkan yaptırmayacağız’ dedi, kendisi de mitinglerinde buna seçim mitingleri diyorum, kendisi de HDP’yi hedef alan propagandasını yaptı. Bu nedenle seçim öncesi soğuk savaş başladı, seçim sonrasında da sıcak savaş başladı.

İmralı’daki tecrit kesinlikle kaldırılması lazım, bu konuda STK’lar çok cılız sesleri çıkıyor. Sadece basın açıklamaları yaparak sorunun yakıcılığına değiniyorlar ama bunu eylemselliğe dönüştürmeleri gerekiyor. Eylem derken şiddet eylemini kaydetmiyorum, pratik olarak seslerini yükseltmeler gerekiyor. Öcalan zerindeki tecrit bırakın bir örgüt lideri olmasını bir insan olarak büyük bir insan hakları ihlalidir. Recep Tayip Erdoğan, 2007 yılından 2011 yılında yapılan seçime kadar Kürt sorununda büyük çıkış yapması neydi? Kürt sorunun demokratik yollarla çözülmesi için muhatap olarak Öcalan’ı göstermesiydi. O zamanda bu sorunun çözümünde iki güçlü muhatap olduğunu söylüyordu. Bir Öcalan, bir de Erdoğan vardır diyordu. Ama bu karardan vazgeçince kendi kendisiyle çelişkili duruma düştüler. 3 yıldır barışı yeterince yaşayamadık, bu sessizliği fırtına öncesi sessizliğe benzetiyorum. Çatışmalı ortam bu şekilde devam ederse halk çok daha değişik tepkilerini ortaya koyacaktır. Onun için bir an önce çözüm sürecinin tekrardan başlatılması, silahların sustamı gerekir aksi takdirde fırtına öncesi büyük bir sessizlik var. Siyasetin biraz daha akılcı ve doğru demeçler vermesi gerekiyor. AKP’den sonra MHP’nin yaptığı son açıklamalar her ne kadar Kürt halkı için kullanılan sözler olmazsa da insanın kanına dokunuyor. Bizde ‘şerefsiz’ kelimesini ona bin misliyle iade ediyoruz.

Batman Haber Gazetesi Sahibi Ferhat Malgir: Öncelikle barış süreci Dolmabahçe mutabakatını inkar eden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları çözüm sürecinin sonlandırılma sinyalini vermişti. Milliyetçi oyların AKP’ye kayması için seçim sürecinde söylemlerini şimdi pratikleştiriyor. Cumhurbaşkanının barış sürecine yönelik tutumunun ardından Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’ın ‘artık sürecinin filmini çekerler’ açıklamayla dile getirmişti. Bu anlamda çözüm sürecinin sona ereceğini düşünmüyorum. Bizce iki tarafında durumun vahametini göz önünde bulundurmalı. Özellikle AKP seçim sonucuna dayalı politikadan vazgeçmeli, maden sandığa, demokrasiye saygınız varsa çözüm sürecinin durdurulduğu yerden devam etmesi gerekiyor. Diğer yandan Ceylanpınar’da yaşanan olayı PKK’nin bir soruşturma başlatarak bazılarının ekmeğine yağ sürmesinin önüne geçmeli. Çatışmalı ortam insanları, bölge halkını, biz gazetecileri ürkütüyor. Gazetecinin vicdani sorumlulukları var, bize düşen görev de barışı dile getirme, halkın bu süreçteki taleplerini siyaset kurumlarına iletmemiz isteniyor. Bizce İmralı’daki tecridi kaldırılarak Öcalan ile oluşturulacak bir heyetin devreye girmesinde AK Parti ve HDP’ye büyük sorumluluklar düştüğünü düşünüyorum.

Batman Yön Gazetesi Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü Ferit Tunç: Çözüm sürecinin son bulması bölge halkına oluyor. Açık söylemek gerekirse barışı en çok dillendiren ve kanın durması için en fazla da Kürt halkı istemekte. Bu anlamda halkın görüşünü alıyoruz, değerlendiriyoruz, analiz ediyoruz, bu anlamda halkın öncelikli talebi, çözüm sürecinin tekrardan başlatılması, başta temel olarak da diyalogun Öcalan ile kurulmasıdır. Sonuç itibariyle Kürt halkı, lideri olarak Öcalan’ı görüyor. Dolayısıyla bu anlamda Öcalan ile diyalogun geliştirilmesi, tekrar bu sürecin başlatılması, onunla birlikte alınan kararların uygulanmasıdır. Bu nasıl olur devlet ile PKK bir araya mı gelir? Gizli görüşmeler mi olur onu bilmiyoruz ama sonuç itibariyle müzakerelerin tekrardan başlatılması halkın istekleridir ayrıca bizimde isteklerimizdir. Sonuçta bölgede gazetecilik yapmamızdan kaynaklı en çok zorluğu da bezler yaşıyoruz. Zaten bu koşullarda gazetecilik yapmak da imkansız oluyor.

Malum son genel seçimde iktidar partisinin tutumu nedeniyle ciddi bir oy kaybına neden olduğunu hepimiz gördük. AKP’nin önündeki hedef eğer oylarını tekrardan kazanmak istiyorsa barışı dinlendirmek olacaktır, çözüm sürecini tekrardan başlatması gerekiyor. Sonuç itibariyle geçmiş iktidarların geçmişine baktığımızda Kürtleri kaybettiği anda iktidardan düşmekten başka şansı kalmamıştı. İktidar partileri ne zaman Kürtlere karşı politikalarını uçlaştırmışlarsa, Kürt siyasetini ötekileştirmişse orada da kaybetmişlerdir. Son seçimlerde bunu AKP’de gördük. Son seçimde ‘Kürt sorunu yoktur’ gibi biraz daha radikal söylemler tek parti iktidarını düşürmüş oldu. AK Parti’nin tekrardan iktidar olma niyeti varsa Kürtlerin taleplerini göz önünde bulundurarak çözüm sürecini başlatmalıdır.