Kayıp yakınlarından Amed, Batman ve Yüksekova’da eylem

Kayıp yakınları, Amed, Batman ve Yüksekova'da yakınlarının faillerinin bulunup yargılanması talebiyle eylemlerini sürdürdü.

Amed, Batman ve Yüksekova'da, kaybedilen yakınlarının faillerinin bulunup yargılanması talebiyle eylemlerini sürdüren kayıp yakınları, 12 Eylül 2006 tarihinde 7'si çocuk 10 kişinin yaşamını yitirdiği Diyarbakır Koşuyolu Parkı'nda yaşanan patlamaya dikkat çekerek, faillerin ortaya çıkarılmayarak katliamın üzerinin kapatılmaya çalışıldığını belirtti. Yüksekova'da ise kayıp yakınları, Yüksekova'da 1995 yılında Bolu Dağ Komando Tabur Komutanlığı'na bağlı askerler tarafından kaybedilen Nezir Tekçi'nin faillerinin beraat edilmesine tepki gösterdi.

AMED

İHD Amed Şubesi ve kayıp yakınlarının "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" sloganı ile her hafta düzenlediği oturma eylemlerinin 344'üncüsü Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirildi. Eyleme, İHD Amed Şubesi yönetici ve üyeleri, kayıp yakınları ile insan hakları aktivistleri katıldı. Eylemde, 1991 yılında Şırnak'ın Cizre ilçesinde, "Çalışmaya gidiyorum" deyip evden çıktıktan sonra bir daha kendisinden haber alınamayan ve 25 günün sonunda cenazesi çevre köylerde bulunan Cemal Geren'in faillerinin bulunup cezalandırılması talep edildi. 

Eylemde konuşan İHD Amed Şubesi Hukuk Komisyonu üyesi avukat Rahşan Bataray, Cizre'de yaşanan katliamları hatırlatarak, "Cizre'de savaşta dahi yapılmayan infazlar yapıldı. Yapılan vahşetin en önemli örneği çocuğunun ölü bedenini buzdolabında saklamak zorunda olan annenin yaşadığı durumdur" dedi. Amed’de 12 Eylül 2006'da 7'si çocuk 10 kişinin yaşamını yitirdiği Koşuyolu Parkı'nda yaşanan patlamayı da hatırlatan Bataray, katliamın faillerinin hala bulunamadığı ve olayın üstünün kapatılmak istendiğine dikkat çekti. 

Bataray'ın ardından konuşan İHD Amed Şubesi Kayıp ve Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu üyesi Nigar Kocaman, katledilen Cemal Geren'in hikayesini anlatı. Geren ailesinin yaşadığı Şırnak'ın Cizre ilçesine bağlı Çağlayan köyünün 1990'ların başında devlet baskısı ve koruculuk dayatmalarını kabul etmemeleri nedeniyle yakıldığını aktaran Kocaman, bunun üzerine ailenin, Cizre merkeze taşındığını ancak baskıların burada da devam ettiğini ifade etti. 

Geren'in ağabeyi Mehmet Geren'in defalarca gözaltına alınıp işkenceden geçirildiğini hatırlatan Kocaman, ilçede görev yapan itirafçılar Abdülhakim Güven ve Bedran kod adlı Adem Yakin, Mehmet Geren'i Cizre'den ayrılması yönünde tehdit ettiğini ve bu olayın ardından Geren'in ailesiyle birlikte İstanbul'a göç ettiğini ve burada da gözaltına alındıktan sonra Malatya'ya göç etmek zorunda kaldığını aktardı. 

Kocaman, "Ailesi ile birlikte hala Cizre'de oturan Cemal Geren de 1991 yılının Şubat ayında 'Çalışmaya gidiyorum' diyerek evden ayrıldı. Ailesi, Cemal'in gidebileceğini düşündükleri arkadaşları ve akrabalarını aramaya başladı. Ancak 25 gün boyunca Cemal'den hiçbir haber alınamadı. Cemal Geren'in kayboluşunun 25'inci gününde civar köylerden bir tarlanın yakınında bir cenaze bulunmuş ve polis merkezine bildirmiş. Polis Merkezi yetkilileri cenazeyi bulan köylülere, bir çukur kazıp cenazeyi içine atmasını söylemiş ancak cenazenin üzerinden çıkan nüfus cüzdanından Cemal Geren'in olduğu anlaşılmış, ancak köylülerden Geren ailesini tanıyanlar bir battaniyeye sararak hastaneye getirmişlerdi. Cemal Geren'in cenazesi hastanede ailesine teslim edildi. Aile, o dönemde korktukları için hiçbir hukuki girişimde bulunamadı" diye anlattı. 

