KONGRA GEL Eş Başkanlığı,  Botan, Mardin ve Amed eyaletlerinin gerilla mücadelesinin ilk başladığı ve bir daha yerinden sökülemeyecek kadar kök saldığı alanlar olduğunu belirterek, “İlk günden bugüne kadar büyük bedeller ödeyerek özgürlük mücadelesinde öncülük eden bu alanlardaki halkımız, şimdi de final süreci dediğimiz bu sürece öncülük ediyor, heybetli özyönetim direnişleriyle tarihsel rollerini oynuyorlar.

Botan bu eyaletlerin adeta kalbidir. Botan halkı biliyor; Botan kazanırsa tüm Kürdistan halkı kazanacak, Önder Apo kazanacak, demokrasi ve özgürlük isteyen tüm ezilenler kazanacak. Bunun için zafere kilitlenen bir ruhla direniyorlar.

Tam da bu nedenle Erdoğan devletinin çeteleri de bütün güçleri ile özyönetim direnişlerini kırmak için her gün katliamlar yapıyorlar. Çocuklar, gençler ve kadınlar başta olmak üzere her gün sayısız insanımızı katlediyorlar” dedi.

DEVLETİN HEDEFİ HALKIMIZIN ÖZGÜRLÜK İRADESİNİ KIRMAKTIR

Silopi’de devlet çetelerinin Pakize Nayır (Silopi Halk Meclisi Eş Başkanı), Sêvê Demir (DBP PM üyesi) ve Fatma Uyar’ı (KJA aktivisti) katlettiğine dikkat çeken KONGRA GEL, “Paris’te üç Kürt kadın devrimcinin katledilişinin 3. yıldönümünün arifesinde yine üç Kürt kadın devrimcinin katledilmesi tesadüfü değildir. Devletin hedefi halkımızın özgürlük iradesini kırmaktır. Devlet, Dersim katliamını günümüz koşullarına göre güncellemek istiyor.

Önder Apo’ya yönelik uygulamalar bu yok etme konseptini çok açık ortaya koymaktadır. Önderlik 27 Temmuz 2011 den beri avukatlarıyla, 6 Ekim 2014 tarihinden beri ailesiyle ve vasi tayin edilen avukatıyla, 5 Nisan 2015 tarihinden beri HDP heyetiyle görüştürülmüyor. Bütün bunlara ek olarak da, İmralı’da tutuklu PKK’lilerden Nasrullah Kuran ve Çetin Arkaş Silivri’ye sürgün ediliyorlar. Önder Apo’nun durumu ve sürgünler hakkında bilgi almak için Adalet Bakanlığına yapılan başvurulara hiçbir yanıt verilmiyor” diye belirtti.

ERDOĞAN FAŞİZMİNE KARŞI OLANLAR AYAĞA KALKMAK İÇİN NEYİ BEKLİYORSUNUZ?

KONGRA GEL Eş Başkanlığı açıklamasında devamla şunlar ifade edildi:

“Erdoğan faşizmine karşı olan herkese soruyoruz; Kobanê sürecinde olduğu gibi ayağa kalkmak için daha neyi bekliyorsunuz? Erdoğan çetelerinin Sılopi, Cizre ve Sur başta olmak üzere halkımızın özyönetim direnişini kırmak üzere yürüttüğü katliamları durdurmak ve Önderliğe yönelik belirsizliğe son vermek için herkes devrimci halk mücadelesi için seferber olmalıdır.

3 yıl önce Paris’te devrimci üç Kürt kadınını katleden Türk devleti, Kürdistan’da her gün Kürt çocuklarını ve kadınlarını açık bir şekilde katletmektedir. Türk devletini durduracak olan güç, halkımızın devrimci öfkesidir.

YARIN GEÇ OLABİLİR

Önder Apo’nun durumu başta olmak üzere her gün katledilen çocuklar ve kadınlar için halkımız devrimci öfkesini patlatmalıdır. Artık bıçak kemiğe dayandı. Gün Erdoğan çetelerinden hesap sorma günüdür. Yarın geç olabilir.

Kürdistan, Türkiye ve Avrupa’da yaşayan halklarımıza çağrı yapıyoruz; Gün katliamları kınama veya mahkûm etme günü değildir, çünkü bu katliamları durduramaz. Gün katliamların hesabını sorma günüdür.

HERKES AYAKLANMA, DİRENİŞİ YÜKSELTMELİ

Dün halklarımızın kalbi Rojava ve Kobanê’de atıyordu. Bugün halklarımızın kalbi Kuzey Kürdistan’da özyönetim direnişlerini yürüten halkımızın direnişiyle birlikte olmalıdır. Çünkü özyönetim direnişlerinin başarısı, tüm Kürdistan ve Türkiye halklarının başarısıdır, tüm ezilenlerin ve ötekileştirilenlerin başarısıdır. Erdoğan faşizmine karşı olanların başarısıdır.

Bütün bu nedenlerden dolayı başta gençler ve kadınlar olmak üzere herkes ayaklanmalı, Erdoğan çete devletinden hesap sormak için mücadeleye aktif katılarak direnişi yükseltmelidir.”