Bir 8 Mart kutlamasında gördüm Hevrin’i. Hevrin Xelef’i. Tam da o gün gitmiştim Rojava’ya. 2016 yılıydı. Endiwar’daydık hep beraber. Dicle nehrinin Cizra Botan’ı saran kıvrımlarına özlemimi yüklediğim, sesime özgür düşümü ektiğim zamanlardı. Ve düşüme özgür bir mekan yaratmak için çırpındığım. Yüreğimi mekana dokurken zamana dokunmayı ertelediğim… Özgür bir nefes almak içindi her şey… Cizre’nin yaralarını taşıyan Dicle suyuna güzel bir geleceğin düşünü hediye etmek yada… Çünkü Cizre’nin düşüydü sevgiyle nakşedilmiş bir özgür yaşam… Ve bu düş yeşertecekti Kürdistan’ın tüm umutlarını…

Cizre’ye bakan yamaçtan Dicle nehrine düşümü yüklerken Hevrin yaklaştı yanıma. Gülümsedi bütün asaletiyle… Selamlaştık önce. Tanıştık. İsminin Hevrin olduğunu söyledi. Ben Hemrin dedim, o gülümseyerek Hevrin diye düzeltti. “Cizrelimisin?” diye sordu yürekten. Şaşırdım. “Yok değilim ama olmayı çok isterdim” dedim sesim titreyerek… “Biz Derikliyiz. Cudi’ye bakıyor köyümüz, Cudi’ye bakıp hayal kurarak büyüdüm ben, ablam… Şehit düştü” dedi yüzünden geçen ince bir hüznü bırakarak benliğime. İkimiz beraber baktık Cizre’ye bu sefer. O yüzünden hiç eksik olmayan gülümsemesiyle. Ben umut eken düşümle…

Sonra annesi Ciya Suad geldi yanımıza. Naif duruşuyla selam verdi önce. Sonra o da bizimle seyretti Dicle’nin sessizliği ile kıvranan Cizre’yi. “Bu ne güzel ne derin bir karşılama böyle. Ne kadar güzeldir coğrafyamın insanları” dedim kendi kendime… Ardından mitingin olacağı alana doğru gittik beraber… Çağın tüm çürümüşlüğüyle bizi boğmaya çalıştığı zamanlar… Gülüşüne özgürlük bilincini ektiği için bir an bile umutsuzluğa kapılmayan Hevrin ve annesi ile beraber… Ve sonra kesişen yollarımız, kesintisiz süren arkadaşlığımız… Yurdunun asaletini kuşanan dik başlı, mağrur bakışlı, özgürlük sevdalısı ve can yoldaşı öncümüz… Yüreğini zamana dokuyan… Düşleri ile mekana dokunan… Toprağına devrim eken Xelef’in kültürel asaletini taşıyan Hevrin... Kurdistani güzelliği kuşanan eşsiz asaletiyle yaşamını özgürlüğe adamış güzel ve asil bir kadın.

Yurdunu dünyaya alternatif olmayı başaran bir özgürlük felsefesi ile kuran ve korumak için canını feda etmekten çekinmeyen bir kadının hikayesidir anlatılan. Rojava’nın bir kadın hikayesi olduğunu 1983’de Derik’te başlayan hayatının her karesine ilmek ilmek dokudu Hevrin. Annesi Ciya Suad’ın Rêber Abdullah Öcalan’ın düzenlediği halk toplantılarında biriktirdiği özgürlük felsefesi ile büyüdü. O sohbetlerin her dakikasını büyük bir heyecanla anlatan annesini dinleyerek güçlendi. Rêber Abdullah Öcalan uluslararası bir komplo ile İmralı cezaevinde tutsak edildiğinde, “Önderimiz özgür oluncaya kadar siyah giyineceğim” diyen annesinin inancı ile özgürlüğe inandı. Toprağının bilgeliğini kuşandı adım adım. Rojava devriminin her aşamasında büyük bir azimle çalışmalarda yer aldı. Rojava devriminin karanlığa bir ışık, sahte yaşamlara bir alternatif olduğunun bilinciyle katıldı bütün çalışmalara.

Doğal bir toplumun içinde büyümüştü Hevrin. Devletli sistemin kirlerine bulaşmamış, ikiyüzlülüğe, korkuya, ikircikliğe meyletmeyen bir toplumda… Devrim başladığı andan itibaren doğal bir sorumluluğu olarak onu sahiplenmiş en ön saflarda yer almaktan çekinmemişti. Halkların özgürlüğüne kapı aralayan Rojava devriminin kadın ruhuyla işlenmesi için çabalıyordu Hevrin. Annesinden biliyordu kadın ruhunun ne kadar güzel olduğunu. Ablası Şehit Zozan’dan biliyordu. Bu devrimin kadın devrimi olduğu bilinciyle durmadan çalışan hevallerinden biliyordu. Kendisi olmayı başaran, “Xwebun” olan bir kadının ne kadar güzel olduğunu anlatıyordu. Ve Hevrin soykırım kararı verenler değil utanç içinde yaşamayı kabul edenler yüzünden şehit düştü. Onunla aynı günde şehit düşen Eymar Mahmud gibi…

Bundan tam 21 yıl önce 9 Ekim’de özgür iradesine karşı yapılan komplo ile birlikte karalar giyen ama özgürlükten hiçbir zaman vazgeçmeyen Yadê Suad’ın kızıydı Hevrin. Hevrin bu karanlığı aydınlığa ve özgürlüğe çevirmek için her şeyiyle mücadele etti. Rojava devrimine karşı komplonun güncellendiği bir zaman diliminde Hevrin’in şehit düşmesi tesadüf değil bu nedenle… Halkların özgür birlikteliği ile özgür bir yaşamın tohumlarını eken, tüm dünyaya umut olan bir devrimin öncüsü olmayı başardı çünkü Hevrin…