KCK’den Sivas ve Çorum anması

KCK Halklar ve İnançlar Komitesi, 1980’de Çorum’da, 1993’te Sivas’ta gerçekleşen katliamlarda hayatını kaybedenleri anarak, “Alevileri, dini iktidarları için kullanan Türk milliyetçileri katletmiştir” dedi.

Yazılı bir mesaj yayınlayan KCK Halklar ve İnançlar Komitesi, Türk devlet tarihinin halkların ve inanç guruplarının katliamlarıyla dolu bir tarih olduğunu altını çizerek, Çorum ve Sivas katliamlarında hayatını kaybedenleri andı.

KCK, başta Aleviler olmak üzere tüm Türkiye halklarını demokratik bir Türkiye ve özgür Kürdistan mücadelesine daha örgütlü ve güçlü sahiplenmeye çağırdı.

KCK’nin mesajı şöyle:

“Türk devlet tarihi halkların ve inanç guruplarının katliamlarıyla dolu bir tarihtir. Bu tarih içinde işlenmiş fiziki ve kültürel soykırıma, baskı ve asimilasyon saldırılarına maruz kalan kesimlerden biride her sürekten Aleviler olmuştur. Mayıs-Temmuz 1980’de Çorum’da, 2 Temmuz 1993’de Sivas’ta bir kez daha inançlarından ve temsil ettikleri demokratik yaşam değerlerinden ötürü Aleviler, faşist Türk devleti tarafından katledildi. Bu katliamlarda yaşamını yitirmiş Alevi canların anıları önünde saygıyla eğiliyoruz. Özlem ve taleplerine demokratik Türkiye, özgür Kürdistan mücadelemizi zaferle taçlandırarak yanıt olacağımızı belirtiyor, başta Alevileri olmak üzere tüm Türkiye halklarını bu mücadeleyi daha örgütlü ve güçlü sahiplenmeye çağırıyoruz.

Alevileri dini iktidarları için kullanan Türk milliyetçileri katletmiştir. Çorum ve Sivas katliamlarında katiller sloganlarla Alevileri, millet, devlet ve din düşmanı gördüklerini haykırarak bunu göstermiştir. Dolayısıyla Türk devletinin tüm katliamlarında olduğu gibi Alevi katliamlarında da dini kullanan Türk milliyetçileri öncülük etmiştir. Türkiye cumhuriyeti devleti Alevi katliamlarında milliyetçi güruhtan örgütlediği kontrgerilla unsurların yanına sıradan yurttaşları da vererek ‘Müslüman halkın Alevilere karşı öfkesi’ görüntüsünü vermeyi de ihmal etmemiştir. Bu taktikle Alevileri milliyetçi laik çizgide tutup farklı amaçlar için kullanmak istemiştir. Bu katliamcı yapı AKP-MHP adı altında iktidara taşınarak her gün Türkiye halklarına dönük yeni bir Sivas ve Çorum yaşatan saldırılar başlatmıştır. Türk İslam sentezi zihniyeti, Sivas katillerini af ederek ve katillerin savunmasını yapan avukatları bakan ve milletvekili yaparak temsil ettiği çizginin ne olduğunu da göstermiştir. Bir kez daha belirtmek isteriz ki Koçgiri’den Sivas’a tüm Alevi katliamlarının faili Türk İslam sentezine ve zihniyetine sahip olanlardır. Temel mantığı yayılmacı, işgalci ve soykırımcı olan Türk İslam sentezi, saldırganlığını son yıllarda ülke sınırları dışına da taşmıştır. Bugün AKP-MHP, Rojava ve kuzey doğu Suriye’de gördüğümüz gibi tüm halk ve inançlara dönük daha büyük katliamlar yapmaya başlamıştır. Bu saldırganlığın önü alınmazsa tarihte bir benzeri görülmemiş soykırımlara yol açma tehlikesini beraberinde getirmiştir. Dolayısıyla Sivas katliamı başta olmak üzere Anadolu topraklarında katledilmiş tüm halk ve inançlardan insanların anısına verilecek tek doğru yanıt bu faşist ve katliamcı devlet ve iktidara karşı mücadeleyi sonuç alıncaya kadar büyüterek sürdürmektir. Bu vesile ile yeni katliamların önüne geçmenin demokrasi güçlerinin birlikte mücadelesine bağlı olacağını bir kez daha vurgulamak istiyoruz.

