Kop’tan Xakurkê’ye uzanan Siyabend

Kop’ta başlayan mücadelesini Xakurkê’de şehadetle taçlandıran Helgurt Siyabend, gerilla olmanın; kendini yeniden var etmenin savaşı, Kürdistan’da yaşamı yeniden inşa etmenin yolu olduğunu söylüyordu.

Gerilla yaşamına adım attıktan sonra her anını düşmana karşı olan öfkesiyle yoğurup kendisini geliştirmek için elinden geleni esirgemeyen Helgurt Siyabend, her adımda kendisini gerilla yaşamı içerisinde profesyonelleştirmek için çaba gösterdi, yorulmadı, bıkmadı ve en önemlisi sevgisini yitirmedi.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, Kürdistan Devrimi’ni, sevgiyi yaratma ve ters yüz edilen insan gerçeğinin özüne kavuşturulmasının devrimi olarak tanımlıyor. Bununla birlikte PKK'de kurulan her yoldaşlık, sevgiyi yaratma devriminin gereğidir. Bu anlamda devrim şehitleri, sevginin özgürlükle olan bağının en yüksek bilincine varmış, bu uğurda eylemlerini yaşamda yoldaş olarak, savaşta fedaileşerek gerçekleştirmişlerdir.

Kürdistan, özgürlük uğruna verilen mücadelenin adıdır. Nice yiğitler yetiştirmiş olan bu coğrafya, kahramanlar diyarıdır. Kürt halkının yiğit evlatları, bu coğrafyanın özgürlüğü için kendilerini büyük bir aşkla feda etti. Aşk kavramı, gerçek anlamını bu yiğit evlatların yaşamında ifadeye kavuşturdu. Her biri bir parça vatan oldu.

Kürt halkı, zifiri karanlıkta yaşamaya mahkum edilmişti. Genç kızları ve erkekleri, Kürt halkının bu zifiri karanlıktan çıkışı için birer çıra olup ölümün üzerine yürümekten bir an dahi çekinmedi. Yaşamları, bir halkın yok edilmek istenen hakikati oldu. Nice yiğitler düştü bu hakikatin peşi sıra. Bunlardan biri de şehit Helgurt Siyabend (Fesih Karakaya) idi.

MÜCADELE SICAKLIĞININ İÇİNDE DOĞDU

Helgurt, 1991’de Muş’un Kop (Bulanık) ilçesine bağlı Gebola köyünde dünyaya geldi. Muş, devletin yoğun olarak sirayet etmeye çalıştığı yerlerdendi ama aynı zamanda Kürt Özgürlük Hareketi’nin de geniş bir kitleye ulaştığı yıllardı. Bir taraftan düşmanın yoğun baskıları vardı ve halkı PKK’den kopartmak için her türlü yola başvuruyordu, diğer taraftan da gerillaların gelişip serpilmesiyle serhildanlar gelişiyordu. Böyle bir ortamda büyüdü Helgurt. Helgurt, büyüdükçe gerillanın mücadelesi de büyüdü.

ÜNİVERSİTE DÖNEMİ GENÇLİK ÇALIŞMALARI

Üniversite yılları onun için dönüm noktası oldu. Düşmanın Kürt halkına reva gördüklerini daha fazla irdelemeye başladı. Anlama düzeyi arttıkça kini ve öfkesi de arttı. Bu yıllarda aktif olarak gençlik çalışmalarına katıldı ve kendisini sorumluluklarını yerine getirmenin azmiyle donattı. Öğrenci yapısı içerisinde oldukça aktifleşti ve nihayet gerilla saflarına katıldı.

GERİLLADA KENDİSİNİ YENİDEN VAR ETME

Gerilla yaşamına adım attıktan sonra her anını düşmana karşı olan öfkesiyle yoğurup kendisini geliştirmek için elinden geleni esirgemedi. Gerilla yaşamını kendisi için şöyle özetliyordu: “Özgür ve paylaşıma dayalı bir yaşamdır. Sistem kendi kültürümüzü, kimliğimizi, dilimizi; yaşamımızı çürütüyor. Gerilla olarak baktığımızda aslında kendimizi yeniden var etmenin savaşını veriyoruz. Et ve kemiğin birbirinden ayrılmaması gibi gerilla da Kürdistan coğrafyasıyla ayrılmaz bir bütün haline gelmiştir. Gerilla olmak, Kürdistan’da yok edilmek istenen yaşamı yeniden inşa etmenin yegane yoludur.”

YORULMADI, BIKMADI, SEVGİSİNİ YİTİRMEDİ

Bundan dolayı doğaya çok bağlıydı. İnsanın bunu başarabilmesi için de kendi içinde sevgiyi yeşertip büyütmesi gerektiğinin farkındaydı. Her adımda kendisini gerilla yaşamı içerisinde profesyonelleştirmek için çaba gösterdi, yorulmadı, bıkmadı ve en önemlisi sevgisini yitirmedi. Mütevazi ve emekçi kişiliğiyle yoldaşlarının sevgi ve saygısını kazandı. Bütün görevleri, büyük bir disiplin ve kararlılıkla yerine getirdi, çünkü yaşamın sevgi ve emekle inşa edileceğini biliyordu.

Son olarak Xakurkê bölgesinde görevini yürütürken işgalci Türk devletinin Ermuş alanına yönelik gerçekleştirdiği hava saldırısında diğer iki yoldaşıyla şehitler kervanına katıldı. Yoldaşlarına tüm yaşamıyla muazzam bir miras bıraktı.