Kurtulan: Devlet sağ getirebilirdi...

HDP Milletvekili Fatma Kurtulan, “Devlet tıpkı Dağlıca’da olduğu gibi asker ve polisleri sağ salim getirebilirdi ama bütün çağrılara rağmen körler ve sağırları oynadı” dedi.

Dağlıca’da kaçırılan askerleri teslim alan heyetin içinde olan ve en son Garê’deki rehinler için ailelerle görüşüp konuyu Meclis Genel Kurulu’na taşıyan HDP Milletvekili Fatma Kurtulan, bugün yaşananlardan AKP-MHP iktidarının sorumlu olduğunu vurguladı. 

Garê’den öldürülen asker ve polislerin aileleriyle bizzat görüşüp sağ kurtulmaları için defalarca çağrıda bulunan HDP Milletvekili Fatma Kurtulan, ANF’ye konuştu. Ailelerin kendilerine İnsan Hakları Derneği (İHD) üzerinden ulaştığını belirten Kurtulan, yıllara varan bir arayış sonucunda evlatlarına kavuşmak için feryat eden ailelerin, Meclis’e gelip HDP ve diğer partilerle görüştüklerini belirtti. Konuyu bizzat Meclis Genel Kurulu’na taşıyan Kurtulan, “Gerek verdiğimiz soru önergeleriyle gerek Genel Kurul’da ve rutin basın açıklamalarında daima konuyu gündemde tuttuk. Asker ve polisleri almanın tek sağlıklı yolunun diyalog ve görüşme olduğunu hep dile getirdik. İnsanların sağ salim ailelerine kavuşması için hem İHD hem bizler hem de Meclis’teki diğer partiler çok sayıda çağrı yaptık. Ne yazık ki devlet kör ve sağırları oynadı, asker ve polislerin uzun bir süre PKK’nin elinde kalmasına göz yumdu, muhatap ilişkisi kurmadı” dedi.

DAĞLICA’DA AİLELERİNE KAVUŞMUŞLARDI

Dünyanın hiçbir yerinde böylesi bir “rehine kurtarma” operasyonu görülmediğine işaret eden Kurtulan, Dağlıca’yı örnek gösterdi. 2007’deki Dağlıca çatışmasında götürülen 8 askeri teslim almaya giden heyet içinde de yer alan Kurtulan, “Bunun bir yöntemi vardır. Diyalog geliştirilir. O dönem biz DTP milletvekilleri olarak devreye girmiştik. Yine KDP, YNK devreye girmişti ve hatta askerlerin Hewlêr Havalimanı’ndan Türkiye’ye getirilmesi konusuna Amerika da dahil olmuştu, bunun üzerinden anlaşma sağlanmıştı. İki hafta rehin kalmışlardı ve hiçbiri burnu kanamadan sağ salim ailelerine kavuşmuştu” diye konuştu.

‘MUHATAP ALMIYORUM’ DEMEKLE OLMUYOR

O dönem DTP olarak bir linç kampanyasına maruz bırakıldıklarını anımsatan Kurtulan, ancak kimsenin zarar görmemesi için bunu bilerek göğüslediklerini söyledi. Dağlıca’nın bu konuda tek örnek olmadığına, daha önceleri de alıkonulan askerlerin bu tür girişimler sonucunda alındığına dikkat çeken Kurtulan, “Yine bu yol denenebilirdi. Devlet bizzat muhataplık ilişkisi yaratabilirdi. Artık ben muhatap almıyorum, demekle olmuyor. Savaşı inkar ederek, Kürtleri terörize ederek, Kürt sorununu güvenlikçi politikalarla çözeceğine inanıp ve insanları inandırmaya çalışmak gerçekten Türkiye’nin yararına değil. Sonuçta her gün oluk oluk kan akıyor” dedi.

SİYASİ SORUMLU İKTİDARDIR!

Durum böyleyken HDP’nin hedef tahtasına oturtulmasının kabul edilemez olduğunu kaydeden Kurtulan, bu katliamın siyasi sorumluluğunun AKP-MHP iktidarında olduğunu vurguladı. Bu süreçte muhalefetin kendine düşeni yaptığını, çağrılarda bulunduğunu hatırlatan Kurtulan, bu tür girişimler sonrası dava konusu edildiklerini daha önceki deneyimlerden bildikleri halde, HDP olarak girişimlerde bulunduklarını söyledi. Bu girişimlerin hiçbir zaman kolay olmadığını, karalama propagandasının yanı sıra Dağlıca’da olduğu gibi sahada her türlü riski göze alarak gittiklerini belirten Kurtulan, “Biz geçmişte de bugün de gerekeni yapmaya hazırız demişiz ve irade göstermişiz. Buradaki siyasi sorumluluğu kendi üzerlerinden atamazlar. Yani bir yeri bombalayarak rehinelerin alınacağı dünyanın neresinde görülmüştür? Böyle bir şey kabul edilemez” diye tepki gösterdi.