Amed’De 12 Eylül 2006'da 7'si çocuk 10 kişinin yaşamını yitirdiği patlamada 14 yaşındaki oğlu Hasan'ı kaybeden Burhan Marangoz'da, ülkede yaşananlara değindi.

Açıklamanın ardından oturma eylemi yapıldı. Daha sonra eyleme katılanlar, ellerindeki karanfilleri patlamanın yaşandığı yere bıraktı.

BATMAN

Batman'da da Gülistan Caddesi İnsan Hakları Anıtı önünde "Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın" sloganıyla gerçekleşen eylemde kayıpların fotoğrafları taşındı. Açıklamayı yapan İHD Batman Şube Başkanı Mehmet Bağadır, yaşanan savaşa dikkat çekerek, "Çatışmaların bu haliyle devan etmesi halinde, sadece çatışan taraflarla sınırlı kalmayacağı ve tüm toplumun kanlı bir iç savaşa teslim olacağını öngörmek için kahin olmaya gerek yok. Toplum olarak içinde yuvarlandığımız bu şiddet sarmalından kurtulup varlığımızı ve geleceğimizi güvenceye almamızın yegane yolunun iç barışta geçtiği açıktır" diye konuştu.

Açıklamaların ardından oturma eylemi yapıldı.

YÜKSEKOVA

İHD ve kayıp yakınları, "Faili meçhul" cinayetlere kurban gidenlerin akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle düzenlediği eylemin 75'inci haftasında Yüksekova Sanat Sokağı'nda bir araya geldi. Kayıpların fotoğraflarının taşındığı eyleme, HDP, DBP yöneticileri ile sivil toplum örgütü temsilcileri katıldı. Eylemden önce kayıp yakınları katılımcılara karanfiller dağıtırken, kayıp yakınlarının bu haftaki buluşmasında, 24 Şubat 1994 tarihinde ilçeye bağlı Manis (Dilektaş) köyü yakınında JİTEM çeteleri tarafından vahşice işkence edildikten sonra bedenine 60 kurşun sıkılarak katledilmiş halde bulunan Mehmet Zeki Yılmaz'ın hikayesi anlatıldı.

Saygı duruşunun ardından konuşan İHD Hakkari Şube Başkanı İsmail Akbulut, Yüksekova'da 1995 yılında Bolu Dağ Komando Tabur Komutanlığı'na bağlı askerler tarafından kaybedilen Nezir Tekçi davasının sanıkları olan emekli Albay Ali Osman Akın ile Yarbay Kemal Alkan için verilen beraat kararına tepki göstererek, "Yargı yine şaşırmadık bir karar vermiştir. Davanın açıkça bilinen failleri beraat ettirilmiştir. Artık ellerinizi vicdanınıza bırakarak karar verin. Tüm tanıklıklara rağmen failler aklanmıştır. Bizler mücadelemizi failler yargılanana dek sürdüreceğiz" dedi.

Kaybedilen Abdullah Canan'ın oğlu Tayyüp Canan ise, şunları aktardı: "Zeki Yılmaz 01 Temmuz 1963 doğumluydu. Evli ve 6 çocuk babasıydı. Toplum tarafından sevilen sayılan biriydi. Hiç kimseye bir zararı yoktu, yurtsever ve davasına bağlıydı." Yılmaz'ın 1994 yılında gözaltına alındıktan sonra çeşitli işkencelerden geçirilerek serbest bırakıldığını belirten Canan, "Aradan 10 gün geçtikten sonra JİTEM çetecisi dediğimiz 4 kişi tarafından beyaz toros marka araçla dükkânından alındı. Tüm aramalara rağmen bulunamadı. Üç gün sonra Manis köyü yakınında JİTEM tarafından dişleri sökülmüş, gözleri oyulmuş ve vahşice işkence edilmiş, bedenine 60 kurşun sıkılarak katledilmiş halde köylüler tarafından bulundu" dedi.

Yılmaz'ın Yüksekova Çetesi tarafından katledildiğini bildiklerini de kaydeden Canan, şunları aktardı: "Bu çete yargılanıncaya kadar peşlerini bırakmayacağız. Yaklaşık 21 yıldır dava açmışız ancak şu ana kadar olumlu bir cevap alamadık. Tam tersine yaklaşık 20 gün önce dava zaman aşımına uğratılarak düşürüldü. Ancak biz bu hukuksuzluğu kabul etmiyoruz. Sonuna kadar haklı davamızın takipçisi olacağız." 

Yapılan oturma eyleminin ardından kayıp yakınları, 76'ıncı haftada buluşmak üzere eylemini sonlandırdı.