Sivas katliamı, Türkiye halklarının Kürdistan özgürlük mücadelesi ile demokratik birlik temelinde ortak mücadeleyi geliştirmeye başladığı bir dönemde gerçekleşti. Bu yanıyla Sivas katliamı Türkiye demokrasi güçlerinin Kürdistan özgürlük mücadelesiyle ortaklaşmasını engellemeyi hedeflemiştir. Bu mesajını da Türkiye halklarının demokrasi mücadelesinde en aktif ve etkili kesim olan Alevileri katlederek vermiştir. Bu yanıyla Alevilere dönük katliamlar ve her türlü baskı politikaları özünde Türkiye demokrasisine bir saldırı olmaktadır. Bu saldırılar AKP-MHP ittifakı döneminde boyutlanarak sürdürülmektedir. Daiş çetelerini Alevilere, Kürtlere, Arap ve Hristiyan halklara saldırtanın da AKP-MHP olduğu kanıtlanmıştır. İçerde Kürt ve Aleviler başta olmak üzere muhaliflere saldırı, baskı, tutuklama ve işkence, dışarda da Kürt ve Arap halkına dönük sömürge ve işgal saldırıları Sivas ile başlayan sürecin devamı niteliğindeki katliam saldırılarıdır. Türk İslam sentezi ve zihniyetine sahip güçlerin geldiği nokta tüm bölge halklarını ve inançlarını tehdit edecek boyutlara varmıştır. Başta Aleviler olmak üzere Türkiye'deki tüm demokratik ve muhalif kesimlerin Sivas katliamı vesilesiyle bu gerçeği daha derin görmesi ve karşı mücadele içinde olması gerekmektedir. Faşizme karşı direnişi ve demokrasi mücadelesini pasifize eden, faşist iktidarı seçimle sonlandıracağız diyerek faşizme meşruluk ve yasallık sağlayan tutum ve anlayışların tehlikeli olduğunu da bu anma vesilesiyle bir kez daha belirtmek istiyoruz. Onlarca uygulamayla sabit olduğu gibi faşistler seçimle iktidar olmadıkları gibi seçimle iktidarı terk etmeyecektir. Bu da faşizme karşı ideolojik, siyasi, askeri ve kültürel olmak üzere her türlü mücadelenin ne kadar meşru ve bir o kadar da elzem olduğu anlamına gelmektedir. Canlarını yitirmiş demokrasi şehitlerin anısına verilecek en doğru yanıtın bu olduğunun altını yeniden çizmek istiyoruz.

2 Temmuz 1993 Sivas katliamında katledilenlere başta Alevilerin olmak üzere her kesimden demokrat ve yurtseverin mücadele ederek yanıt olma görevi vardır. Alevilerin toplumsal ve siyasal gücünü çok daha örgütlü ortaya koyarak şehit canların anısına yanıt olacağına inanıyoruz. İçinden geçtiğimiz süreçte faşizme karşı demokrasi mücadelesini zaferle taçlandırmada Demokratik Alevi hareketi yöneticileri, kurum ve örgütlerinde bir araya gelmiş canların tarihsel sorumluklarını yerine getireceğine inanıyoruz. Alevi örgütlerinin Sivas anmalarında gösterdiği birliğin bir benzerini Türkiye ve Kürdistan demokrasi güçleriyle daha etkili mücadele ortaklığına dönüştürerek Sivas’a daha güçlü yanıt olacaklarını belirtmek istiyoruz. 2 Temmuz anması vesilesi ile Alevileri inandıkları hakikat yolunun emri gereği AKP-MHP faşizmine karşı daha güçlü ve etkili tutum almaya çağırıyoruz. Bu duygu ve düşüncelerle Sivas ve Çorum şehitlerini bir kez daha anıyor anılarına direnişimizi büyütüp zaferle taçlandırma sözümüzü yineliyoruz.