MECLİS KORUCULUĞU DAYATMAYA ÇALIŞIYORLAR

HDP’nin zaten uzun zamandır iktidarın gündeminde olduğunu anımsatan Fatma Kurtulan, ne yapılırsa yapılsın HDP’nin büyümeye; halkların, inançların, kadınların partisi olma iddiasını her gün biraz daha güçlendirmeye devam ettiğini kaydetti. Kurtulan, HDP’nin güçlenmesinin daha fazla baskı, gözaltı, tutuklama ve kapatma tartışmalarını beraberinde getirdiğini belirtti. Bu durumun HDP’nin doğru yolda olduğunu gösterdiğini dile getiren Kurtalan, iktidarı ürküten dik duruşlarını ve baskılar karşısında boyun eğmeme kararlıklarını sürdüreceklerinin altını çizdi. “Koltuklarını nasıl güvenceye alacaklarının hesabı içerisindeler” diyen Kurtulan, şöyle konuştu: “Saray’ın bin odasının içinde kaybolmuş durumdalar. Hangi odaya çıksalar yönünü bulamıyorlar, giderek düşüşe doğru gidiyorlar. O yüzden de partimize saldırıyorlar. Köy koruculuğu misali, bize kendi halkının mücadelesine ihanet eden, boyun eğen, diz çöken Meclis koruculuğu çizgisi dayatmaya çalışıyorlar. Buna asla taviz vermeyen bütün birleşenleriyle birlikte bir partinin oluşu, onların HDP’yi bertaraf etme çabasını daha da ayyuka çıkartıyor.”

MUHALEFETİ PARÇALAMAYA ÇALIŞIYOR

Kurtulan, tüm baskı ve hukuksuzluklara rağmen hak, hukuk, adalet mücadelesinde olanların çoğalmasının umut verici olduğunu ifade etti. Gidişattan kimsenin memnun olmadığının altını çizen Kurtulan, şunları ifade etti: “Güçlerin birlikteliği gibi bir odak var şu an Türkiye’de. Siyasi partilerde siyasi öncelikler elbette kendini koruyor ve korumalıdır da ancak ülkede hak, hukuk, adalet, yargı bağımsızlığı, güçlendirilmiş demokratik bir parlamento başlıkları herkesin ortak paydası konumunda. Çünkü herkes bir tarafından bu uygulamaların zararını yaşıyor ve görüyor. Bu anlamda ‘Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz’ ifadesi anlam kazanıyor. Bunu gören iktidar ise böl, parçala ve yönet anlayışıyla muhalefetteki partileri birbiri üzerinden vurmaya, kriminalize etmeye ve birlikteliği boğmaya çalışıyor. Çünkü muhalefetin bir araya gelmesinin sonucunu İstanbul yerel seçimlerinden biliyor.”

ENİNDE SONUNDA BARIŞ VE DEMOKRASİ GELECEK!

O nedenle bugün Garê’nin faturasının özellikle HDP’ye çıkartılmak istendiğini belirten Kurtulan, HDP’nin diz çökmeyeceğinin bir kez daha altını çizdi. HDP’nin bir şans ve demokratik bir Türkiye’nin yaratılmasında temel bir aktör olduğunu belirten Fatma Kurtulan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizi kapatırlar, açarlar mesele bu değil. Bu mücadele sürecek ne HDP ne bileşenleri ne de Kürtler asla baskı karşısında boyun eğer. Mücadeleye ve yürümeye devam edecek. Bu kesin değişmeyen bir gerçektir. Hiç kimsenin bu konuda kuşkusu olmasın. Evet, HDP bir şanstır ve HDP ile birlikte ülkede barışın, demokrasinin inşasını yapmaktan başka bir çare yok. Sürdürülen bu kör siyaset herkesi altüst etti. Çözüm özellikle yapılmak istenmiyor. Eninde sonunda mutlaka ve mutlaka bu ülkeye demokrasi ve barış gelecek. Bundan kaçamazlar. Gün gelecek, birbirlerine girecekler, çünkü çözmeyen çözülüyor, tarihin karanlığına kendisi gömülüyor. Tek çare, barış ve demokrasiden kaçmamak; daha fazla insanımız yaşamını yitirmeden, tabutlar ailelere gelmeden çözüm için oturup hep beraber kafa yormaktır. Meclis’te bunun koşullarını oluşturmak, komisyonlar kurmaktır, muhataplarıyla birlikte oturup tartışıp Türkiye’ye bu sonucu hediye etmektir; bu Meclis’in en temel görevi budur. İktidar bundan istese de daha fazla kaçamayacak, aksi takdirde çürümeye devam edecektir.”

SORUMLULAR HESAP VERMELİ

Yaşamını yitirenlere rahmet, ailelerine başsağlığı dileyen Kurtulan, Garê konusunda gerçeklerin açığa çıkması için bir araştırma komisyonu kurulması taleplerinde ısrarcı olduklarını da ekledi. Kurtulan, yaşananlardan sorumluluğu olanların istifa etmeleri ve Mecliste muhalefete parmak sallamak yerine hesap vermeleri gerektiğini vurguladı.