KCK: Êzidîler vicdanlı topluluk olduğundan Rêber Apo'nun hakkını veriyor

"Rêber Apo, 73. ve 74. ferman öncesi PKK’yi Êzidîlerin korunması konusunda uyarmıştır. Bu nedenle hem Medya Savunma Alanlarından HPG, YJA-STAR gerillaları, hem de Rojava’dan YPG-YPJ savaşçıları Şengal’e koşmuşlar, DAİŞ’e karşı göğüslerini siper etmiştir."

3 Ağustos Şengal Fermanı’nın yıldönümüne ilişkin açıklama yapan KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı “Belçika, Hollanda, Portekiz ve Irak parlamentoları 3 Ağustos DAİŞ saldırısını ve gerçekleştirilen katliamı soykırım olarak kabul etmişlerdir. Bu kararlar önemlidir. Ancak eksik olduğunu da söylememiz gerekir. Bir daha fermanlar, soykırımlar yaşanmaması için ne yapılmalıdır? Esas olarak bu soruya cevap verilmesi gerekir. Bu açıdan bu kararları alanlar Êzidîlerin özerkliği için çalışmalıdırlar” dedi.

“Bundan 7 yıl önce 3 Ağustos 2014’te DAİŞ, Êzidîlerin yaşam merkezi olan Şengal’e bir soykırım saldırısı gerçekleştirmiştir. Binlerce Êzidî Kürt katledilirken, binlerce Êzidî kadın ve genç kız kaçırılmıştır. Hala binlerce genç kız ve kadının akıbeti bilinmemektedir. Êzidîlerin 74. Ferman dedikleri bu soykırım saldırısında katledilen binlerce Êzidî'yi saygıyla anıyor; kaçırılan binlerce Êzidî kadın ve genç kızın Êzidîleri özgürleştirme yeminimiz olduğunu bir daha vurguluyoruz” diyen KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı açıklamasında şunları belirtti: “3 Ağustos 2014 Êzidî soykırımını DAİŞ gerçekleştirmiştir. Ancak Êzidîleri korumakla yükümlü olan güçler bu soykırım saldırısı karşısında sorumluluklarını yerine getirmemişlerdir. Êzidîleri soykırımla karşı karşıya bırakmışlardır. Rêber Apo, DAİŞ saldırmadan kısa bir süre önce Êzidîlere saldırılar olabilir, Êzidîler korunmalıdır perspektifini vermişti. Bunun üzerine 12 kişilik gerilla grubu Şengal’e hareket etmiştir. Bu gerilla grubundan bazıları Şengal’deki KDP’liler tarafından alıkonulmuştur. Diğer gerillalar DAİŞ saldırdığında kısa sürede Şengal’in stratejik noktalarını tutarak Êzidîlerin tümden soykırıma uğratılmasının önüne geçmişlerdir. Sadece Êzidîleri tümden soykırıma uğramaktan kurtarmamışlar, o zaman Şengal’de bulunan Irak ve KDP’nin de onurunu kurtarmış; bunların ağır bir töhmet altında yaşamalarının önüne geçmiştir.

ÊZİDÎLERİN ÖZSAVUNMAYA SAHİP OLMASI TEMEL HAKKIDIR

Eğer 12 gerilla bu soykırım saldırısını önlemişse de binlerce Êzidî genci Derweşe Avdi ruhuyla bu saldırıyı püskürtür, Êzidîleri soykırımdan kurtarırdı. Bu durumdan çıkarılacak sonuç Êzidîlerin özyönetimi ve özsavunması olmadığı için bu soykırımın gerçekleştirildiğidir. Bu açıdan 74. Ferman Êzidîlerin özyönetime ve özsavunmaya sahip olmasının en temel hakkı olduğunu tüm açıklığıyla gözler önüne sermiştir. Êzidîlerin özyönetim ve özsavunma hakkına karşı çıkmak büyük bir haksızlık, en başta da vicdansızlıktır. Bu soykırım saldırısı ve binlerce Êzidî kadının köle pazarlarında satılması tüm insanlığı Êzidîlere borçlu hale getirmiştir. Bu borç da Êzidîlerin özyönetimi ve özsavunması tanınarak ödenmelidir.

