İnsan Hakları Derneği (İHD) Eşbaşkanı Avukat Eren Keskin, AKP-MHP iktidarının HDP'ye yönelik siyasi soykırım operasyonlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bir hukukçu olarak artık açıklamada yapma isteği bile olmadığını söyleyen Keskin, bir hukuktan söz etmenin mümkün olmadığını belirtti. Türkiye Cumhuriyeti devletinin şu anda tamamen siyasi iradeye bağlı bir yargı sistemi içinde olduğunu ve talimatla iş yapan bir yargı ile karşı karşıya kaldıklarını vurgulayan Keskin, bu durumu çok korkunç olarak nitelendirdi.

1990'lı yılları da çok ağır yaşadıklarını ama 90'larda dahi yargının bu kadar yerlerde olmadığının altını çizen Keskin, "Konuşabilecek bir hakim, bir savcı bulurduk en azından. Şimdi tamamen bir hukuksuzluk söz konusudur. Bana göre HDP bu ittihatçı sistem içinde Kemalizm ile İslamcılık arasına sıkıştırılmaya çalışılan halkın tek çıkış noktası ve büyük bir tehlike olarak görülüyor.

Seçimde de çok kilit bir parti. Büyük ihtimalle bir erken seçim olacak ve seçimde de kilit bir parti. Bu nedenle HDP’yi yok etme operasyonudur. Çünkü aklı olan bir insan buna inanamaz. 6 yıl sonra siz Ayhan Bilgen, Beyza Üstün gibi insanları ya da diğer arkadaşlarımızı yani PKK’li olarak alacaksınız, tutuklayacaksınız. Buna kimse inanmıyor zaten. Bu coğrafyada bence buna karar veren AKP ve MHP de inanmıyor. Bunu sadece siyasi olarak ihtiyaçları olduğu için yapıyorlar" diye konuştu.

GÜÇLÜ BİR MUHALEFETE İHTİYAÇ VAR

Şu anda AKP-MHP iktidarına oy verecek kesimin sadece ırkçı ve şoven kesim olduğunun altının çizen Keskin, bunun dışında liberallerin dahi AKP'den desteklerini tamamen çektiklerini belirtti. Tayyip Erdoğan liderliğinde bir yapılanma olduğundan söz eden Keskin, son yapılan soykırım operasyonlarının amacının HDP’ye güç kaybettirmek olduğunu ifade etti. Gözaltı ve tutuklamaların hukuki bir yanı olmadığını sözlerine ekleyen Keskin, devamla şunları belirtti: "Operasyonların kesinlikle hukuki bir yanı yok ama şöyle olur diye bir beklenti de sunamıyorum. Çünkü 30 yıldır insan hakları hareketi içindeyim ve bir hukukçu olarak bu kadar öngörüsüz hissettiğim başka bir süreç görmedim.

Hiçbir şeye şöyle olabilir demiyorum, diyemiyorum çünkü yapılan hiçbir şey hukuki değil. O nedenle benim sadece şöyle bir çağrım var. Aslında Türkiye'de bir muhalefet sorunu var. Devlet zaten aynı devlet. Devlet sorunu değil bu. Bu sorun muhalefet sorunudur. Muhalefet güçlenmediği sürece bizim bu işin içinden çıkmamız zor. O neden bence bugün herkesin HDP’nin yanında yer alması gerekir. Bu büyük haksızlığa karşı, görüşleri ne olursa olsun burada siyasi görüş artık önemli değil. Siyasin görüşün ne olursa olsun, eğer insan olarak dürüst bir insansanız, kendinize saygınız varsa HDP’nin yanında yer almak gerekiyor. Başka bir çare görmüyorum."