‘Kanımın son damlasına kadar…’

Cizre'deki birinci vahşet bodrumunda kan kaybından yaşamını yitiren 19 yaşındaki Nusret Bayar'ın cenazesi ailesi tarafından hala bulunamadı.

Cizre'deki birinci vahşet bodrumunda kan kaybından yaşamını yitiren 19 yaşındaki Nusret Bayar'ın cenazesi ailesi tarafından hala bulunamadı. Oğlu ile en son telefonda görüşen anne Feleknaz Bayar, oğlunun, “Evimizi terk etmeyeceğim. Mahallemi arkadaşlarımı bırakmayacağım. Kanımın son damlasına kadar burada kalacağım” dediğini aktardı.
 
Şırnak'ın Cizre ilçesindeki özyönetim direnişlerine dönük devlet güçlerinin saldırıları sırasında mahsur kaldıkları bodrumlarda vahşice katledilenlerden Nusret Bayar henüz 19 yaşındaydı. Bayar, Cizre'deki birinci vahşet bodrumunda devlet güçlerinin 'çatışma' mizanseni ile ambulansları engellemesi sonucu 27 Ocak'ta 6 arkadaşıyla birlikte can verdi. Cenazelerin tamamının bodrum katlardan çıkarıldığı söylense de ailesi aradan bir hafta geçmesine rağmen hala cenazelerine ulaşamadı.
 
BAZEN İNŞAATTA, BAZEN KARADENİZ’İN FINDIK BAHÇELERİNDE
 
Cizre'nin Nur Mahallesi'nde ailesi ile birlikte yaşayan Bayar, 7 çocuklu ailenin en küçüğü ve tek erkek çocuğuydu. Açıköğretim Lisesi öğrencisi olan Bayar, çevresi tarafından mücadeleci kişiliği ile tanınırken, bazen inşaatlarda, tarlalarda bazen de Karadeniz’deki fındık bahçelerinde işçi olarak çalışırmış. İşçi olmasının yanında siyasi faaliyetlerde de bulunan Bayar, DEM-GENÇ bünyesinde faaliyetlerde bulunuyordu.
 
'YERİNDE DURMAZDI’
 
Oğlunun yaşamını anlatan Feleknaz Bayar, Cizre'de sıkıyönetim uygulamalarının başladığı 14 Aralık’tan sonra oğlunu görmediğini söyledi. Onu, "Yerinde duramayan bir çocuk" olarak tanımlayan Bayar, “Arkadaşları çok hareketliydi. O da onlar gibi hiç yerinde durmazdı" diyor.
 
'KANIMIN SON DAMLASINA KADAR EVİMİ, MAHALLEMİ TERK ETMEYECEĞİM’
 
Oğlu ile sıkıyönetim uygulamalarının şiddetlendiği günlerde konuştuğunu aktaran anne Bayar, son görüşmelerini şöyle anlattı: "Her gün kendisiyle telefonda konuşuyorduk. Kendisine eve gelip gelmeyeceğini sorduğumda 'Evimizi terk etmeyeceğim. Mahallemi arkadaşlarımı bırakmayacağım. Kanımın son damlasına kadar burada kalacağım. Arkadaşlarımla birlikte olacağım' diyordu. Zaten sonra da o bodrumda kaldığını, yaralı olduğunu öğrendik. Bir daha görüşemedik. Ondan sonra da ölüm haberi geldi."