BELÇİKA, HOLLANDA, PORTEKİZ VE IRAK PARLAMENTOSU ÊZİDÎLERİN ÖZERKLİĞİ İÇİN ÇALIŞMALIDIR

Belçika, Hollanda, Portekiz ve Irak parlamentoları 3 Ağustos DAİŞ saldırısını ve gerçekleştirilen katliamı soykırım olarak kabul etmişlerdir. Bu kararlar önemlidir. Ancak eksik olduğunu da söylememiz gerekir. Bir daha fermanlar, soykırımlar yaşanmaması için ne yapılmalıdır? Esas olarak bu soruya cevap verilmesi gerekir. Bu açıdan bu kararları alanlar Êzidîlerin özerkliği için çalışmalıdırlar. Bu özerklik siyasi düşünce farkı, aşiret farkı gözetilmeden tüm Êzidîlerin özyönetimi olmalıdır. Hatta bu özyönetim içinde diğer inanç ve halklardan temsilciler de yer alabilir. Ancak esas olarak Êzidîlerin inanç özgürlüğünün ve özerk yönetiminin gerçekleştiği bir demokratik sistem olmalıdır.

Hala Êzidîlerin iradelerini tanımama ve onların üzerinde iktidar ve egemen olma anlayışları bulunmaktadır. Bu vicdansızlıktır, adaletsizliktir. Êzidîler üzerinde ne siyasi çekişme olmalı, ne de bu halkın üzerinde otorite olmak için dayatmalarda bulunulmalıdır. Êzidîler devlet istemiyor; iktidar olmak istemiyor; demokratik yönetimin olacağı bir özyönetim sistemi istiyorlar. Böyle bir Êzidîxan Irak’a da Başurê Kürdistan’a da onur kazandırır.

Hiç kimse Êzidîler, Rêber Apo’yu niye seviyor, gerillaya niye sempati duyuyorlar diyemez. Rêber Apo tüm siyasi mücadelesi boyunca Êzidîlerin inancıyla ve kimliğiyle özgür olmasını istemiştir. Bu doğrultuda Êzidîlere büyük hizmetler vermiştir. Êzidîlere yönelik önyargının kırılması için büyük çaba sarf etmiştir. 73. ve 74. ferman öncesi de PKK’yi Êzidîlerin korunması konusunda uyarmıştır. Bu nedenle hem Medya Savunma Alanlarından HPG, YJA-STAR gerillaları, hem de Rojava’dan YPG-YPJ savaşçıları Şengal’e koşmuşlar, DAİŞ’e karşı göğüslerini siper etmişlerdir. Êzidîler tabi ki böyle bir zihniyet ve yaklaşım içinde olan Rêber Apo’yu sevecektir. Bu Önderliğe bağlanacaktır. Vicdan ve hakkaniyet bunu gerektirir. Êzidîler vicdanlı topluluk olduğundan Rêber Apo'nun hakkını veriyorlar.

ŞENGAL’İ ÊZİDÎ GENÇLER SAVUNUYOR

Gerilla, DAİŞ karşısında durarak, birçok şehit vererek Êzidîleri korumuşlardır. Yüz binlercesini DAİŞ soykırımından kurtarmışlardır. Bu gerillaya sempati duymak adalet duygusunun gereğidir. Bu açıdan Êzidîler gerillaya neden sempati duyuyorlar denilemez. Zaten bu sempatiyi göstermeseler yanlış yapmış olurlardı.

Gerilla Şengal’i kurtarıp Êzidî gençlerini askeri olarak eğittikten sonra Şengal’den çekilmişlerdir. Artık Şengal’i Êzidî gençleri savunuyor ve meclisleri ile kendilerini yönetiyorlar. Bundan herkesin memnun olması gerekirken, Kürt düşmanlığında öncü olan Türk devletinin baskısı nedeniyle özyönetimlerini kabul etmemek tarihi bir haksızlık ve vicdansızlıktır.

3 Ağustos Fermanının yıl dönümünde Êzidîleri her zaman sahipleneceğimizin sözünü veriyor; Êzidî kadınlarının intikamının kadın özgürlük çizgisinde Şengal’in demokratik özerkliğe kavuşmasıyla alınacağına inanıyor, tüm insanlığı Êzidî halkına sahiplenmeye, özyönetim ve özsavunmasını tanımaya çağırıyoruz.”